Güncelleme Tarihi:
İtalyan opera bestecisi Giacomo Puccini’nin en önemli eserlerinden “Madama Butterfly” ünlü yönetmen Ferzan Özpetek’in dokunuşuyla sahneye taşınmış ve büyük beğeni toplamıştı. Eleştirmenlerin “Ferzan Özpetek’in özgür Butterfly’ı” yorumunu yaptığı eser, 3 yıl aradan sonra yeniden perde açtı. Önceki akşam Napoli’deki San Carlo Tiyatrosu’nda gerçekleşen ilk temsile İtalyan sanatseverler büyük ilgi gösterdi. 28 Eylül’e kadar sahnelenmeye devam edecek operanın biletleri tükendi.
BENİM BUTTERFLY’IM 50’LERİN AMERİKAN KADINI STİLİNDE
Sinemadaki tecrübesini sahneye taşıyan Ferzan Özpetek, klişelerden uzak sahnelerin yer aldığı “Madama Butterfly”da çift oyuncu kadrosuyla çalışıyor. Üç perdelik bir Japon trajedisi olan operayla seyirciyi 1950’lerin Japonya’sına götüren yönetmen, eseri cesur bir bakış açısıyla yorumluyor. “Benim Butterfly’ım 50’li yılların Amerikan kadını stilinde” diyen Ferzan Özpetek, başkarakter Cio-Cio-San için de şu yorumu yapıyor:
“Kararlı, ne yaptığını bilen, din değiştiren. Kırılgan değil, kurban değil. Kafasında film gibi bir öykü yaratıyor. Özgür bir kadın olmak, Amerika’ya gitmek istiyor. Benim Butterfly’ımın olaylara karşı koyma gücü var. Ölmeye karar verdiğinde de bunu bilinçli yapıyor. Aslında kurban Pinkerton. O bir kukla, bir av. Birbirlerini delice istiyorlar ve gerçekçi anlamda sahnede seyirciyi şaşırtıyorlar.”