Güncelleme Tarihi:
Herkesin merak ettiği boşanma hikâyenizle başlayalım. Seda Güven’le apar topar Paris’te evlendiniz. Aşk cümleleriniz manşetleri süsledi. Dokuz ay sonra da ayrılık haberiniz geldi.
- Aslında bizim ilişkimiz sanıldığı gibi apar topar başlamamıştı. Ama evlenmemiz ve boşanmamız basın için sürpriz oldu. Neyse, günün sonunda bana “30’lu yaşlarda evlenip boşanmış bir adam olacaksın” deseler “Yok canım” der, inanmazdım. Ama oldu.
Ne oldu da boşandınız?
- Aşkta, evlilikte, aile ilişkilerinde bir ahenk olması lazım. O ahengi kaybettiğinde ya da geleceğe dair bir ümit görmüyorsan; birbirinize, ilişkinize ve evliliğe daha fazla zarar vermeden kıyıya dönmek lazım. Tabii bu söylediklerimden sonra kimse dokuz ay saygı duyulmamış, emek verilmemiş bir ilişki yaşadığımı sanmasın. Aksine işin o boyuta geçmemesi için biz bazı şeyleri bitirmeye cesaret ettik.
Yaşadığınız şeyler size ne kattı?
- Evliliği çok da büyütmemek gerektiğini öğrendim. Olmuyorsa, olmuyordur! Evlenip boşanmak sanki evlilik kurumuna bir saygısızlık gibi geliyor. Bence yürümeyecek bir evliliği devam ettirmek evlilik kurumuna daha büyük bir saygısızlık.
Evlendiğinizde, ‘O Hayat Benim’ dizisinde Ezgi Asaroğlu’yla birlikte oynuyordunuz zaten... Boşandınız ve Ezgi Hanım’la birlikte oldunuz. Eşinizi Ezgi Asaroğlu ile aldattığınız söylentileri doğru mu?
- Öyle mi görünüyor bilmiyorum ama bu ithamlar böyle kolay yapılmamalı. Bizim Ezgi’yle ilişkimiz, boşanmadan sonra başladı. Biriyle birlikteyken hayatımda başka biri olması mümkün değil. Beni biraz tanıyan herkes bunu çok iyi bilir.
Peki böyle görünebileceğinden korkmadınız mı?
- Korkarak hiçbir şey olmuyor. Hayatta yaptığımız şeyleri diğer insanların nasıl yorumlayacağına dair korkularımızdan kurtulmamız gerek. Gerçek bir tane ve Ezgi’yle ikimiz bunu biliyoruz. O da yeterli.
EZGİ’NİN HAYATINA TANIK OLMAYI SEVİYORUM
Ezgi Asaroğlu bir buçuk senedir sette karşınızdaydı. Sonra ne değişti de ona âşık oldunuz?
- Ezgi’yle iki iyi arkadaştık. Sonra bu arkadaşlık sevgililiğe dönüştü. O derin bir kadın. Yetişme tarzı, hayata, olaylara bakışı ve bana yaklaşımında o derinliği hissediyorum.
Sevgilinizle aynı projedesiniz. Evde, sette hep birliktesiniz... Sürekli yan yana olmak bir noktadan sonra sıkmıyor mu?
- Gün içinde sadece kendimize ve arkadaşlarımıza ayırdığımız boşluklar bırakıyoruz. Sadece dizi konuşmuyoruz. Mesela ben resim koleksiyonu, Ezgi de güzel resimler yapıyor. Onlar üzerine tartışıyoruz. Okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz filmlerden bahsediyoruz. Birbirimizin hayatına tanık oluyoruz. Ezgi’nin hayatına tanık olmayı seviyorum.
“Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer” derler. Siz de evliliğe artık uzak mısınız?
- Hayır, hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir. Pişmanlıklarımı bırakalı çok oldu.
Geçen hafta Ezgi Asaroğlu’na “Evliliği düşünüyor musunuz?” diye sordular... Cevabı, “Anı yaşamayı tercih ederim” oldu. Buna bozuldunuz mu peki?
- Bozuldum sandılar ama oradaki bakışım aslında onu takdir etmek içindi. O cevabın altına imzamı atarım.
TESTOSTERON DOLU BİR ADAMIM AMA KALBİMLE DÜŞÜNÜP YAŞIYORUM
Hem oyuncu, hem şarkıcısınız. Bir tarafta Kenan’lar, Kıvanç’lar... Bir tarafta Tarkan’lar, Serdar’lar... İki cephede birden savaşmak zor değil mi?
- Hiçbir şeyi savaş olarak görmüyor ve kimseyle savaşmıyorum. Ben o tarafta olmak istemiyorum. Benim tek savaşım savaşla.
