Magazin çok güzel, gelsenize!

Magazin çok güzel gelsenize... Sinan Akçıl - Ebru Şallı ayrılığı çenemizi yordu. Hem de işin içine anlamsız bir para mevzuu girdiğinden tam olarak ‘zenginin malı’ olarak yordu. Çiftin ayrılığına, ünlü müzisyenin sevgilisinden aldığı paralar neden olarak gösterilmişti. Oya Aydoğan çıktı meydane attı ne kadar odun varsa hepsini ateşe ve ‘Söylemezsem Olmaz’ programında Sinan Akçıl hakkında ‘şoke eden’ açıklamalar yaptı (Bu açıklamaları niye Oya Aydoğan yapıyor onu tam anlamadık ama olsun.)

Demiş ki: “Sinan Akçıl hakkında öğrendiklerime hayretler içinde kaldım. Sinan’ın, ‘Bütün hanımların masrafını üstlenirim’ diye açıklaması vardı. Ben de Ebru’nun parasına ne ihtiyacı var diye ateşli bir şekilde Sinan’ı korumuştum. Tam tersinin olduğunu öğrenince büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Kadınların parasına bakmayan bir tip asla değilmiş. Kimin ne kadar parası var diye bakan bir tipmiş. Önceki sevgilisi Hadise de çok para kaptırmış Sinan’a ve Hadise’nin ablası Hülya müdahale etmiş bu duruma. Ebru Şallı’nın bankada hesabı olup olmadığını bile kontrol etmiş. Ebru’nun da 800 bin lira parası gitmiş.”

PİLATESİ BU İŞE KARIŞTIRMA!

Sinan Akçıl’ın “Beraber olduğum bütün hanımların masraflarını üstlenirim” açıklaması da başlı başına çok güzel ama Oya Hanım magazinel açıklamanın en güzel 100 metresini koşmuş hem de bildiğin Ussain Bolt gibi koşmuş. “Konuya Oya Aydoğan giriyorsa biz de girebiliriz” dedik ve gazetemiz içinde küçük bir anket yaptık. Genel sonuç “Olmaz öyle şey” çıktı. Halk Sinan Akçıl’ı sandıkta akladı.

Ancak halkın ağzı torba değil ki büzesin. Oradan konu geldi “Can Ateş, Meryem Uzerli’nin 3 milyon dolarını çarpmış” haberlerine dayandı. Oradan da kendimizi kocaman bir “Erkekler kadınların parasını yiyor” dehlizinde bulduk. “Yağmur Atacan” diyen çıktı, yuhladık ve dahi ayıpladık. “Seda Sayan bu konuda en büyük mağdurdur” diyen arkadaşlara anlayışlı bir ifadeyle kafa salladık.

Bu arada Sinan Akçıl da hızını alamayarak Ebru Şallı’nın kutsalına saldırmış ve “Pilatese çok sıkıcı bir şey“ demiş. İşte bunu kabul edilemez bulduk, kendisine laflar hazırladık ama sonra “Amaan boş ver ayrılık acısına ver gitsin” diyerek bize yakışan şekilde dağıldık.