Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2016 10:36
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 15 yıldır hizmet veren astronomlar yurtiçinde ve yurtdışında gözlemler yaparak namaz vakitlerine ve takvimlere ilişkin hesaplamalar yapıyor. Türkiye’nin ilk kadrolu astronomları Hümeyra Nur İşlek, İlhami Aşıkkaya ve Gürhan Eren’le konuştuk.
Astronomi, sıklıkla (fal yorumu ve kehanetle ilişkilendirilen) astrolojiyle karıştırılır. Diyanet’in astronomları da bu durumdan mustarip. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü mezunu üç astronomdan İlhami Aşıkkaya, “Bize unvanımızı YÖK verdi. Bilimsel bir işle uğraşıyoruz. Ancak astroloji tamamen yoruma dayalı. Astrolog unvanı uydurma” diyor.
HENÜZ AYILARLA KARŞILAŞMADIK AMA...
Aşıkkaya kendi çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Diyanet’te namaz vakitleriyle, takvimlerle ilgili her türlü hesabı yapıyoruz. Ramazan imsakiyelerini hazırlıyoruz. İnternetteki mobil namaz hesaplamalarını yapıyoruz. Kameri ay başlarıyla ilgili gözlem çalışmalarımız var. Bunları teleskopumuzla, dürbünlerimizle ve çıplak gözle yapıyoruz. Hilal ilk kez nereden görünüyor, bunu hesaplıyoruz. Örneğin; bir vatandaşımız Amerika’ya gidecek, oranın namaz vakitlerini soruyor. Biz de hesaplayıp e-mail atıyoruz. Ya da bir tura çıktınız, geze geze bir sürü yerden geçiyorsunuz, istenilmesi halinde o yerlerin namaz vakitlerini gönderiyoruz. Cami yaptırılırken kıblenin neresi olduğunu tespit ediyoruz. Tüm gök cisimleri konusunda eğitim aldık ama Diyanet’te yıldızlarla değil, Ay ve Güneş’le uğraşıyoruz.”
Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü mezunu Diyanet görevlileri.Türkiye’nin kadrolu tek kadın astronomu Hümeyra Nur İşlek ise Ankara’nın pilot bölge olduğunu belirterek, “Güney Afrika’ya, Moritanya’ya ve Stockholm’e giderek hilal gözlemleri yapıyoruz. Zevkli olduğu kadar zor bir iş. Çünkü bunu yaparken güneşin doğuş ve batış anındaki ufuk çizgisini görmemiz gerekiyor” diyor. Astronom Gürhan Eren ise işin tehlikelerine dikkat çekiyor: “Doğal olarak dağlara çıkıyoruz. Ayılarla henüz karşılaşmadık ama her an bu olabilir. Zaman zaman güvenlik sorunumuz ortaya çıkabiliyor.”
İşlek’in astronomi-astroloji ilişkisine yönelik yorumları da ilginç: “Astroloji milattan önce 3000 yıllarında çıkmış. O zaman oyalanacak fazla bir şey yokmuş, insanlar oturup gökyüzünü izliyormuş. Çok fazla yıldız olunca, ‘Her insana bir yıldız mı denk geliyor acaba’ diye düşünüyorlar. Yıldızların hareketlerinden geleceğe yönelik bilgiler çıkarmaya çalışıyorlar. Tabii, bu biraz da gelecekle ilgili tedbir alma isteğinden doğuyor. Ancak astroloji, bilim insanları tarafından reddedildi.”
ALLAH’TAN BAŞKA KİMSE BİLEMEZ
Hümeyra Nur İşlek: ‘2016 yılında şu olacak. Şu sanatçının bir yılı şöyle geçecek. 3. Dünya Savaşı çıkacak’ gibi yorumlar çok yanlış. Uzun yıllar eğitim almış bir siyaset bilimci bile ancak ‘Şu koşullar bir araya gelirse şu olur. Bu da savaş çıkmasına neden olabilir’ gibi yorum yapabilir. Ama kesin bir şey söyleyemez. Yıldızlarsa hiç söyleyemez. Bir kişinin ya da ülkenin bir yılını, ayını, gününü hatta saatini Allah’tan başka kimse bilemez. Maalesef zaman zaman bizi yükselen burcunu hesaplamak için arayanlar oluyor. Burçlar konusunda da çok fazla bilgi kirliliği var. Burç dediğiniz takımyıldızları... Bunların 13 tanesi Güneş’in yörüngesine yakın hareket ettiği yıldızlar. Burçlar ise 12 tane. Bu yıldızların kimi kovaya benziyor, kimi akrebe, kimi yılana... Yılanın adını beğenmemişler ve akreple birleştirmişler. Olmuş size 12 burç. Yıldızların birbirlerine etkisi yok ki insana olsun.