Kader bizi “Veda”da bir araya getirdi

Güncelleme Tarihi:

Kader bizi “Veda”da bir araya getirdi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2023 08:22

Ayşe Kulin’in aynı adlı eserinden uyarlanan “Veda” oyunu 20 Eylül’de Fişekhane’de perde açacak. Yönetmenliği ve uyarlamasını Nedim Saban’ın yaptığı oyunda Nevra Serezli ve Leyla Feray başrolde. İki isimle bir araya geldik; hem “Veda”yı hem de rollerini konuştuk.

Haberin Devamı

Deli Saraylı ve Mehpare rolleriyle sahnede olacaksınız. Hazırlıklar nasıl gidiyor?

Nevra Serezli: Benim rolüm Deli Saraylı, adı üstünde. Önce “Saraylı Hanım” diye geçiyor ama oyunun sonuna doğru “Deli Saraylı” haline geliyor. Çok keyifli bir karakter. Ayşe Kulin’in “Veda” adlı romanından Nedim Saban uyarladı. Çok uzun zaman sürdü metin haline getirmek. Bizimle fikir alışverişi içinde, farklı açılardan bakarak düzeltmeler yaptı. Hâlâ da düzeltmeler devam ediyor. Hep beraber okuyoruz, sahneye çıkıyoruz. Zaten doğrusu da budur. Sonunda en iyi noktayı bulmaya çalışıyoruz. Hatta belki bazen oyun başladıktan sonra bile ilaveler, çıkartmalar olabilir. Şimdilik çok keyifli çalışıyoruz. Aile gibiyiz lafı klasiktir ama doğru. Çünkü o kadar çok birbirimizi görüyoruz ki... Daha bunun oyunu var, turnesi var. İyi giderse uzun yıllar devam eder.

Haberin Devamı

Leyla Feray: Ben “Mehpare” karakterini canlandırıyorum. Mehpare çok akıllı, sempatik, sıcak bir karakter. Evdeki herkesin aslında kilit ismi. Herkesin birbiriyle olan ilişkisinde büyük bir etkisi var. Rolün derinine inecek olursak ilk perdede başka bir Mehpare görüyoruz, sonrasında bir dönüşüm oluyor. İkinci perdede daha cesur, daha aktivist bir karakter öne çıkıyor. Bu proje için uzun zamandır çalışıyoruz. Okuma provalarımız çok uzun sürdü.

Kader bizi “Veda”da bir araya getirdi


NEDİM HER SESE KULAK VERİYOR

Milli mücadele dönemini anlatan, tarihi bir iş olduğu için mi okuma provaları uzun sürdü?

Nevra Serezli: Hem dönem oyunu olmasından hem de roman sayfalarından yeniden bir senaryo yaratılması yüzünden. 400 sayfayı 80’e indirmek kolay iş değil. Hiçbir şeyi de kaçırmak istemiyorsunuz. Didaktik bir oyun değil zaten... Bir ailenin, bir konağın içinde geçiyor.

Leyla Feray: Sayfaları kısalttığımız için bir sahnede çok şey göstermek ve karakteri derinlemesine işlemek adına bayağı çaba sarf ettik.

Nevra Serezli: Nedim de çok esnek bir rejisör. Her sese kulak veriyor, sonra eve gidiyor üstüne düşünüyor. Ertesi gün geliyor “Bir de şöyle deneyelim” diyor. Yaratıcı kuvvetine çok inanıyorum Nedim’in. İnteraktif bir şekilde oyunu yaratıyoruz. 

Haberin Devamı

ÇOK FAZLA ÜZÜLMEMEYİ DÜSTUR EDİNDİM

Nevra Hanım, gerçek hayatta yaşayacağınız nasıl bir durum ‘deli’ yönünüzü ortaya çıkartır ve sizi sinirlendirir?

Nevra Serezli: Benim en kızdığım şeyler yalan dolan, adaletsizlik ve kandırılmaktır. Bunlara delirebilirim. Normal hayatta giden aksilikleri artık yaşım icabı kabulleniyorum. Çok fazla üzülmemeyi, sinirlenmemeyi kendime düstur edindim. Çok otoriter, evi çekip çeviren, herkese sözünü geçirmek isteyen, dominant bir karakter Deli Saraylı. Yaşlandıkça o söz geçirmeler azalıyor. Hafif bir çocuklaşma oluyor. Fakat duygularını kaybetmiyor. Bence o tarafı acı verici bir durum.

