Güncelleme Tarihi:
Burası Divan Oteli. Mustafa Koç için taziye, her gün saat 16.00’da başlıyor; 3 saat sürüyor. Günlerden perşembe. Son gün. Saat 18.00’de merhum Mustafa Koç için mevlit okutulacak.
Divan Oteli’nin lobisine giden kapının önünde bir kuyruk. Oysa daha saat 15.00, taziyenin başlamasına bir saat var. Hava buz gibi. Fark etmez! O sıraya girilecek, x-ray’den ‘Gezi Olayları’nda yaralıların sığındığı lobiye geçilecek, orada başka bir kuyruk daha aşılarak Koç ailesine ulaşılacak. Sırasıyla ayakta bekleyen Ali Koç, Ömer Koç, Rahmi Koç, Çiğdem Simavi, Carolin Koç, Nevbahar Koç, İpek Kıraç ve İnan Kıraç’ın elleri sıkılacak, başsağlığı dilenecek. Günlerdir böyle. Mustafa Koç’u tanıyan-tanımayan, ünlü-ünsüz yaklaşık 30 bin kişi, Koç Holding’in kurumsal başarısının da marifetiyle ‘sükûnet’ içinde bu sırada bekledi. Aynı ritüeli ben de yaptım. Kısa aralıklarla ‘zarifçe’ yol gösteren güvenlik görevlilerinin izinden gittim. Lobideki insanlarla konuştum. Vehbi Koç’un cenazesini de bir gazeteci olarak izlemiştim. Yedi gün süren taziye bir aile geleneği. Fakat burada başka bir şey var. Sosyologların ilgisini çekebilecek bir şey... Lobideki kalabalığın büyük kısmı Mustafa Koç’la hayatında hiç karşılaşmamış. 71 yaşında bir teyze elinde Kuran-ı Kerim, bir koltukta oturuyor, onun için dua okuyor. Bir başka masada, 60’larında bir adam ona şiir yazıyor. Şiirinde, “Mevkiye paraya toktu gözün/ Eğri değil dimdik yalansız sözün/ Sevgiyle saygıyla doluydu özün/ Mustafa Vehbi Koç zamansız veda...” diyor. Bir emekli öğretmen, “Onun samimiyeti bizi büyüledi, onun özü vardı” diye anlatıyor orada oluş nedenini... Her gün gelen var, her gün dua eden, her gün gözyaşı döken.
O insan seli, sonunda bir odaya varıyor. Aile, gelenleri ayakta karşılıyor. Günlerdir ayaktalar, yorgunlar, üzgünler, evlatlarını kaybetmişler ama nezaketlerinden hiçbir şey kaybetmemişler.
Tek tek herkesin gözünün içine bakıyorlar. Bir ara Rahmi Koç, elini sıkan üniversite öğrencisi gence, kaç yaşında olduğunu ve nerede okuduğunu soruyor. Kısacık bir sohbet ama içten. Yine elini sıkan yaşlı bir amca şiir okumaya başlıyor. Rahmi Koç, ona da “Sağ olasın, bugün şapkanı takmamışsın” deyiveriyor. Belli ki o amca her gün oraya geliyor. Tüm sevenleri gibi ‘Ülkenin aydınlık yüzü’ne sahip çıkıyor.
BURADAYIZ; ÇÜNKÜ...
ACILARI YÜREĞİMDE
Türkan Şoray-Oyuncu
Koç ailesi çok sevdiğim bir ailedir. Mustafa Bey’in küçüklüğünü bilirim. Ülkemiz için çok büyük bir kayıp. Acılarını yüreğimde hissediyorum.
ALLAH ONDAN RAZI OLSUN
Leyla Özruna -Ev kadını
Diyarbakır’dan geldim. Oğlumu ve kocamı kaybettim, iki kızım burada çalıştı. Ekmeğini yedik, iyiliğini gördük. Şimdi onun için dua okuyorum.
CUMHURİYET İÇİN TEMİNAT
Murat Haydaroğlu - Şair
Mustafa Koç, gönülleri fethetmiş bir insandı. Onun için bir şiir yazdım. Koç ailesini cumhuriyetin teminatı olarak görüyorum.
HER GÜN GELDİM
Uraz Cengiz Türker - Öğretim üyesi
Ülkemiz için çok büyük bir kayıp. Koç Holding’i büyüttü. Ulusumuzu ve devletimizi yüceltti. Tanışmıyordum ama her gün geliyorum.
ÇOK MÜTEVAZILAR
Gül Gündoğdu- Emekli
Geçmiş yıllarda Nakkaştepe’de çaycıydım. Bu insanların resmi evimde bile asılı. Türk halkının devamlı yanındalar. Ve o kadar mütevazılar ki..
GEZİ RUHUNU UNUTMAYIN
Ayşegül Ayşeşek - İşkadını
Ben cumhuriyet için, Mustafa Koç cumhuriyet çocuğu olduğu için buradayım. Oğluma da, “Gezi’deki o ruhu unutmayın” dedim.
SICACIK BİR ADAMDI
Nazlı Keçili - İşkadını
Elinde bu kadar imkân olup, bu gücü iyiliğe yoğunlaştığı için bu kadar kalabalık burası. Gerçekten Mustafa Abi sıcacık bir adamdı.
HERKESE İYİ DAVRANDILAR
Neşe Ödevci - Emekli Fransızca öğretmeni
Hepimiz cumhuriyet çocuklarıyız. Bu aile herkese iyi davrandı. Her zaman iyiliksever oldular. Burada olmasaydım kötü hissederdim.
TÜRKİYE’NİN NAZAR BONCUĞU
Ve taziye defterleri. Herkes aileye başsağlığı diledikten sonra duygularını yazıyor. “Siz beni tanımazsınız, Kandilli’deki yalının gazını ben açmıştım” diyen de var, “İyi bir davetten sonra parlayan, renkli gözlerinizle iki elimi sıkmanızı çok özleyeceğim” diyen de... Mustafa Koç’a “İyiliksever mavi gözlü patronum” diye seslenen de var, “Keşke arkanda bıraktığın sevgi selini, birlik ve beraberliği görebilsen. Kimseye nasip olmaz” diyerek onunla konuşan da... Kimine göre o Türkiye’nin nazar boncuğu, kiminin can dostu, kiminin ‘Koç’u... Hatta şunu diyen de var: “Senin gibi insanlar çoğalsa dünya çok güzel olur”... Bu kadar sevilmek insanı ölümsüz kılar, değil mi?