Güncelleme Tarihi:
“Hiç keyifleri yok, yüzleri gülmüyor.”
Tesisten içeri girerken, ezberlediğimi sonradan fark ettiğim, bu beş kelime var aklımda. Kışın belki de en güneşli günlerinden birinde, idmanlarını yaparlarken, yüzlerinin bazen durgun, bazen de çok neşeli bir hale gelmesini izliyorum. Bir yandan Bursaspor’u yenip Ziraat Türkiye Kupası’nda çeyrek finale yükseldikleri için mutlular, diğer yandan kendilerini politik bir iklimin içinde buldukları, nedenini anlayamadıkları cezalarla karşılaştıkları için şaşkınlar. Evet, Amedspor oyuncularından söz ediyorum.
Bunu bizzat taraftarların kendisi söylüyor. Mesela Berat Porsuk: “O ırkçı laflar devamlı olan şeyler. Bize düşen, her durumda takımımızı desteklemek.” Bir diğer taraftar Mehmet Fatih Aşkın’sa seyircisiz maç oynama cezalarının kalkmasını, sporcuların baskı altında olmamasını istiyor. Bursaspor galibiyetini de bekliyormuş: “Onlar her ne kadar bizden üst liglerde olsalar da biz maça hazırdık, yıllardır bunu bekliyorduk. Sporculara güvendik, onlar da gereğini yaptı. Komutan selamı olmamalıydı. Ama ne diyelim, herkes kendine yakışanı yapıyor.”
O esnada sahaya gelen iki koca tepsi baklavaya hücum ediyor herkes. Az sonra da içeri geçip kavurma-pilav yiyecekler. Baklava, herkesi mutlu eder. Etti de. Ama bir tek Deniz Naki’nin yüzünü gülerken hiç görmedim. Perşembe sabahı takımla buluştuğumuzda Naki’nin 12 maçlık tarihi cezası henüz açıklanmamıştı. Naki’ye Bursaspor galibiyetinden sonra sosyal medya hesabında yaptığı “Bu galibiyeti topraklarımızda 50 günden fazladır süren zulümde hayatlarını kaybeden ve yaralılarımıza adıyoruz, armağan ediyoruz. Her biji Azadi (Yaşasın Özgürlük)” açıklaması sebebiyle verildi bu ceza.
Diyarbakır İl Spor Güvenlik Kurulu, salı günkü Amedspor-Fenerbahçe karşılaşmasının seyircisiz oynanmasına karar verdi. Ama Amedsporlu oyuncular, seyircisiz de olsa Seyrantepe Spor Kompleksi sahasında oynanacak maç için kendilerine güveniyor...
DİYARBAKIR'IN KISA FUTBOL TARİHİ
‘Futbol asla sadece futbol değildir’in bu topraklardaki en belirgin yansıması oldu Güneydoğu’nun topla ilişkisi. Diyarbakırspor, ‘Devletin şefkatli elinin uzatıldığı’ hissiyatının ifade alanıydı. 90’larda Olağanüstü Hal Bölge Valisi Ünal Erkan, daha sonraları da Emniyet Müdürü Gaffar Okkan bu uğurda çok çaba harcadı. Yöre halkı ve tribünler ‘devletten ayrı düz koşu’yu tercih etse de Okkan’ı bağrına bastı, ‘Gaffar Baba’ olarak her maçta andı. Takım ise deplasman maceralarında ev sahibi tribünlerince ‘Öteki’leştirildi. 90 dakikaları ‘PKK dışarı’ tezahüratları eşliğinde bitirdi.
Amedspor Başkanı Ali Karakaş: Çarşı da Fenerbahçeliler de yanımızda olsun isterdik
Bu takım, geçen sene ismi Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor’ken Ziraat Kupası’nda Galatasaray’ı 2-0 yenmişti. Ama bu seferki kadar çok konuşulmamıştık. Bunun birinci nedeni, ismimizin Amedspor olması. İkincisi de bölgede yaşanan bu savaş süreci. Maçları yayımlayan kanalda bile isim zikretmiyor, ‘onlar’ diyorlar. Alanya, Hatay, İzmir, Ankara ve Düzce gibi illerden gelen pek çok oyuncumuz var. Diyarbakırlı olanların sayısı ancak 3-4’tür. Spor, ortak yaşam demektir, temelinde kardeşlik, dostluk vardır. Bizi başarıya götüren de herkesin birbiriyle uyum halinde olması.
Taraftarı ideolojik olarak değerlendirip cezalandırmak da haksızca. Çocukların İstanbul’da söylediği önemli bir tezahürat var: “Çocuklar ölmesin, maça gelsin.” Sonra bir oyuncumuzun “İnsanlar ölmesin” diye bir açıklaması oldu ve bu yine cezaya tabi tutuldu. Kulübün binası, geçen günlerde 40 kişilik bir terörle mücadele ekibi tarafından basıldı. Sahte bir Twitter hesabından bizim adımıza “Bursaspor deplasmanında alınan 2-1’lik galibiyeti Sur’da, Cizre’de, mevzide direnen gerillalara ve fedakâr Kürdistan halkına armağan ediyoruz” şeklindeki bir tweet atılmış. Bizim öyle bir tweet’imiz olamaz. Harddisklere el koymak için Terörle Mücadele geldi ya!
