Güncelleme Tarihi:
◊ Savaş Özbey: Seyirci bazen kafa dağıtmak, oyalanmak istediği kadar, bazen de gerçek hikâyeleri, başka hayatlarda, başka dünyalarda yaşananları takip etmek istiyor. Bu da çok güzel bir şey. Belki çocuğunun sınıfında otizmli istemeyen velilere falan empati yapmayı da öğretir.
◊ Onur Baştürk: Bir yakınımın çocuğu da otizm belirtileri gösterdiği için dizilerde bu karakterlerin ön plana çıkarılmasını çok doğru ve önemli buluyorum.
◊ Orkun Ün: Önemli mevzulara, zeki kalemlerin eliyle değinirsen ortaya şahane işler çıkıyor. “Dönence” onlardan biri. Çok bizden, çok içimizden. İzleyenler hem bir hikâyeden keyif alıyorlar hem de farkındalıkları artıyor etraflarına karşı. Artsın böyle yapımlar. Ben çok sevdim “Dönence”yi.
◊ Ömür Gedik: İçi boş olmayan, gerçek hikâyeler ve insanlara dokunan dizilere bayılıyorum, “Dönence” de onlardan. Reytingi bol olsun. Keşke böyle diziler çoğalsa.
Chloe kibar kadınmış
Chloe Loughnan eski eşi Serdar Ortaç’ın yaptığı “Eski karıma ipleri verdim, ağzıma s.çtı” şeklindeki açıklamalarına “Cevap vermeye Türkçem yetmiyor” yorumunu yaptı. Mesele Türkçe eksikliği mi?
◊ Ömür Gedik: Chloe çok akıllı ya da akıl hocası çok iyi. Serdar duygusal davranırken o gayet mantıklı yürütüyor süreci. Ben hâlâ boşandıktan sonra erkek kadına neden para ödüyor, onu anlayamıyorum...
◊ Orkun Ün: Mesele Türkçe eksikliği değil, bıkmışlık, usanmışlık, ‘ne desem zaten anlamayacak’cılık... Çok akıllıca bir cevap vermiş Chloe. Ne dese boş, zaten farkına varmış o da.
◊ Onur Baştürk: Chloe kibar kadınmış. Başkası olsa İngilizce olarak da bu hadsiz laflara karşılık verirdi. Serdar Ortaç muhteşem mutsuzluğunu kendi içinde yaşasa keşke.
◊ Savaş Özbey: Mesele elbette ki Türkçe yetersizliği değil. “Söylenecek çok şey var ama susuyorum” diyor Chloe. Ben aralarında bir tür gizlilik sözleşmesi falan olduğunu düşünüyorum. Bence o yüzden konuşmuyor Chloe.
Organizatörün hatası
Artvin Arhavi Festivali’nde Demet Akalın ile Resul Dindar arasında sahne saati polemiği yaşandı. Sizce kim haklı?
◊ Savaş Özbey: Bence her festivalde olabilecek bir şey. Program sarkınca zincirleme gecikme olmuş konserlerde. Biri süresini kullanmak, öbürü de vaktinde çıkıp işini bitirmek istiyor. Normalde bunu organizasyonun halletmesi gerek. Ama Resul Dindar bu gerginliğe seyirciyi de dahil etti ve kendisinden sonra sahne alacak bir kadın sanatçıyı seyirciye şikâyet edip ıslıklattırdı. Ev sahibiysen misafir meslektaşına en son yapılacak şey bence.
◊ Ömür Gedik: Birkaç sanatçının art arda çıktığı festivallerde bu sorunlar sık sık yaşanıyor. Yaşanmaması için festivali düzenleyenlerin çok özenli ve dikkatli olmaları lazım. Sanatçılar düzensiz organizasyon nedeniyle birbirine düşmüş. Hoş olmamış.
◊ Orkun Ün: Organizatör kimse o haksız burada. Belli ki iki sanatçıya da farklı saatler vermiş. Bir de ucundan kıyısından Resul haksız. Ayıp etmiş biraz. Kendi memleketinde onca seyircinin önünde yem yapmış Demet Akalın’ı, kışkırtmış kalabalığı meslektaşına karşı. Olmaz, ayıp. Allah korusun daha büyük olaylar olabilirdi.
◊ Onur Baştürk: Meseleyi Savaş’ın köşesinden takip ettim ve çıkardığım sonuç: Demet haklı ama haklıyken kendini haksız duruma düşürmüş sanki.
Bilet fiyatları normal mi?
Christina Aguilera ve Robbie Williams’ın locaları 30 bin liraydı, 10 Eylül’de D Maris Bay’e gelecek Seal’ın biletleri de 36 bin lira. Yabancı starlar ülkemize tekrar gelmeye başladı ama bu kez de çok mu pahalı?
◊ Onur Baştürk: Pahalı değil, çünkü bu konserler stadyum ya da kamuya açık yerlerde düzenlenmiyor. Hepsi otellerde gerçekleşiyor. Otellerdeki konserlerde de loca sistemi var. Fiyatlar normal.
◊ Orkun Ün: Şu dönemde ne pahalı ne ucuz ayırt da edemiyoruz. Normalleştirdik her şeyi. Neyse ama bu isimleri getiriyorsa bir mekân, ödediği parayı da çıkarmak zorunda. Bence abartı değil. Kenan Doğulu’nun İzmir ve Bodrum’da çıktığı plajlarda loca fiyatı 150 bin liradan başlıyor.
◊ Savaş Özbey: Döviz kurlarının yükselmesi, ithal her ürün gibi yabancı sanatçıları da pahalı hale getiriyor. Artık stadyum konseri bile olsa o kişilerin kaşeleri katlandı. Bu locaya da bilete de yansıyor.
◊ Ömür Gedik: Otel konserleri için normal bu rakamlar, sanatçıların kaşe ve ulaşımları dikkate alındığında daha aşağı fiyatlar olamaz. Ama sponsorlu stadyum konserleri tabii ki bu fiyatlarda olmaz. Keşke bir zamanlar olduğu gibi yine dünya starlarını ülkemizde izleyebilsek.
Kıyaslamak doğru değil
Mustafa Sandal’ın yapay, Gökhan Türkmen’in doğal baklavaları gündemde. Sizce ikisini kıyaslamak doğru mu?
◊ Orkun Ün: Değil değil. Söz konusu göbek olunca en kötü doğallığı en iyi yapaylığa tercih ederim.
◊ Onur Baştürk: Gökhan yıllardır spor yapıyor ve hakkını vermiş kaslarının.
◊ Savaş Özbey: Biri 50’lerinde, öbürü daha 30’larında. Kıyaslamak doğru değil. O yaşlardayken Mustafa Sandal’ın da hiç estetiğe ihtiyacı olmayan bir vücudu vardı. Bakalım 15 sene sonra Gökhan Türkmen ne halde olacak...
◊ Ömür Gedik: Gökhan da Mustafa da çok iyi görünüyor. Sahne insanlarının kendilerine dikkat etmeleri önemli.