Güncelleme Tarihi:
Hilafet ilan eden ve “Bize artık sadece İslam Devleti deyin” tercihiyle hedefini abartan IŞİD, Saddam sonrası süreçte dışlanmaktan mustarip Sünni Arapları peşine takmayı başarınca ortalık fena karıştı. Suriye’den sonra güney sınırımızı paylaştığımız ikinci ülke de adeta bitkisel hayata geçti. Bağdat’ta ite kaka Maliki’siz yeni bir hükümet kurulsa dahi uzun vadede Irak’ın bildiğimiz sınırlarıyla bir bütün olarak yola devam etmesi zor görünüyor.
Irak’tan ilk kopacak parçanın 1992’den beri özerk yönetilen Kürdistan Bölgesi olabileceğinin alametleri uzun süredir vardı. Ancak son kriz, süreci hızlandırmış gözüküyor. Herkesin “Acaba ne zaman bağımsızlık ilan edecekler” diye gözünü diktiği Kürdistan Bölgesi’nin olası sınırlarını anlamak için düştük yola.
ERBİL’DEN LOS ANGELES’A IŞINLANMAK
Irak’ın Suriye sınırındaki 1000 kilometrelik şeritte son bir aydır kan gövdeyi götürüyor olmasına rağmen Kürdistan Bölgesi hâlâ çölde vaha gibi. Türk Hava Yolları’nın bölgenin başkenti Erbil’e 3 yıl önce başlattığı direkt uçuşlar devam ediyor. Ülkeye Erbil’den vizesiz elinizi kolunuzu sallayarak giriş yapabiliyorsunuz. Ancak bir çılgınlık yapıp karayoluyla Bağdat’a devam etmek isterseniz, yolda IŞİD avlamasa bile sınırda merkezi hükümetin polisi “Vizen yok” diye geri çevirecek. Kısmen yaptığımız o çılgınlığa birazdan döneceğim ama önce yakın zamana kadar ‘bir sonraki Dubai’ diye bakılan Erbil’deki dudak uçuklatan gelişimden bahsetmek farz. Şehri adeta bir açık inşaat alanı haline getiren yüzlerce yeni otel, konut, ticaret ve alışveriş merkezi projesinden zaten haberdarız. Ancak bu yeni mekânların içinde sunulan lüksün seviyesini Türkiye’den bakıp tahmin etmek imkânsız.
En çarpıcı örneklerden birine Divan Oteli kompleksi içinde rastlıyoruz. Onyx Restoran, 2010’dan beri yatırımlarını Kürdistan Bölgesi’ne kaydıran Fairouz Grubu’nun sahibi Ürdünlü Abdullah Nahar’ın son numarası. Kapıdan içeri girer girmez sanki Los Angeles’a ışınlanıyorsunuz.
LOTUS’UN KÖPEKBALIKLARI YOLDA
Hindistan’dan getirilen tonlarca oniks taşıyla yapılmış dekorasyon, ismiyle müsemma havayı tamamlıyor. 850 özel şaraptan oluşan kavın çevrelediği özel loca Kürt yönetiminin önde gelenlerinin favorisi olmuş bile. Nitekim şarap merakını bildiğim Bölge Başbakanı Neçirvan Barzani’nin locayı sık kullandığını teyit ettirmek zor olmuyor.
Ramazan olduğu için mekân epey boştu ama normalde rezervasyonsuz masa bulmak mümkün değilmiş. Mekânın alt katına Ramazan sonrasında halen inşaatı devam eden Lotus isimli gece kulübü açılacak. Kulübün içine iki tane havuz inşa ediliyor. Neden mi? İçlerine köpekbalıkları konduktan sonra üzerleri camla kapatılacak. Böylece içkinizi yudumlayıp müzikle tıngırdarken ayağınızın ucuyla köpekbalıklarının dişlerine dokunuyormuşçasına özçekim yapabileceksiniz mesela. Bir Batı ‘kitsch’in Ortadoğu’yla buluşması daha!
BURASI ORTADOĞU HER ŞEY BİR GECEDE DEĞİŞİR
Mekânda konukları güler ve güzel yüzüyle karşılayan halkla ilişkiler ekibinden Faezeh Azarkhosh, 28 yaşında İranlı bir genç kadın. Tahran’da moda okumuş, o da ayrı enteresan ama konumuz bu değil. Üç ay önce kız kardeşiyle birlikte Ortadoğu’nun ‘big apple’ı diye gördükleri Erbil’e taşınmışlar. 24 Nisan’daki açılış partisinde önünde Lamborghini ve Ferrari’lerin (o arabaları hangi yollarda kullandıklarını sormayın biz de bilmiyoruz) dizildiği Onyx’te çalışmaktan çok memnunmuş. Ta ki bir gece işten eve giderken Musul’dan kaçanların Erbil girişinde oluşturduğu uzun araç kuyruklarını görene kadar. İran-Irak savaşının son yıllarında doğan Faezeh, savaş kokusunu almış bir kere. Kürdistan’da gelecek kurma hayalleri yıkılan genç kadın diyor ki; “O gece IŞİD’den kaçan insanların yüzlerindeki korkuyu gördüm. Sadece 40 kilometre ötede çatışma var. Artık burada kalmak istediğimden emin değilim. Belki Türkiye’de iş bulmanın yollarını arayacağım.”
