Güncelleme Tarihi:
First Lady olursam, geleneksel bir imaj seçerim. Yani, Jackie Kennedy ve Betty Ford tarzı destekleyen bir eş olurum.” Melania Trump’ın bu cümleleri ABD Başkanlık seçimini ezici bir üstünlükle kazanan Donald Trump’ın kampanyası sırasında söylediğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu demeç yeni First Lady’nin 1999’da, Trump’la sadece bir yıl birlikteyken New York Times’a verdiği röportajdan... Geride bıraktığımız seçim kampanyası sırasında kedi gözleri, parlak saçları ve 25 karatlık ışıldayan tek taşıyla Trump’ın arkasında izledik onu. ‘Hillary Clinton’ın anti-tezi’ havasında, alımlı, kırılacak gibi narin ve tüm ipleri kocasının eline teslim etmekten memnun kadın olduğu imajını tüm dünyanın gözüne soktu. Ama tüm bu ‘Ben bilmem beyim bilir’ manevraları, göründüğü kadar masum mu? 46 yaşındaki eski top model, kralının yanında ihtişamın keyfini süren Marie Antoinette mi, yoksa kocasını iktidara taşımaya ‘çaktırmadan’ yardım eden stratejist bir Hürrem Sultan mı? Melania Trump’ın önlenemez yükselişine bir bakalım...
KAÇAN KOVALANIR
Sindrella masalımız eski Yugoslavya, yeni Slovenya’da başladı: Araba satıcısı bir baba ve terzi annenin kızı Melania, mimarlık eğitimi alsa da, 1996’da“Burada ekmek yok, New York’ta modelliği deneyeyim” mottosuyla Yeni Dünya’ya adım attı. İki senede kayda değer birkaç iş yapsa da, esaslı bir çıkışı olmadı. O dönemde Donald Trump, fırtınalar estiren bir playboy’du. İlk eşi Ivana Trump’a 20 milyon dolarlık bir tazminat ödemiş, uğruna ilk eşini boşadığı Marla Maples’la olan evliliği de iyi gitmemişti. Yeniden boşanma arifesinde olan Trump’un yeniden evlenmeye niyeti yoktu.
Melania Knauss, işadamı/reality şov yıldızı/ yeni ABD Başkanı’nın ilgisini dönemin popüler mekânı Kit Kat Club’daki bir partide çekti. Şöyle anlatıyor: “Partiye başka bir top model Celina Midelfart’la gelmesine rağmen telefon numaramı istedi. Sanki ona numarasını verecek, bir kere aranıp unutulacak binlerce kadından biri olmayı kabul edecekmişim gibi... Reddettim. Tuvalete gittiğimde yanıma bir kadın arkadaşını yolladı. Çıkışta beni bekliyordu. Yine reddettim. Israrı üzerine ‘Çok istersen sen ver, ben seni ararım’ dedim. Ofis, araç, ev, aklınıza gelebilecek tüm numaralarını verdi. Yine de bir hafta beklettim, öyle aradım.” Bu kedi- fare oyunları işe yaramış olmalı ki, Melania, üç ay içinde Donald Trump’la birlikte yaşamaya başladı.
FAZLA, HEP DAHA FAZLA!
İlişkilerinin ilk yıllarında Melania, Donald Trump’ın medyada yer almasını sağlayacak sansasyonel demeçler verdi. Örneklerle görelim: 1999’da Howard Stern’e verdiği röportajda Trump’la her gün, bazen birden fazla cinsel ilişkiye girdiğini de açıkladı. 2000’de GQ dergisinin kapağına çıkan model, Trump’a ait jetin içinde çıplak poz verdi. Röportajdan inciler: “30 bin feet üzerinde sevişmek mükemmel.” Çift, 2005’te Trump’a ait Mar-a-Lago’da yine olabilecek en ihtişamlı biçimde evlendi: Melania Trump’ın 500 bin TL değerindeki Dior gelinliği, ‘dünyanın en pahalı üçüncü gelinliği’ olarak tarihe geçti. Parmağında ışıldayan 12 karatlık yüzüğü de unutmayalım. Trump, ilişkilerinin onuncu yılında 25 karatlık bir yüzük daha armağan ederek ‘Yüzüklerin Efendisi’ lakabını da kazandı.
STİLLE VERİLEN SUBLİMİNAL MESAJLAR
Gelelim seçim sürecine... Kampanyalar sırasında ‘uysal, geri plandaki ev kadını’ imajına sıkı sıkıya sarılsa da, seçtiği giysilerle, renklerle, tercih ettiği markalarla akıl oyunları oynadı Melania Trump. Hemen inceleyelim:
** Dişilik kartını oynadı: 26 Eylül’deki ilk başkanlık seçimi münazarasında giydiği Roland Mouret elbise, bir first lady adayı için fazlasıyla cüretkar bir tasarımdı. Ama bu tasarımla Michelle Obama’dan ‘stil ikonu’ rolünü de teslim alacağını gösterdi. Elbise birkaç saat içerisinde tükendi.
** İnterneti kıran fiyonk: Trump’ın cinsel taciz iddialarının gündemde olduğu ekimde olay yaratacak bir tasarım seçti. İkinci başkanlık münazarasında ‘Pussy bow’ olarak anılan, 3500 TL değerinde, iri fiyonklu pembe bir takımla katıldı. Medya kelime oyunlarıyla tasarımı münazarada söylenenlerden daha fazla gündemde tuttu. Trump’ların reklamı fazlasıyla yapıldı.
** Seçim kampanyasının son döneminde seçtiği renkler masumiyeti simgeleyen beyaz tonlarında oldu. Markasını Amerikan tarzı yaşam üzerine kurgulayan markaları kullanmaya başladı: Oy vermeye giderken Amerika’nın en ünlü hazır giyim markası Michael Kors’u seçti. Zafer gecesi ise üzerinde, tasarımlarında Amerikan bayrağını kullanan Ralph Lauren imzalı bir tulum vardı. Tabii ki onun da rengi kırık beyazdı.
Evet, Donald Trump’ın Amerikan Başkanı, Melania Trump’ın da first-lady olduğu bir dünya, şüphesiz eskisi gibi olmayacak. Ne olursa olsun çok daha renkli, ihtişamlı, Muhteşem Yüzyıl tadında günler bizi bekliyor.