Leyla Hanım siz de Mehpare karakteri için cesur birine dönüştüğünü belirttiniz. Peki ya siz gerçek hayatta hangi konuda cesursunuzdur?

Haberin Devamı

Leyla Feray: Tiyatroya başlamak en cesur hareketim oldu.

Nevra Serezli: Daha önce başlaması gerekirmiş. Yanımda olduğu için söylemiyorum, hepimizi çok şaşırttı Leyla. Acayip disiplinli, otokontrollü, bu işi seviyor. Çok çalışkan.

Leyla Feray: Nevra Hanım’la çalışıyor olmak da benim için büyük şans. Set disiplini, erken gelmesi, sahne üzerindeki performansı...

Nevra Serezli: Leyla hem güzel hem kabiliyetli hem disiplinli. Bence bir tiyatro için gereken en önemli şey disiplin, ikincisi işi sevmektir. İnşallah devam eder çünkü bence Leyla tiyatro için bir kazançtır.

Leyla Feray: Çok gurur duydum şu an, çok teşekkür ederim.

BAŞINDAN BERİ LEYLA’DA AKLIM VARDI

Haberin Devamı

Peki Leyla Hanım nasıl dahil oldu projeye?

Nevra Serezli: Başından beri benim Leyla’da aklım vardı. Çünkü anneannesi ve annesini çocukluğundan beri tanırım. Annesi benim oğullarımla birlikte büyüdü yazlıkta. Sonra Leyla piyasaya çıktığı zaman hep gözüm üzerindeydi. “Ne güzel bir genç kız olmuş” diyordum. Dizilerini seyrettim, çok duru bir oyunculuğu olduğunu gördüm. Tabii ki annesini de çok seviyor olmam, anneannesinin de yakın arkadaşım olması onun çok büyük kabiliyet olmasını göstermez.  Seyrettiğimde ışığı görmüştüm. Ekibe Leyla’dan bahsettim, “o dizi çekiyor gelmez, oynamaz” deyip aramadılar kızı. Araya binlerce kişi girdi. Fakat işte kader, eğer o rol onunsa dünyayı dolaşır gelir onu bulur. Sonra bir arkadaşım “Nevra Hanım, Leyla diye bir kız var. Ne dersiniz” dedi. İnanamadım tabii. O şekilde bir araya geldik.

Haberin Devamı

Leyla Feray: Benim için de zamanlaması çok iyi oldu. Bir dönem okul ve diziyi bir arada götürdüm. Ama röportajlarımda hep tiyatroda yer almak istediğimi söylüyordum. İyi bir projeyle, doğru zamanda, doğru eğitimle... Gerçekten her bakımdan benim için de doğru zaman, doğru kişiler oldu.

Bir araya gelme hikayeniz çok enteresan. Kader sizi bir araya getirmiş.

Nevra Serezli:

Gerçekten öyle. Ne kadar çok oyuncu geldi gitti anlatamam size. Provalara girdiler, neredeyse ezber yaptılar, bir şekilde olmadı, gittiler. İlk göz ağrım yani Leyla bu rol için. Bana göre bu yılın en güzel prodüksiyonu olacak bu iş.

Kader bizi “Veda”da bir araya getirdi

UZUN BİR TURNEYE ÇIKACAĞIZ

Veda” oyunu ne zaman sahneye koyulacak?

Leyla Feray: 20 Eylül’de Fişekhane’de başlıyoruz. Ardından turneye çıkıyoruz. Ankara ile başlıyoruz. Sonra İzmir, Karadeniz ve Akdeniz turnesi olacak. Ekim ayında yoğun tempo bizi bekliyor.

Nevra Serezli: Bir çıkıyoruz, 11 gün dönmüyoruz.

Oyunu izleyen seyircilerde günün sonunda nasıl bir duygu kalacak?

Leyla Feray: Ben buna hüzün derim. Çünkü çok fazla coşku, mutluluk, sıcak sahneler var ama bir o kadar da hüzün var. Hem sinemada hem tiyatroda çok sevdiğim bir şey. En güldüğümüz sahneden sonra en dramatik sahnenin gelmesi.

Nevra Serezli: Tarih çok önemli. Bir şekilde tarihi de anlatıyoruz. Milli mücadele döneminde İstanbul işgal altında, onun verdiği gerginliğin içindeki insan ilişkilerini. Draması çok yüksek, çatışması çok. İyi de sahneye konuldu. Müzik, dans var. Hiç sıkılmadan, keyif içinde seyredecekler.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!