Güncelleme Tarihi:
Kapalıçarşı yine şıkır şıkır... Kuyumcu vitrinlerinde ışıldayan altın, gümüş takılar, bakır cezveler, sahanlar, paşmina şallar, ipekli halılar... İnsana hep büyülüymüş gibi gelen çarşıda her şey yine, ayağını toprağa sıkı sıkıya basıyormuşçasına güven verici, eski usul... Hep bildiğimiz, alıştığımız gibi...
Ama görüntüye aldanmayın!
Alışıldık duran sadece vitrinler. O güzel loşluk, kapılardan pencerelerden sızan ışık, camlarda, aynalarda büyüyen çarşı... Öylece duruyor her şey, tamam ama vitrinlerin ardında, Binbir Gece Masalları’na yaraşır o albenili ürünlerin yüzüne bakan yok. Eski görkemli günlerinin uzağında Kapalıçarşı.
İskoçyalı bu çift, Kapalıçarşı’da bugünlerde çok nadir görülen Batılı turistlerden. John Bruce, sorduğumuzda Türkiye’ye Beyoğlu’ndaki saldırının hemen ardından geldiklerini ve korkmadıklarını söylüyor.
Bir defa ses yok çarşıda. Hani aksiyon filmlerinde, yönetmenin tüm sesi birdenbire ‘zıııpp’ diye çekip aldığı sahneler vardır; kahraman sanki bir rüyadaymışçasına, yanından akıp giden insanlara, taşıtlara, dalgalara, yangına, rüzgâra bakıp durur ya...
Yılmaz Baykal, kısa sürede çok dükkân kapandığını anlatıyor.
İşte öyle Kapalıçarşı şu anda. Çarşıyı baştan aşağı sarıp sarmalayan uğultu artık yok. Herkes sadece fısıldaşıyor sanki. Ya da konuşmuyor. Konuşacak ne heves kalmış ne takat. Yüzler gülmüyor. Yıllardır çarşıda esnaflık yapanlar neşesiz, durgun. Herkes kapısının önünde, ya iskemle çekmiş oturuyor ya ayakta dikiliyor. İçeride müşteri yok; yapacak iş de yok. On yıllardır çarşının nabzını tutanlardan, kuyumcu Yılmaz Baykal bize çevresini işaret ediyor: “Kimse alışveriş yapmıyor ki! Herkes zararda. Dükkânlar kapanıyor. Böyle giderse daha çok dükkân kapanacak burada.”
PARA BATILI TURİSTTEN
Baykal, onun esnaf arkadaşları, tüm Kapalıçarşı, İstanbul... IŞİD ve PKK saldırılarıyla darbe üstüne darbe alan turizm sektörünün tüm ağırlığını üzerlerinde hissediyorlar. ABD, İngiltere gibi ülkeler vatandaşlarına yönelik uyarılar yayımlayınca Batılı ülkelerden üst üste rezervasyon iptalleri gelmeye başladı. Sadece bu değil. Kasımda Rus savaş uçağının Suriye sınırında düşürülmesiyle başlayan gerginlik, neredeyse tüm Rus turistlerin Türkiye seyahatlerini iptal etmesiyle daha da sıkıntı verici bir hal aldı.Turizm gelirlerine bel bağlayan bölgeler, ‘para harcayan’ Batılı, Rus ve Uzakdoğulu turistlerin yokluğunu şiddetle hissediyor. Sultanahmet civarında neredeyse tamamen Arap turistler dolaşıyor. Bölge esnafı “Batılılar kadar para harcamıyorlar” diyerek onları pek coşkuyla karşılamıyor ama onlar olmasa piyasa sadece yerli turiste kalacak. Bu da kirasını bile altınla ödeyen Kapalıçarşı esnafına yetmeyecek.
Fotomuhabiri Murat Şaka bu fotoğrafı geçen yıl Sultanahmet’te, yer gök turistken çekmişti. Bu sene onunla Batılı turist görüntüleyebilmek için iki gün dolaştık. Artık uzak bir hatıra gibiler.
Kendi adıma şu kadarını söyleyeyim: Hafta içi iki gün, salı ve çarşamba öğleden sonraları Kapalıçarşı ve Sultanahmet’te, fotomuhabiri Murat Şaka’yla dolaştık. Bu süre içinde Kapalıçarşı’da bir çift Batılı turist gördük. Sultanahmet Meydanı’ndaysa bir çift backpacker (sırt çantalı) ve bir Uzakdoğulu kafile... Etrafta çoğunluk Arap ve İranlı turistler dolaşıyordu. Bir de Türkler elbette. Sultanahmet ve Kapalıçarşı açısından sıradışı bir durum.
HERKES BİR SIFIR ATTI
Uğur Akarcan’a göre çarşıdaki ekonomik gidiş Körfez Savaşı döneminden bile daha kötü.