TİKRİT SAPAĞINA KADAR ZORLUYORUZ
Kürt yönetimi bağımsızlık için net bir tarih belirlemiş değil. Hatta kulislere göre, Mesud Barzani’nin bu tavrı Ankara’yla ilişkileri götüren kendi yeğeni Başbakan Neçirvan Barzani’yi bile rahatsız etmiş. Bağımsızlığa gidecek yolda Washington ve Ankara’nın tutumu etkili olacak. Irak ordusu IŞİD korkusuna ihtilaflı alanlar Kerkük ve Hanekin’den çekilince, peşmerge tek kurşun atmadan buraların kontrolünü ele geçirmiş oldu.
Daha önce peşmergenin son kontrol noktası Kerkük girişindeki Altınköprü’ydü. Bugün ise o son kontrol noktası 40 kilometre öteye taşınmış durumda. Peşmerge o son kontrol noktasından geçip ilerlememize izin verdi ama 15-20 kilometre ötede IŞİD’le çatışmaların sürdüğünü hatırlatıp şiddetle uyardı. Benim zaten IŞİD’le karşılaşma gibi bir hevesim yoktu da, 2003’teki Felluce günlerinde o tiplerle epey mesai yapmak zorunda kalan Sebati’yi Bağdat-Tikrit çatalından geri döndürmek epey zor oldu.
BAĞIMSIZLIK İLANI ‘REEL POLİTİK’LE OLUR
KÜRDİSTAN BÖLGESEL YÖNETİMİ SÖZCÜSÜ SAFİN DİZAYİ
Kürtler ilk defa bağımsızlıktan bahsetmiyor, on yıllardır dile getirdiğimiz bir şey bu. Ama bunu dile getirirken hep gerçekçi ve pragmatik olduk. Reel politik budur. 2003’te biz gönüllü olarak yeniden Irak’a entegre olmaya karar verdik. Bunu yaparken demokratik, federal ve çoğulcu bir Irak’ın kurulmasına katkıda bulunmayı hayal ettik. Ama maalesef işler o yönde gitmiyor. Gelinen nokta itibarıyla elbette ki önceliğimiz bölgemizin güvenliğini sağlamak ve insanımızı korumak. 2003 sonrası Irak’a kendi siyasi tecrübelerimizi aktarmak için elimizden gelen her şeyi yaptık. Ama maalesef Bağdat hükümeti bunun avantajını kullanamadı, kullanmak istemedi. Eğer Bağdat kendisi bunu istemiyorsa, bizim yapabileceğimiz fazla bir şey yok.
KÜRDİSTAN SINIRLARI YÜZDE 40’DAN FAZLA ARTTI
Kürdistan’ın Kerkük’ü de kapsayan yeni sınırını kendi yolculuğumuzla teyit etmiş olsak da bölgesel yönetimin yetkili ağızlarından bir ‘yeni sınırlar’ tarifi almaya çalışıyoruz, mümkün olmuyor. Kazanımlarını net ifşa edip daha fazla tepki çekmekten kaçınır gibiler. Onlar kendileri söylemiyor ama BDP’nin Erbil Temsilciliği Eşbaşkanı Cemal Coşkun bakın neler anlatıyor: “Daha önce otonom statü belirlendiği zaman kimi bölgeler sorunlu kalmıştı ve merkezi hükümete bağlıydı.
IŞİD’in Musul’u almasıyla beraber Hanekin ve Kerkük’ün de peşmergelerin eline geçmesiyle beraber, şu anda Kürdistan topraklarının yüzde 95’i bölge hükümetinin denetimi altındadır. Musul’un Kürt bölgesine ise IŞİD yerleşmiş durumda. Bir tek onun dışında Güney Kürdistan mevcut hükümetin denetimi altına girmiştir.’
Bu arada, Erbil’de BDP ofisi açılalı neredeyse iki yıl olacak ancak Kürdistan Bölgesel Yönetimi henüz resmi akreditasyonları için onay vermiş değil. E ne de olsa şu an Ortadoğu’da KDP ve BDP farklı iki siyasi çizgiyi temsil ediyor. Cemal Coşkun farkı şöyle tarif ediyor: “KDP kapitalist modernist bir çizginin, BDP ise demokratik modernist bir çizginin temsilcisidir.”
KÜRTLER MUSUL İÇİN SAVAŞMAZ
Kürtlerin tarihsel olarak ‘Güney Kürdistan’ olarak gördükleri alan aslında Musul vilayetinin önemli bölümünü de kapsıyor. Ancak Kürtlerin bu saatten sonra Musul için savaşması söz konusu değil. Kürdistan Bölgesel Yönetimi, peşmerge ordusunu kendi sınırlarını korumanın ötesinde savaşa sokmama konusunda son derece net. Öte yandan IŞİD’den kaçıp Kürdistan’a sığınanlar arasında Sünni Araplar da var. Erbil’in yaklaşık 30 kilometre ötesindeki Khazır’daki çadır kamp 12 Haziran’da BM tarafından apar topar kurulmuş. Kampın güvenliğini de peşmerge sağlıyor. Zaten peşmergenin son kontrol noktası da kampın hemen ilerisinde. Kamp sadece birkaç haftalık olduğu için eksiği çok ancak en büyük dert elektriksizlik ve kum fırtınaları. Bizim kısa sürede ağzımıza, gözümüze dolan kumdan feleğimiz şaşıyor. Irak’ın çocuklarıysa o koşullara hayli alışık. Bir nesil daha böyle büyüyor....
Mülteci kampında en büyük dert su.