Güncelleme Tarihi:
Bundan yıllar yıllar, belki de yüzyıllar sonra insanoğlu sergilerde, müzelerde 2010’lara ait fotoğraflar karşısında uzun uzun bakıp şu sorulara yanıt arayacak: Hayatta çekecek o kadar enteresan şey varken neden sürekli kendilerini çekmişler? Kimsenin eşi dostu yok muymuş bir karesini çekecek? İnsan dudağı ne ara başkalaşım geçirip ördek halini almış? Hele şu fotoğraftaki kadının nasıl milyonlarca selfie’si olabilmiş? Peki o göğüsleri değneksiz, yardımsız o kadar sene nasıl taşımış? Sorular, sorular...
Fantezi değil, hayal mahsulü hiç değil: Kardashian selfie’leri şaka olmaktan çıktı, çoktan tarihe geçti. Hem de çok şık, çok havalı sanat, fotoğraf ve moda kitaplarıyla meşhur yayınevi Rizzoli imzasıyla, 400 sayfalık, hayli kalın, epey ağır bir şekilde. Daha ne olsun.
Selfie ile özdeşleşecek, tarihe geçecek bir yüz olacaksa bu onunki olmalıydı. Yıllarca ikisi birbirini besledi. Biri olmasa diğeri eksik olurdu. Buraya kolay gelmediler. İkisi de başta küçümsendi, meraklısı çıktı mı ayıplandı. Fakat sonunda ikisinin de gücüne kimse karşı koyamadı. En ‘güvenli liman/alakasız alan’ dediğimiz aile yemekleri bile ‘selfie’ yüzünden soğudu; ciddi ciddi yazarlar, entel geçinen yayınlar Kim Kardashian üzerine kafa patlatır, edebiyat parçalar oldu.
Kaçamadık. Olmadı. Birine baktıkça daha fazla baktık. Diğerini çektikçe “Dudağımı tam bükemedim. Bi daha, bi daha...” der olduk. Saplandık. Daha da çıkamadık.
Artık gizli gizli çektiğiniz #selfie’leri gönül rahatlığıyla paylaşabilir, Kardashian karelerine doya doya, gönül rahatlığıyla bakabilirsiniz.
KİTAP LANSMANINDAN BİLDİRİYORUM!
Olay mahali: Manhattan’ın meşhur 5’inci caddesi üzerindeki kitapçı Barnes&Noble. Sabah saatleri. Plan basit: İmza gününe katılmak için sabahtan kitapçı açıldığı gibi, kitabı al, bilekliğini tak. Gününe devam et. Etkinlik saatinde olay mahalline geri dön. Hafife aldığım iki konu hariç: New York’luların sıra bekleme sabrı ve Kardashian zaafı. Meğer bir gece öncesinden yaklaşık 500 hayran kamp kurmuş, kapılarda yatılmış, Beşinci Cadde günlerdir “Kim, Kim” diye inlemiş. Kasadaki kemik gözlü, kıvırcık saçlı kız dertli: “Barnes&Noble tarihinde böyle ilgi görmemiştir. Kaç yazarın kemiği sızlıyordur...” Hah! O yazarların Kardashian kıvrımları hakkındaki fikirlerini kızın kulağına fısıldamayı çok isterdim!
Birileri -belki de yakın dostu Anna Wintour- belli ki ona “Bu ilk imza günün. Klas ama basit tut” demiş; alabildiğine beyaz ve kapalı bir kıyafet var üstünde. Fakat dar. Görüp görebileceğiniz en dar kıyafet. Göğüslerinin, poposunun kıyafeti yırtıp caddelere taşmaması yerçekimine aykırı. Sanki Kim’den bağımsız takılıyorlar. Kim onları değil, onlar Kim’i taşıyor. İzlerken, elinizde değil, hafiften korkuyorsunuz: Aman bir yere sıkışacaklar, aman biri takılıp düşecek, yahu alsanıza bebeklerinizi kucaklarınıza....
Bir gece öncesinden kapılarda yatmadıysanız Kim’den imza koparma şansınız zaten yok. En güzeli deli saçması kalabalığın tadını çıkarması: ‘Bruce Jenner yalnız değilsin’ pankartları, 70’indeki hippi delikanlıyla Boston’dan kalkmış gelmiş ev hanımının şiirleri...
Gerisi zaten ironiler zinciri: İkinci katın bir bölümüne beyaz perde çekilmesi, Kardashian’ın gözlerden, selfie’lerden uzak burada bekletilmesi, içerde etkinlik boyunca selfie yasağı konması, hayvan hakları savunucusu gençlerin baskını ve Kim’in dibinde bomba patlasa istifini bozmaması...
KİTAPTAN İNCİLER
İşte Kim’in kitabındaki inciler...
“Her zaman bir fille selfie’m olsun istedim. Bu fotoğrafsa fil beni korkutmadan önce çekilmiş.”
“Arabayla kırmızı ışıkta geçerken selfie çektim. Sanırım artık yasak.”
“Paris [Hilton] ile tanışmadan evvel daha önce hiç seyahat etmemiştim. Beni gerçekten bambaşka, yepyeni bir dünyayla tanıştırdı.”
NELER ÖĞRENDİM?
- İlk selfie’sini 1984’te kız kardeşi Khloe ile çektiğini...
- Kendi fotoğrafını gün aşırı çekmeye 2006’da başladığını, yani selfie popüler olmadan çok çok önce bu işe baş koyduğunu...
- Her gece uykudan önce de mutlaka bir selfie çektiğini...
- En çok bikinili pozlarını sevdiğini...