Malefiz bugünün gençleri gibi, masum ve politik
Güncelleme Tarihi:
Angelina Jolie bu defa kötü. Ama bildiğimiz gibi bir kötü değil. ‘Uyuyan Güzel’ masalına kötü kalpli cadının tarafından bakan yeni filmiyle bizi nasıl büyüleyeceğini bizzat anlatıyor.
Sizi bu role çeken ne oldu?
- Küçük bir kızken Malefiz’den hem çok korkar hem de onu çok severdim. Bu yüzden bir Malefiz filmi çekileceğini duyduğumda neler olup bittiğini anlamak için kendiliğimden bir araştırma yaptım. Daha sonra da bu filmle ilgilenip ilgilenmediğimi soran bir telefon aldım. Cevabım “Kesinlikle ilgileniyorum”du. Fikri sevdiğimi söyledim ama “Bir bebeği lanetleyen biriyle ilgili nasıl bir film yapılabilir ki” diye merak da ediyordum.
Senaryoyu ilk okuduğunuzda ne düşündünüz?
- Çok heyecanlandım; muazzam bir gizemi çözüyormuş gibi hissettim. Hepimiz ‘Uyuyan Güzel’ hikâyesini biliyoruz, hepimiz Malefiz’i tanıyoruz. Bu hikâyeyle büyüdük. Ama hiç bilmediğimiz, bütün bunlardan önce neler yaşandığı.
Seyirciler kötü bir karakteri kabullenecekler mi sizce?
- Bu işi doğru yaptıysak artık onun tarafına geçeceksiniz. Bu, gerçekten çok sıradışı bir başarı haline gelebilir.
Peki sizce kim Malefiz?
- Çok güçlü bir adalet duygusu olan biri. O, güçlü kalbiyle neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veriyor ve sonra da yolunu kaybediyor.
Bu karakteri canlandırınca onunla ilgili düşünceleriniz değişti mi?
- Oynadığım en zor karakterlerden biriydi. Bir insan olmamasına rağmen insanlığın bütün hallerini gösteriyor. Bugünün gençlerinde gördüğümüze benzer bir masumiyeti var. Şimdiki gençler de çevre sorunları ya da dünya ya da politika için oldukça tutkulular. Ama Malefiz daha sonra uğradığı ihanetle tamamen değişiyor. İnsanlığını daha sonra bulmak üzere kaybediyor.
Seyirciler de bu bağı kurabilecek mi sizce?
- Senaryoyu ilk okuduğumda çok heyecanlandım ve kızlarımı yanıma çağırıp hikâyeyi anlattım. Ertesi gün gördüm ki oğlum, kızlarımdan biriyle “Malefiz kötü, o korkunç biri” diye kavga ediyordu. Kızım da “Anlamıyorsun, sen her şeyi bilmiyorsun” diyerek ona kızıyordu. Bunun çok ilginç olduğunu düşündüm. Hepimiz “Ama sen her şeyi bilmiyorsun, beni aslında tanımıyorsun, büyük resmi görmüyorsun” diyebilmeyi dilemiyor muyuz? Kızlarım Malefiz’i koruyordu. Bu karakter sayesinde küçük kız ve oğlan çocuklarının bu bağlantıyı görüp ilişki kurmalarını sağlayabileceklerini umuyorum.
Kadınlarla bağ daha güçlü sanki?
- Umuyorum ki özellikle kızlar adalet duygusuna sahip olmanın, neyin adil olduğuna karar vermenin ve neyin savaşmaya değeceğinin önemini anlayacak. Bir kadının sahip olduğu bütün karmaşıklığı, hem bir savaşçı hem de yumuşak ve derin bir kadın olabileceklerini görecekler.
İlk defa kızınızla oynadınız; nasıldı?
- Filmde birçok farklı Aurora (Uyuyan Güzel) var. Benim de sahneler çektiğim bebek Aurora var. Olabildiğince nazik olmaya çalıştım ama görünüşüm bebekleri korkutuyordu. Kostümümle o küçücük, minik, tatlı bebeğin beni her gördüğünde travma geçirmesine sebep oldum. Beni her gördüğünde kaşlarını çatıyor ve birkaç dakika içinde ağlamaya başlıyordu. Film ekibindekiler kendi küçük çocuklarını getirdiklerinde de, çocuklar hep benden ağlayarak kaçtılar. Daha sonra fark ettik ki benden kaçmayan tek çocuk benim 4 yaşındaki kızım. Bu yüzden filmde Vivienne’i oynatmak zorunda kaldık.
Filmin izleyicilere ne kazandıracağını umuyorsunuz?
- Filmde çalışan herkes, izleyicilere orijinal filme duyduğumuz saygının geçeceğini umuyor. O filme dair sevdikleri ve hatırladıkları şeyleri geri getirmeye çalıştık. Bir yandan da hikâyeyi biraz daha genişletip güzel ve dokunaklı bir film çıkarmaya çalıştık.