Güncelleme Tarihi:
◊ Filminiz hayırlı olsun. Canlandırdığınız karakterleri anlatır mısınız?
- Alper Kul: Selçuk Aydemir’in annesi ve babasını canlandırıyoruz biz. Birebir yazıldığı haliyle oynadık. O dönemki her baba gibi disiplinli, evde sözünü geçiren, erk sahibi, benim babam gibi klasik bir babayı oynadım.
- Nurgül Yeşilçay: Selçuk’un hâkim olduğu bir konu olduğu için bizi iyi yönlendirdi. Benim oynadığım Selçuk’un annesi, çok zeki bir kadın. En sevdiğim tarafı o oldu. Çok esprili, bütün aileyi parmağında oynatıyor. Onu kandırdıklarını sanıyorlar ama asla kanmıyor. Her şeyi herkesten önce biliyor. O açıdan oynaması zevkliydi. Bir de rol için kilo aldım. Genelde yemek yemeyi seviyorum. Düşünsenize sınırsız bir yemek yeme özgürlüğünüz var! Başka bir dönemdi benim için. Her sabah pişilerle kahvaltı ediyordum.
◊ Kaç kilo aldınız?
- Nurgül Yeşilçay: Yaklaşık 10 kilo aldım. Bu arada hamur açmayı öğrendim. Malatyalı kadınlar geldi, bana ders verdiler. Artık incecik hamur açabiliyorum.
◊ Mutfakta hamur açmaya devam ediyor musunuz?
- Nurgül Yeşilçay: Pandemide denedim. İncecik hamur açabiliyorum. Yufkadan börek yapıyorum.
◊ Aldığınız kiloları vermek zor oldu mu?
- Nurgül Yeşilçay: Çok zor oldu. Hâlâ daha vermeye çalışıyorum. “Hemen bırakacağım bu işleri” dedim. Bir süre bıraktım ama sonra tadını özledim. “Bir gün yapayım, pişi yiyeyim. Ne olacak ki?” diyorsun. İpin ucu yine gidiyor. 3 yıl sonra anca kendime geliyorum.
SELÇUK’UN KÖYÜNDEN BİRİNİ BULDUM ROLE ONUNLA HAZIRLANDIM
◊ Bu karakterler için özel bir hazırlık süreci geçirdiniz mi?
- Nurgül Yeşilçay: Anlaşılması zor karakterler değildi. Zaten komedi olduğu için çok zorlamadı. Anne Malatyalı olduğu için Malatya ağzına çalıştım. Hamur açmak için çok uğraştım. Bir de “Hazır bu işe girmişken öğreneyim” dedim.
- Alper Kul: Birebir yaşayan bir karakteri oynadığım için büyük bir malzeme oldu. Her köyün İstanbul’da bir lokali oluyor ya, onu Kartal’da buldum. Lokale gittik. İlk başta sohbet ettim. Aksanını Selçuk’a onaylattığım kişiyi aldım. Onunla birlikte çalıştım.
◊ Komedi filmlerinde kahkahalı sahneler bol olduğu için oyuncuların çekim anlarında zorlandığını biliyoruz. Kahkahanın dışında sette zorlandığınız zamanlar oldu mu?
- Nurgül Yeşilçay: Benim zaten bütün sahnelerim evin içinde geçiyordu. 8 gün sürdü setim. Girdim ve çıktım. Benim için çekimler çok kolaydı.
- Alper Kul: Biz her yerde çektik. Dönem filmi olduğu için ambiyansı göstermek açısından İstanbul’un her yerinde çekim yaptık. Öncesinde çok titiz davrandığımız için sette sadece icra etmek kaldı.
NURGÜL OLDUĞU İÇİN TEKLİFİ KABUL ETTİM
◊ “Mahalleden Arkadaşlar” birlikte yer aldığınız ilk proje mi?
- Nurgül Yeşilçay: Evet, ilk projemiz.
◊ “Bu kişiyle oynamam” dediğiniz isimler oluyor mu?
- Alper Kul: Mesleğini ahlaken ve layıkıyla icra eden herkesle oynarım.
- Nurgül Yeşilçay: Bir de o karaktere uygunluk önemli. Orada fikrini söylersin. Atıyorum 50 yaşındaki oyuncuya 18’lik karakteri oynatmaya çalışmazsın. O kişisel bir fikir değildir. Hepimiz işin iyi olması için oradayız neticede.
◊ Bu filmden gelen teklifi kabul etmenizdeki en önemli etken ne oldu?
- Alper Kul: Nurgül Yeşilçay. Şaka değil. Onunla oynadığım için mutluyum.
- Nurgül Yeşilçay: Benim komedi yapmak istediğim bir dönemdi. Karakter de renkli bir karakterdi. Aparat falan da taktım kilolu görünmek için. Kısa zamanda o kadar kilo alamazsın çünkü.
◊ Nerelere aparat taktınız?
- Nurgül Yeşilçay: Ön ve arka bölgeye tampon kullandık. Yüze bir şey kullanamıyorsun.
◊ Film setinden basına servis edilen kıvırcık saçlı, çiçekli elbiseli bir fotoğrafınız var. O halinizi görünce ne hissediyorsunuz?