Aziz Yıldırım da Diyarbakırlı. Fenerbahçe yönetimiyle maç öncesi güzel mesajlar verirsek şiddetli bir ortamdan ziyade, güzel bir ortam elde ederiz. Devrimci Trabzonsporlular sağ olsunlar bize destek verdiklerini açıkladı. İsterdik ki Çarşı da, Fenerbahçe’nin taraftar grubu da yanımızda olsun. Buradan onlara çağrımız bu olsun. Buradan bir kez daha söylemek isterim: Bizim siyasi bir kimliğimiz yok. Ama Diyarbakır takımıyız. Toplumsal sorunlara karşı duyarlı bir grubuz. O tarafımız hiç şüphesiz var ama biz barıştan yanayız.
Sanki yabancı maçı anlatıyor
Şevket Güngör (28), Manisa: Evet, ırkçı laflar sürecek ama ben duymazdan geliyorum. Burada Türk’üyle Kürt’üyle hepimiz bir aradayız. Onlar bizi siyasi yerlere çektikçe biz daha çok kenetleniyoruz. Bu durum maçlara da yansıyor.
Volkan Dikmen (24), Berlin: Bursaspor galibiyeti rüya gibiydi. Biz iyi bir takımız. Çalışmaya ve kazanmaya devam edeceğiz.
Levent Taşkın (39), Ankara: Bizim başarımızı şu ana kadar kimse kabullenmedi. Hatta maçı anlatan spiker bile Başakşehirspor maçında +5’te yediğimiz golden sonra sanki bir milli maç anlatırmış gibiydi. Sanki yabancı bir takıma karşı atılan bir gol sevincini paylaştı. Ben Kürt değilim. Diyarbakırlı da değilim. Hepimiz siyasetin içine çekildik. Kurada bize Fenerbahçe’nin çıkmasını çok istiyordum. Arkadaşlarıma, “Futbol hayatınızda ne zaman Fenerbahçe’yle Şükrü Saracoğlu’nda oynayabileceksiniz ki” diye soruyordum. Şimdi kısmet olacak. Bursa’yı yendik, sevinemiyoruz bile... Yüzlerce bozuk para attılar. Kesmeşeker bile atmışlar. Ne attığı önemli değil, bana bir şey atmak istemiş.
Şehmus Özer (35), Diyarbakır: Adımız Amedspor olduktan sonra daha çok sıkıntı yaşamaya başladık. Adımızın siyasete çekilmesini istemiyoruz. Yenildiğimizde tebrik edip sahadan çıkıyoruz ama yendiğimizde neden bu kadar abartıyorlar?
Abdullah Çoban (25), Konya: Türk’üm ve herkesin saygı-sevgi çerçevesinde futbol oynayabileceğini, izleyebileceğini biliyorum. Hocamız sahaya çıkarken “Oynayacağınız oyundan zevk alın” demişti. Biz her şeye rağmen mutlu olmak için oynadık ve başardık. Futbol birleştirir.
Başaran Balcı (24), İskenderun: Bursaspor maçı, hayatımın en güzel anlarından biriydi. Sahaya çıktığım zaman hiçbir şey duymuyorum. İster kötü tezahürat olsun, ister küfür; oyuna odaklanıyorum. Ben Türk’üm ve burada hiçbir kötülük görmedim.
'BİZ BARIŞ İSTİYORUZ'
TEKNİK DİREKTÖR SERTAÇ KÜÇÜKBAYRAK (42), DİYARBAKIR
Bu takımı önce de çalıştırmıştım ama adı Amedspor olunca işler zorlaştı. Oyuncuların, şehirdeki olumsuzluklardan etkilenmemeleri mümkün değil. Amedspor olarak üç büyük takımdan birini Diyarbakır’a getirmek istiyorduk. Kurada Fenerbahçe çıktığında sevinmiştik. Halkımız Diyarbakır’da adeta bir festival havasında büyük bir takımı izleyecek diye düşünmüştük ama kura belirlendikten iki saat sonra Amedspor ceza yedi. Semih Şentürk’ün komutan selamı, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları üzüyor ve biz sporun birleştirici bir unsur haline gelmesini istiyoruz.
Amedspor'un kadınları
Diyarbakır ekibinin 3. ligde mücadele eden kadın futbol takımı da var.
** Çiğdem Özgüler, 19: Ailem küçükken istemiyordu ama Amedspor olduğunu görünce artık gelmesem de onlar zorla gönderiyorlar. Hayalim milli takıma gitmek.
** Ebru Kaya, 17: Altı yıldır oynuyorum, çok seviyorum. Çoğu gibi ben de sokakta oynamaya başladım.
AİLEM BAŞTA KARŞI ÇIKTI
Lütfiye Figen (18): 7-8 yıldır oynuyorum. Halimden çok memnunum. Hemşirelik okuyorum, bir yandan okul, bir yandan staj. Burada stres atıyorum. Ailem ilk başta karşı geliyordu, erkek oyunu diye bakıyordu ama şimdi çok destekliyorlar.
Barış demekten başka çaremiz yok
Amedspor’un yıldızı Deniz Naki, Almanya kökenli bir isim. 2013’te Gençlerbirliği’ne transfer olan oyuncu, sosyal medyada IŞİD’i eleştirmesinin akabinde dövüldü. Saldırının Kürt olması nedeniyle gerçekleştiğini söyleyen Naki’nin sözleşmesi de kulüple karşılıklı olarak feshedildi. Dersimli olan Naki’nin ‘Azadi’ (Özgürlük) ve ‘Dersim 62’ dövmeleri çok konuşuldu. Bursaspor maçının ardından Facebook hesabından yaptığı paylaşım sebebiyle, 12 maç men ve 19 bin 500 lira para cezasına çarptırıldı. “Ben barış ve kardeşlik mesajı verdim. Kimse moralini bozmasın” açıklamasını yaptı.