Güncelleme Tarihi:
Hindistan’da erkeklerin kadınlara yönelik asit saldırıları oldukça yaygın. Hiç kendi başınıza geleceği aklınızın ucundan geçer miydi?
- Size tuhaf gelecek ama, başıma gelmeden önce bu tip bir suçun varlığından haberim yoktu. Kafamdan aşağı bir kova asit döktüklerinde bile bunun ne olduğunu anlamadım. Sanırım, ailem beni bu tip haberlerden korumaya çalışmıştı. Elbette her anne kızına gitmemesi gereken yerler olduğunu, dikkat etmesi gereken şeyler olduğunu anlatır. Annem de bana yabancılara karşı dikkatli olmamı öğütlerdi. Bana kadınların tecavüze uğrayabileceği anlatılmıştı ki bu daha yaygındır. Kimse beni asit saldırıları konusunda uyarmadı.
Saldırganla nasıl tanıştınız?
- Aslında tanışmıyordum. Yaşadığım mahallede beni görmüş ve saplantı haline getirmiş. 18 yaşındaydım, gelip evlenmek istediğini söyledi. O sırada üniversitede moda eğitimi almaya başlamıştım. Teklifini geri çevirdim. Ama ısrar etmeyi sürdürdü. Eğitimimi, ailemi bırakıp onunla evlenmemi istiyordu. Ben de onu reddetmeyi sürdürdüm. Sanırım “madem benim olmuyorsun, o zaman kimsenin olamazsın” diye düşündü.
Kendine acıyanlar kurbandır, ben değilim
11 yıl sonra hala neden ben diye sorduğunuz oluyor mu, ya da kendinizi suçladığınız? Kadınlar erkek şiddetine uğradığında “ben mi yanlış bir şey yaptım”, “bu saldırıyı önleyebilir miydim” diye düşünebiliyor çünkü...
- Evet, neden ben, neden benim başıma geldi diye çok sordum. Çünkü iyi bir insan olursanız, düşman edinmezseniz, kimse de size kötülük yapmaz diye düşünürdüm. Haklısınız, kadınlar kendini suçlayabiliyor bazen ama ben yapmadım. Çünkü bu saldırıyı önlemek için yapabileceğim tek şey o gün evden çıkmamak olabilirdi. Evlenme teklifine hayır dediğim için bir an bile pişman olmadım. Kendini kurban durumunda bulan her kadın bilmeli ki, suçlanması gereken kişi asla kendileri değil.
Sizden hep “asit saldırısı kurbanı” olarak bahsediliyor. “Kurban” olarak anılmak sizi nasıl etkiliyor, bu tek kelime sizi tanımlamaya yetiyor mu?
- Hastanede ölümle yaşam arasında bir yerde yattığım sırada kurbandım. Ama hayatta kaldım, ayaktayım ve güçlüyüm. Ve şimdi bunca emek, zaman ve para harcadıktan sonra, insanların çabası ve sevgisiyle yeniden sadece Monica Singh’im. Tasarımcı veya istediği her şey olabilecek bir kadınım. Kendine acıyarak hayatına devam etmeyi seçenler kurbandır. Ben istediğim herşey olabilirim, benim durumumdaki tüm kadınlar, istedikleri her şey olabilirler. Kendime kurban diyerek, tüm birikimini, emeğini, zamanını bana yeni bir yüz verebilmek için harcamış olan babama hakaret edemem. Ben bundan daha fazlasıyım.
Makyajsız sokağa çıktığınız oldu mu hiç?
- Hayır. Haberlerde, benimle aynı durumda olup hiç makyaj yapmayan ve yaralarımı seviyorum, beni böyle kabul edin diyen kadınlar görüyorum. Ben yaralarımı yüceltmek yerine onların ötesine geçmek istiyorum. Bu yaraların beni tanımlamasına izin veremem. Yüzü ne kadar mükemmel olursa olsun her genç kadın makyaj yapıyor, ben neden yapmayayım? Dünyaya neyi kanıtlamaya çalışıyorum? Yaralarımı sevdiğimi mi? Hayır, onları sevmiyorum. Ben kendimi seviyorum, yaralarımı değil. Yaralarını yüceltenler asıl kurbanlardır, çünkü kendilerini o yaralar üzerinden tanımlıyorlar. Geçmişini değiştiremezsin ama geleceğini yazabilirsin.
Neden moda sektöründe kalmaya devam ettiğinizi merak ediyorum. Çünkü moda tamamen görünüm üzerine bir endüstri ve siz dünyanın dört bir yanında konuşmalar yaparak kadınlara görünenin ötesine geçmelerini salık veriyorsunuz. -
Bana göre moda görünüşten, güzellikten, mükemmel olmaktan ibaret değil. Bana göre moda kendinden emin görünmekle ilgili. Kendini nasıl sunacağını bilmekle ilgili. Ayrıca bu konuda yetenekliyim. Yeteneğim olmadan nasıl varolabilir, nasıl güçlenebilirim?
45 ameliyattan sonra ne durumdasınız?-
Dışarıdan bakınca bedenim sağlıklı, güçlü görünüyor ama her zamankinden daha kırılganım. Vücudumun tek bir iğneye daha tahammülü yok, eskisi kadar hızlı iyileşmiyor, ilaçları eskisi kadar iyi tolere edemiyor. Ölmeden önce daha iyi bir görüntüye kavuşmayı umuyorum ama bedenim şu anda daha fazla müdahaleyi kaldırmıyor. Şu an sahip olduklarımı da kaybedebilirim.
Hapse girdiğini görmek istiyorum
Size bunu yapan
adama ne oldu?
- Aslında 5 kişiydiler. Bana evlenme teklif eden adam serbest ve hiç ceza almadı. Davam şu anda yüksek mahkemede. Ona yardım eden ve başımdan aşağı asit dökenler ise cezaevine girdi ama iki yılda serbest kaldı.
Peki asıl saldırganla yüz yüze gelmek ister miydiniz, gelseniz ne söylerdiniz?
- Ona hiçbir şey söylemek istemiyorum. Sadece hayatının geri kalanını parmaklıklar arkasında geçirdiğini görmek için bekliyorum. Ölmesini de istemiyorum. Çünkü ben bu halde hayatıma devam ediyorum. Ben normal bir hayat süremiyorsam, o da süremesin.
Saldırıdan önce popüler, dışa dönük biriydim. Dans ve spor yarışmalarında kazanılmış madalyalarım vardı. Ama şimdi eskisinden çok daha güçlüyüm, ayaklarım yere daha sıkı basıyor. Eski fotoğraflarıma baktığımda, “bu kız da kim” diye düşünüyorum. Eski yüzümle bağ kuramıyorum. Sanki bana değil, küçük kız kardeşime aitmiş gibi. Yüzün değişiyor, hayatın değişiyor, kafa yapın değişiyor...