- Nurgül Yeşilçay: Bana ciddi ciddi soruyorlar “Sen bu kadını niye paylaşıp duruyorsun?” diye. Bence çok güzel, zevkli. Oyunculukta şu var; senden ne kadar uzak o kadar zevkli. Başka bir karakteri yaşatmak, başka bir tipe girmek, saçının başının bambaşka olması bence işin en eğlenceli tarafı.
KELLİĞİMDEN MUTLUYUM
◊ Alper Bey sizi sürekli perukla görüyoruz. Kelliğin avantaj ya da dezavantajlarını yaşıyor musunuz?
- Alper Kul: Başka alternatifim yok. Bereyle oynayacağım bundan sonra! (Gülüyor) Böyle olmak büyük avantaj aslında. Her karaktere girebiliyorum. Kelliğimden mutluyum. Komedide arazlar çok işe yarar. Arazlardan beslenirsin. Kel olman, kilolu olman, şaşı olman, ortalamanın altında kabul görür bir tipe sahip olman komedide avantajdır. İnsanların hoşuna gider. Ben de arazlı insana çok gülerim.
◊ Bu film sizin için nasıl bir deneyim oldu?
- Alper Kul: Hikâyemiz 1990’larda geçiyor. Benim çocukluğuma denk düştüğü için filmi izlemek, albüme bakmak gibi olacak. 90’ları özleyen, çocukluğunu, gençliğini özleyen insanların kendini iyi hissedeceği, aidiyet kuracağın bir film oldu. Bu işin içinde olmaktan çok mutlu oldum.
◊ Sizin mahalle kültürünüz nasıldı? Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
- Nurgül Yeşilçay: İzmir mahallelerinde büyüdüm. Mahalle kültürü vardı. Sokakta oynardık. Bütün o konuşulanları yaşadık; “Anne beş dakika daha oynayayım.” Salçalı ekmek verir, gönderirdi. Sokakta oynanan oyunların hepsini oynadık. Aşağı mahalle, yukarı mahalle kavgaları olurdu. Sen yukarı mahallenin bir üyesi olarak toplu halde girerdin her şeye. Filmde de öyle bir çete durumu var.
- Alper Kul: 5 yaşından itibaren sokaktaydım. Bizim kural; “Güneş batmadan eve gir”di. Birkaç kere bunu gerçekleştiremedim. Onda da annem terliğini kaldırıp tam isabet ettirdi. Şu anla kıyaslamak hoş değil. Herkes kendi çocukluğunun tatlı olduğunu söyler. Keza bizim anne babalarımız da öyle söylüyordu, bizim çocuklarımız da öyle söyleyecektir.
BİRİNCİ SINIFI OKUMADAN İKİNCİ SINIFA GEÇMİŞTİM
◊ “Çocukluk aşkları unutulmaz” denir, sizin var mı böyle aşkınız?
- Nurgül Yeşilçay: Bir çocuk vardı. Ben 7 yaşındayken. Bakkalın oğlu. Bir takılıyor bir takılıyordu bana. Çok sinirleniyordum... Bu arada birinci sınıfı okumadan ikinci sınıfa geçmiştim. O zamanlar çok zekiydim. Bunu belirtelim. (Gülüyor)
- Alper Kul: Ben çok kısaydım. Lisede sınıfın en küçük kızından daha kısa boyluydum. Kızlar beni tercih etmezdi. Yeğenim Almanya’dan gelmişti. Baktım bir ilaç kullanıyor, ‘Ne o’ dedim, ‘Hormon, boy uzatıyor’ dedi. Aldım, kullandım. Boyum aynı kaldı, kıllandım. Sınıfın hem en kısası hem en kıllısı olarak kaldım. (Gülüyor) İlk kız arkadaşım Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne gittiğim zaman oldu.
KÖY HAYATINA UZAK DEĞİLİM
◊ Oyunculukta emekliliği düşündüğünüz zamanlar oluyor mu?
- Alper Kul: Bizim meslekte emeklilik olmaz. Sahnede yaşlılık gibi hayallerim var.
- Nurgül Yeşilçay: Yoo ben aslında düşünüyorum. Daha sakin bir yerde, daha çok üretmeyi planlıyorum. Resim de yapıyorum ya, hoşuma gidiyor. Köy hayatına uzak değilim. Olur ya gidip 1-2 sene orada takılayım böyle tatlı tatlı. Çünkü burada trafik çok zamanımızı alıyor. Her yer çok gürültülü. Bazen şişiyorsun.
◊ Daha sakin bir yaşam için yatırımlarınız var mı?
- Nurgül Yeşilçay: Ufak tefek yatırımlarım var. Sana da yatırım tavsiyesi verebilirim. (Gülüyor)
ÇOK ZORLANDIM
◊ Hayatınızın bir dönemini kaleme alacak olsanız, hangi dönemi seçerdiniz?
- Nurgül Yeşilçay: Meslekle ilgili olabilir. Tiyatro bölümünde okurken “İkinci Bahar” ile oyunculuğa başladım ve çok zorlandım. Her zorlandığında pes etmemek, üstüne gitmek konularını yazabilirim.
- Alper Kul: Romantik komediyse evlendikten sonrasını, “hangover” gibi bir şey yapacaksam bekârlık dönemini, sanat filmi çekeceksem okul, sanatla ilgilendiğimi dönemi ele alırım.