Şimdiye kadar hep garanti taraftaydınız: ‘Ergenlerin beyaz atlı romantik prensi’... Ama yeni şarkınızdaki pop altyapılarla daha riskli bir alana giriyorsunuz. Şimdi karşımda 12 sene önceki takım elbiseli uslu çocuk yerine daha seksi bir adam var.
- Aslında içimde hep bu adam vardı. Eğer bunu yeni yeni gösteriyorsam bu hayata bakış, yaşayış, gittikçe daha özgürleşmem ve daha az korkmamla ilgili. Başlarda belki bu yönümü biraz gizledim ama kısa sürdü.
Neden gizlediniz?
- Pop müziğin ve oyunculuğun sizi içine almaya çalıştığı belli kalıplar var. Bunları kabullenir ya da kabullenmezsiniz. Ben kabullenmedim. Mutluyum. Bundan sonra da nasıl şarkılar yapıp söylemek istiyorsam onları yaparım. Bu hayat benim.
Peki seks, hayatınızın neresinde duruyor?
- Tabii önemli ama hayatımın merkezinde de durmuyor. Bence seks amaçlanacak bir şey değil. Ama erkekler biraz bu kavrama öyle yaklaşıyor. Daha mekanik bir şey gibi... Ben sekse kadın gözüyle bakabiliyorum.
Kadın ve erkeğin sekse bakış açısındaki fark ne?
- Erkekleri testosteron yönlendiriyor. Tabii ben de testosteron dolu bir adamım ama kalbimle düşünüp yaşıyorum.
OYUNCULUK MÜZİKTEN ÇOK KAZANDIRIYOR
Televizyonda jön klasmanında ilerliyorsunuz. Şarkı söyleyen herkes oyunculuk da yapabilir mi?
- Herkes her şeyi yapabilir. Başarılı olabilir mi bilemem. Oyunculuk hiç aklımda yokken gelen bir teklifi kabul etmemle başladı. Oyuncu olarak Fatih Aksoy keşfetti beni. Oyunculuğu sevdim; araştırdım, dinledim, emek ettim. Etmeye de devam ediyorum. Bugün 93. bölümünü çektiğimiz ‘O Hayat Benim’ ve izleyicilerin tepkisi, iyi ki de devam etmişim dedirtiyor bana.
Hangi meslek daha çok kazandırıyor?
- Ülkemizdeki müziğin bugünkü durumunda, tabii ki dizi oyunculuğu!
RÖPORTAJIN PERDE ARKASI
** Ortaköy’deki evinde buluşuyoruz. Onu beklerken, balkonu küçük bir havuza bakan evinin salonunda dolaşmaya başlıyorum. Duvarlar resim koleksiyonundan eserlerle dolu. O sırada alt kattan çıkıp yanıma geliyor. Birer çay alıp, oturma odasındaki sohbet köşesine kuruluyoruz.
** İlk röportajımızı müzik piyasasına ilk girdiği günlerde, bundan 12 yıl önce yapmıştık. O zamanlar karşımda ceketli, kravatlı, tedirgin genç bir adam vardı. Şimdi eski Keremcem yerine daha olgun bir adamla karşı karşıyayım. Üzerinde rahat bir kot ve salaş bir tişört var. Eski cılız halinin yerini bu sefer kaslar almış. Yaşadıkları göz kenarlarına ince çizgiler olarak yansımış.
** Yine çok heyecanlı... “Biraz daha sohbet edip öyle başlasak?” diyor. Bir süre istediğini yapıyorum. Ama korkunun ecele faydası yok! Açıyorum kayıt cihazını ve başlıyoruz...
KEREMCEM’İ YAKINDAN TANIMANIN 5 YOLU
* Beyefendi olarak algılanmaktan hiç rahatsız olmadım. Ama o algının dışında eğlenmeyi seven, risk almaktan korkmayan, hayatı istediği gibi yorumlayıp eğip bükmeyi seven biriyim.
* Flörtözüm. Bu insanı ayakta ve diri tutan bir özellik... Sınırı da sadakatte biter.
* Birlikte olduğum kadının dışına bakmıyorum. İçsel bir yönelim benim ki benim içimden onun içine doğru.
* Günümüzde seksilik çıplaklık sanılıyor. Aslında bu tavırla ilgili bir şey. Mesela Dua Lipa’nın klibinde öyle bir tavrı var ki ekranda görebileceğiniz en seksi kadın.
* Eğer seksi olduğumu düşünüyorsanız bu benim bir bakışım ya da bir tavrımla gerçekleşiyordur. İnsanın kendisiyle barışık olmasının hayatta en seksi şey olduğunu düşünürüm.