Kanatları demirden bir melek: Ebru Ünsal

Geçen cuma göklerde nefes kesen bir hayat kurtarma hikâyesiyle tanıdık sizi... Uçuş sırasında bir yolcu kalp krizi geçirdi, sizin yardımlarınızla hayatı kurtuldu...

-Doğru. Kaptanımız Orçun Sayın, yönetiminde Hamburg’dan İstanbul’a dönüyorduk. İniş için alçalmaya başlamıştık. Hostes gelip bir yolcumuzun (Hilmi Güler) fenalaştığını, kabinin sıcaklığını düşürmemizi istedi. Aslında normal ısısındaydı ama rahatlaması için düşürdük. Sonra uçakta olan ilkyardım çantasını açmayı talep etti, sonrasında hastaya oksijen verebilmek için izin istedi. İki dakika sonra uçakta bir telefon sistemi var, onunla yolcunun kalp krizi geçirdiğini söyledi.

Nereden anlamış hostes? Uçakta doktor var mıydı?

-Hayır, yoktu. Ama kabin ekibi belli sağlık eğitimlerine tabi tutuluyor.  Böyle durumlar için prosedürler belli.   Neyse, ben hemen durumu deklare ettim, anında kuleyle irtibata geçtik, hava trafik kontrolörleri hemen  öncelik verdiler. Perona da o sırada sağlık ekipleri geldi. 10 dakikada yolcumuzu hastaneye yetiştirdik. Kabin ekibimiz, hava trafik kontrolörleri ve sağlık ekibinin prosedürleri zamanında uygulaması sonucunda çok şükür yolcumuzu kurtardık.

İniş için alçalma durumunda değil de havada olsaydınız?

-Bize gerekli sağlık desteği sağlayacak en yakın meydana inerdik.

 Başınıza böyle vakalar sık gelir mi?

-Tabii, yaklaşık beş-altı kez. Kalp krizi, epilepsi, bayılma... Zaten uçuş sırasında ortaya çıkabilecek durumlara karşı sürekli eğitimler alıyoruz ve altı ayda bir simülasyonla teste tabii tutuluyoruz. Sınavdan geçemeyen kaptanlara uçuş hakkı verilmiyor. Böyle bir çok felaket senaryosuna karşı ne yapacağımızı biliyoruz. Mesela ben tek motorla iniş yapmak durumunda kaldım.

Nasıl yani?

-Meslekte ikinci yılımdı. Antalya’dan kalkmıştık. Motora kuş girmesi sonucu çalışması durdu. Hemen geri döndük.

 Motor bozuldu ve siz paniğe kapılmadınız yani...

-Başınıza gelince son derece serinkanlı olmayı başarıyorsunuz. Sonuçta size emanet hayatlar var işin ucunda.

BABAMIN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİM

Kadınlar genelde hostesliğe daha çok yakıştırılıyor. Kadın kaptan görmek çok alışık olduğumuz bir durum değil..

-Şaşırmanız normal çünkü çok yok. Kadrosunda 6 bin pilotu olan THY’de kadın pilot sayısı 200’ü bulmaz. 150 filandır, o da sizin hatrınıza...

 Önünüzde fazla örnek yokken, siz nasıl pilot olmaya karar verdiniz?

-Ailem çok destek verdi; bu onların hayaliydi. Daha doğrusu babamın... Kuleli Askeri Lisesi mezunu. Ama göz muayenesinde elenince karacı olmak durumunda kalmış. Annem de hostes olmak istiyormuş ama babası izin vermemiş. İkisinin düşünü birleştirdim ve göklerde yerimi aldım.

Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?

-Şu an ikinci kaptanım, yakın zamanda kaptanlık bekliyorum. 27 yaşındayım,  2007’de planör lisansı aldım, bir sene sonra da pilotaj eğitimime başladım. Sekiz yıldır sektördeyim; ilk iki sene eğitimle geçti. 2010’da Onur Air’e başladım, iki sene sonra Atlas Jet’e geçtim.  İki sene sonra da THY’ye geçtim.

 Erkek egemen bin meslekte kadın olarak iş yapmak pek de kolay olmamalı... Nasıl tepkilerle karşılaşıyorsunuz?

-Açıkçası hiç kötü tepkiyle karşılaşmadım. Karşılaştığım his daha ziyade şaşkınlık... Herkes nasıl başladığımı soruyor... Özellikle de taksicilerle böyle bir muhabbet oluyor. “Abla, nasıl başladın” falan... Herkesin kafasının takıldığı nedense o ‘başlama’ noktası.

KADIN KAPTANI TERCİH EDERİM, HALDEN ANLAR

Peki, kadın pilot nüfusu bu kadar azken hiç kadın kaptanla uçtunuz mu?

-Sadece iki kez denk geldim. Bir keresinde Atlas Jet’te uçmuştum Bahtışen (Ülken) Kaptan’la... THY’ye ilk geçtiğim dönemde, son derece kısa bir uçuşta kadın kaptanla uçtum. Ama tüm ekibin kadın olduğu bir uçuşum hiç olmadı.

 Kadın kaptanı tercih eder miydiniz?

-Kesinlikle. Çok daha keyifli, samimi olur. Sonuçta hepimiz birbirimizin halinden anlıyoruz. Mesleğin üzerimizdeki zorlukları algılayabiliyoruz.

 Neler bu zorluklar?

-Fiziksel anlamda tükeniyoruz, çok yorucu. Yüksek irtifa, radyasyon ve basınç sizi tüketiyor. Barotravmalar, iç organlarda yıpranmalar... Erkeklerden farklı olarak ödem, menstrüasyon sıkıntılarını da ekleyin.  Bende durduk yere safra taşı oldu mesela. Yani bu işin faturası kadınlara daha ağır çıkıyor.

NASIL ERKEK ARKADAŞIM OLSUN

Yoğun tempo nasıl etkiliyor özel hayatınızı?

Erkek arkadaşım yok. Bulmaya vaktim olmadı çünkü sürekli havadayım. İlgi gösterenler var ama sürekli çalıştığım için zor. Ama bırakın onu, bir pilotun yeni sosyal çevre edinmesi bile çok zor.

Neden?

Yeni insanlarla tanışamıyorum. Sadece meslektaşlarımızla arkadaşlık ediyorum çünkü iş saatlerim kimsenin programına uymuyor. Aynı saatlerde çalışmıyoruz, aynı zaman dilimlerini kullanmıyoruz.