Güncelleme Tarihi:
Geçtiğimiz sene vefat eden Levent Kırca'nın Oya Başar'dan olan oğlu Umut Kırca ile kızı Ayşe Kırca, babalarının mirasını reddetmek için dava açtı. Kardeşlerin talebini kabul eden mahkeme, "Umut ve Ayşe Kırca'nın babalarının mirasının reddettiklerinin tespitine karar verildi" dedi.
Magazin gündemine bomba gibi düşen konunun detayları da netleşmeye başladı. Levent Kırca'ya yakın çevrelerden edinilen bilgiye; ünlü oyuncunun yüklü miktarda borcu oldu ve bu borcun rakamsal değerinin de 350-400 bin lira arasında değiştiği belirtildi. Konuyla ilgili araştırma yapan Kırca'nın çocuklarının işin içinden çıkamayınca reddi miras davası açtıkları öğrenildi.
Vefatından bir ay önce Ayşe Arman'a röportaj veren Levent Kırca, ekonomik sıkıntılarından bahsetmişti. Mirası reddeden kardeşler, böylelikle ünlü oyuncunun borçlarından da sorumlu tutulmayacaklar.
Levent Kırca'nın eski avukatları da, "Bir kişi vefat ettikten sonra hem borç hem alacak mirasçılara kalır. Mirasçılar eğer kayıtsız şartsız mirasın reddini istiyorlarsa bu vefat edenin ne borcunu ne de alacağını istemiyoruz demektir" diye konuştu.
Levent Kırca kimdir?
Levent Kırca, 1948 doğumlu oyuncu ve yönetmen. "Olacak O Kadar" programıyla 17 yıl ekranlarda olan Kırca, unutulmaz tiplemeler yarattı. Aynı zamanda birçok tiyatro oyununa imza attı.
28 Eylül 1948 yılında Samsun'da dünyaya gelen usta oyuncu, ilk kez 1964'te Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahneye çıktı. 1988'de başlayıp 22 yıl süren ‘Olacak O Kadar’ adlı televizyon programını hazırlayan Kırca, 1998 yılında Kültür Bakanlığı’nca verilen ‘devlet sanatçısı’ unvanını aldı.
Levent Kırca ve kadrosu ‘Olacak O Kadar’ dizisiyle efsaneleşti. Dizideki ‘Küçük Hüsamettin’, ‘Cevat Kelle’, ‘Bestami’ gibi tiplemeler yıllarca akıllardan silinmedi. Sanat hayatının son dönemlerinde sinema filmlerine da ağırlık veren Kırca, ‘Toros Canavarı’, ‘Son İstasyon’, ‘Üç Baba Hasan’, ‘Ölürsün Gülmekten’, ‘Yeniden Olacak O Kadar’, ‘Mavi Muammer’ gibi yapımlarda da rol almıştı.
4 çocuk babası olan Levent Kırca, kısa süre önce hayranlarına bir veda mektubu yazmış ve “Güzellikler paylaştıkça değerlenir, kötüler çoğaldıkça kanıksanır, daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle. Atatürk’le kalın, cumhuriyetle kalın, hoşçakalın!!” İfadelerini kullanmıştı.