TatIana de Rosnay, Derleyen: Elif Tuncel
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2016 12:25
Herkesin aklında kalan farklı bir Julia Roberts var. Erin Brockovich karakteriyle mücadeleci bir kadın, “Notting Hill”de Hugh Grant’ten sevgi bekleyen bir Hollywood yıldızı, “Pretty Woman”da banyoda köpükler içinde Richard Gere’e şarkı söyleyen baştan çıkarıcı bir güzellik… Peki ama gerçek hayatta Julia kim?
Sabah saatin dokuzu ve Paris’te Voltaire Bulvarı’nın yanında işlek bir yolda sıkışıp kaldığım taksinin şoförü sürekli homurdanıyor. Julia Roberts’la randevum olduğunu söylüyorum ama bu ona pek bir şey ifade etmiyor. Çareyi akıllı telefonumdan bir fotoğraf göstermekte buluyorum ve sonunda şoförün yüzünden bir aydınlanma okunuyor: “Aa evet tabii, Pretty Woman bu!”
Bagajı açık, metalik gri bir minibüs önümüze park etmiş, içinden askılarda onlarca kıyafet çıkıyor, büyüleyici güzellikte beyaz bir eve taşınıyor. Ben dahil herkes, Paris’e Lancome’un Casino de Paris’te kutlanan 80’inci yıl dönümü partisi için gelmiş olan, markanın La Vie Est Belle parfümünün yüzü, yaşayan efsane Julia Roberts’ı bekliyor. Saatin 10 olmasıyla o an geliyor! Basın danışmanı, stilisti, kuaför ve makyözünden oluşan ekibi önden sıra halinde çıktıktan sonra Julia görünüyor. Saçlarını tepeden toplamış, uzun ince bacaklarına çok yakışan şortunun üzerine giydiği tişörtü ve ince ceketiyle rahat görünüyor.
GEÇ KALINMASINI SEVMİYOR
Julia’nın kahvaltısı yuvarlak bir tepside geliyor. Fransızca olarak bana yumurta ikram etmek istiyor, “ouf’ ister misin?” diye soruyor. “Ouf’ değil ‘oeuf” diye düzelttiğimde, tıpkı o kült filmde Richard Gere’in mücevher kutusuyla yaptığı şakalı sahnede olduğu gibi kahkahayı patlatıyor. Bulunduğumuz semti pek iyi bilmese de Paris’i çok seviyor. Marais’deki Cafe Charlot ve Jardin des Plantes’e birkaç adım uzaklıktaki Menagerie favori mekanlarından. Rue du Faubourg Saint-Honore’de bulunan otel Bristol’den övgüyle bahsediyor. Julia’nın çocukları da otelin meşhur kedileri Kleopatre ve Fa-Raon’a bayılıyorlarmış. Telefonundan çıkarıp bana ailesinin fotoğrafını gösteriyor. Kızı Hazel’in saçları başak gibi sarı, küçükken kendisinin de öyleymiş. İyimser olmanın bir tercih olduğunu düşünen Julia’ya onu neyin sinirlendirdiğini soruyorum. Geç kalan insanlara biraz kızdığını kendine has hem ciddi hem şakacı ses tonuyla açıklıyor.
O BİR KASABA KIZI
Özel Bir Kadın (Pretty Woman), 1990Julia, Georgia Smyrna’da küçük bir kasabada büyümüş. Babası elektrikli süpürge satıcısı, annesi sekreter olan Julia’nın küçüklüğünde hayali büyüyünce veteriner veya öğretmen olmakmış. Ebeveynlerinin tiyatroya büyük ilgisi sayesinde kız kardeşiyle birlikte küçükken sıkça tiyatroya gitme imkanı olmuş. Ailesinin ne kadar yaratıcı, tutkulu ve enerji dolu olduğunu bana gururla anlatıyor. Ne yazık ki yalnızca dokuz yaşındayken babasının ölümüne şahit olmuş. Kameraman eşi Daniel Moder’in aynı zamanda en yakın arkadaşı olduğunu söylüyor.
“Benim gerçek adım Bayan Moder. Julia Roberts, yalnızca sahne adım”. Yılın yarısı Malibu’daki ekolojik evinde, diğer yarısı New Mexico’da vahşi doğanın içinde geçen aile yaşantısına çok düşkün. Çocuklarını okula kendi götürüyor, ödevlerine yardım ediyor. Hobileri arasında
yemek yapmak ve örgü örmek var. Tam bir sabah insanı olduğu her halinden belli; güne 05.30’da başlıyor. Harry Potter serisine bayılan çocuklarına her akşam kitap okuyor.
Julia’nın yüzü yakından mükemmel görünüyor. Sağ gözünün altındaki ben, ona tatlı bir hava katıyor. 47 yaşında olduğunu biliyorum. O, yaşıyla ilgili yalan söylemeyen kadınlardan… Biraz da Julia’nın hayran olduğu kadınlardan bahsedelim. Hillary Clinton için,
“Sıra dışı bir kadın, tamamen onu destekliyorum” diyor. Ellen DeGeneres’in yaşam enerjisine hayran. Jodie Foster gibi sakin bir insanla çalışmanın ne kadar güzel olduğunu anlatıyor. Ve sonra Lancome’un eski yüzü Isabella’dan heyecanla bahsediyor:
“Takma adım Isabella Rossellini olsun isterdim. Onunla konuşurken güzelliğinden etkilenmemek mümkün değil. Birlikteyken zaman duruyor, saatlerce sohbet edebiliyoruz.” GERÇEKTEN DE ÖZEL BİR KADIN
Projelerine gelecek olursak, son olarak iki yeni filmde yer aldı. Biri, kızı öldürülen anneyi canlandırdığı Billy Ray’in “Secret in Their Eyes” filmi, diğeri de Jodie Foster ve George Clooney’le başrolleri paylaştığı, 2016’ta ekranlarda olacak “Money Monster”. Beraber altı saat geçirmemize dayanarak söyleyebilirim ki Julia gerçekten ışık saçan bir kadın. Birçok röportajında kendinden, sıra dışı bir iş yapan sıradan bir kadın olarak bahsettiğini okumuştum. “Ben de herkes gibiyim. Kendi yolumda yavaşça ama emin adımlarla ilerliyorum, elimden gelenin en iyisini yapıyorum ve tabii ara sıra Paris’e gelerek inanılmaz bir partiye katıldıktan sonra sabah başım çatlayarak uyandığımda kibar bir genç adamın elinden kahvemi içmek gibi çılgınlıklar da yapabiliyorum” diyor ama aslında yanılıyor. O gerçekten de sıra dışı bir kadın. Julia Roberts size gülümsediği zaman, hayat size gülümsüyormuş gibi hissettiriyor.
tarafından hazırlanmıştır.