Kapalıçarşı’ya ilk gelişim değil. Onlarca defa gezdim bu dev çarşıyı. Her defasında da etkilenecek, gülecek, bazen de kızacak bir şeyler buldum... Mahmutpaşa tarafından da Nuruosmaniye’den de girseniz değişmezdi; çarşının sesleri sizi içine çeker, sarmalardı. Halıcılar müşterileri beş-altı dilde dükkânlarına çağırır, tavla pullarının şakırtısı çay kaşıklarının şıkırtısına karışırdı. Sadece birbirine neşeyle takılan esnafı seyretseniz, sizin keyfiniz yerine gelirdi (Bazen de turistlere yönelik ısrarcılık ya da arkalarından söylenen lafları duymanız asabınızı bozardı ama geçelim!)
Şimdi hepten tat yok. Öyle ki eskiden dükkânlarının önünden geçen yabancıları kaçırmamak için neredeyse ağ atan esnaf, içeride tek tük görünen Batılı turiste bir ‘buyur’ bile demiyor.
Heves kaçmış bir kere. Çarşı’da dilden dile dolanan, konuştuğumuz esnafın da onayladığı bir cümle can yakıyor: Kim ne kazanıyorsa, kazancından bir sıfır attı! Bu, günde 10 bin kazanan bine, bin kazanan 100’e düştü demek...
Daha kötü günleri olmadı mı Kapalıçarşı’nın? Nuruosmaniye Kapısı’na yakın Nur Halı’nın ortaklarından Uğur Akarcan, “Esnaf, 1991’de Körfez Savaşı’nda dibi görmüştü; ya da biz onu dip sandık, bugünler ondan da beter” diye anlatıyor vaziyeti. Akarcan, 20 Temmuz’da Suruç’taki saldırıyla beraber (IŞİD’in saldırısında 34 kişi ölmüş, 100’den fazla kişi yaralanmıştı) turistlerin tedirgin olduğunu, bu tedirginliğin 10 kişinin hayatını kaybettiği 12 Ocak Sultanahmet saldırısıyla zirve yaptığını anlatıyor. Ortağı İbrahim Demir’se “Kimse kalmadı etrafta” diyor. “Esas para harcayanlar Batılı turistler, onlar gitti; bir zamanlar buralardan zorla uzaklaştırılan seyyar satıcılar bile gelmiyor artık. Taksiciler de uğramıyor. Neden uğrasın, müşteri yok.”
Ne olacak peki? Akarcan’a göre birçok insanın kaderini nisan-mayıs aylarının ritmi belirleyecek. “Yeni saldırılar yaşanmazsa rahatlarız; belki yaz aylarında biraz kıpırtı olur o zaman. Yoksa zararını finanse edemeyecek durumda olanlar dükkân kapatır.”
Dükkândan çıkıyor, meydana doğru yürüyoruz... Fatih Belediyesi ‘Sultanahmet Hatırası’ adında bir platform yerleştirmiş meydana. Hoş bir düşünce... Ama kullanan pek yok.
Sultanahmet’in bizdeki hatırası da hiç böyle değil zaten.
HERKES PAYINI ALACAK
Sıkıntının boyutunu Hürriyet yazarı Uğur Gürses anlatıyor
* OECD üyesi Batılı ülkelerden gelen turist kaybı özellikle önemli. Çünkü esnafı esas mutlu eden, para harcayan turist onlar. Toplam turist sayısına bakmanın çok faydası yok; bu yanıltır, para bırakan turistlerin azalması sıkıntı.
* Daha sezon başlamadan bombalar patladı. Bu yüzden esas etki yaz aylarında görülecektir ama turizm
erbabı zaten şimdiden işin boyutlarını görmeye başladı.
* Rusya’dan turistler charter uçaklarla geliyordu. Putin’in müdahalesiyle bunların tümü iptal oldu. Rus turist, ülkelerindeki krizden dolayı zaten azalıyordu şimdi sayı neredeyse sıfırlanacak.Tarifeli uçakla Rus turist gelmez.
* Turist başına kayıp kabaca 750 dolar. Yani her bir milyonluk düşüşte 750 milyon dolar çıkacak
ekonomiden.
* Turistler 2015’te 26.6 milyar dolar bırakmış; bu rakam 2014’te 29.5 milyar dolardı. Halihazırda düşüş vardı zaten.
* Bu da ödemeler dengesini etkileyecektir. Durum böyle devam ederse döviz kurlarına baskı yapacak, daha yüksek bir cari açık olacaktır.
* Sadece otelci, lokantacı değil, bağlantılı herkes bundan payını alacak. Servis sektöründe çok ciddi istihdam problemi yaşanacak.