Güncelleme Tarihi:
Tacize uğradığınız gece yaşananları anlatmanızı rica etsem...
- Gece iki buçuk gibi eve dönüyordum. Yanımda Macaristan’dan tatil için gelen bir erkek arkadaşım vardı. Teşvikiye Camii’nin köşesinde taksiden indim, yol kenarında arkadaşımın parayı ödemesini bekliyordum. Siyah camlı bir araba bana doğru ani bir manevra yapıp tam yanımda durdu. Kolumdan yakalayıp kendilerine doğru çektiler. İki adam camdan ellerini uzatarak her yerime dokunmaya, elle taciz etmeye başladı. Ne söylediklerini anlamıyordum, Türkçe konuşmuyorlardı.
◊ Takip mi etmişlerdi, rasgele mi seçmişlerdi sizi?
- Rasgele muhtemelen. O zaman mavi uzun saçlarım vardı ama çok kapalı giyinmiştim. Üstümde bir gömlek, altımda uzun bir pantolon ve spor ayakkabı vardı.
‘TİPİN MARJİNAL’ DEDİ POLİS
◊ Sizi böyle bir savunma yapmak durumunda bırakmaları bile çok acı elbette. Peki nasıl kurtuldunuz?
- Ben de saldırmaya başladım. Ama istemsiz ve kontrolsüzce. Deli gibi bağırıp arabayı yumrukluyor, tekmeler savuruyordum. Basıp gittiler. Elim ayağım titremeye başladı. Oradaki taksiciden arabayı takip edip plakasını bana mesaj atmasını rica ettim. Plakayı öğrendikten sonra karakola gittim. Gece saat 03.00 olmuştu. Karakolda 20’li yaşlarının başında polis memurları görevdeydi. Bana biraz manidar ve tuhaf davrandılar. ‘’Zaten tipin marjinal” dediler ve beklenen soruyu beşinci dakikada sordular: “Siz alkollü müsünüz hanımefendi”? O an tüm sinirim tepeme çıktı. “Alkollüysem bu adamın bana tecavüz etme hakkı mı var?” diye sordum ama ağlıyordum. Ve alkollü değildim.
◊ Yardımcı olmadılar mı yani?
- Polis memuru ile biraz tartıştıktan sonra ifadem alındı. Davacı oldum. O gece 04.30’a kadar karakoldaydım. Ertesi sabah yeniden gidip saldırganların kimliğini tespit ettim. Adamlar Bomonti’de yaşayan Libya asıllı iki Arap çıktı. Dava, olayın üzerinden bir yıl geçtikten sonra açılabildi. Önceki hafta ilk kez mahkemeye gittim ama hâkim gelmemişti. Duruşma 12 Aralık’a ertelendi.
◊ Davacı olduğunuz kişiler kendilerini nasıl savundu?
- İşte orası çok acı. ‘’Biz uzaktan onu travesti sandık. Bizim üzerimize doğru geldi. Bize kaş göz yaptı ve arabaya doğru yöneldi. O yüzden biz ona vurduk. İstediğini düşündük. Sonra da arabamıza saldırdı’’ diye şikâyetçi olmuşlar benden.
GİTTİKÇE MUHAFAZAKÂRLAŞTIM
◊ Dava sürecinde çevrenizden nasıl tepkiler aldınız? “Aman yapma kızım başına bela alırsın” diyen oldu mu?
- Tabii tabii. Davaya giderken avukat talep etmemiştim aslında. Sadece Twitter ve Instagram’a yazdım; “Yarın böyle bir davam var” diye. Sonra avukat Burak Mengü mesaj attı ve ertesi gün benimle duruşmaya geldi. Ama işte mahkeme olmadı. Arkadaşlarımdan da şöyle tepki geldi, “Yolda seni görürlerse tekrar peşine takılabilirler”. Bunu annem-babam da söyledi. Hepsi “Oldu bitti, kapat gitsin” dedi. “Sokakta rahat yürüyemiyoruz. Rahatça metroya, otobüse binemiyoruz. Benim tipimin aykırılığına bakmıyor. Çok sade, çok normal görünen bir kadın da aynı sorunları yaşıyor ve bir şeyler yapmalı” diyerek onları ikna ettim.
◊ Kaç yıldır saçlarınız mavi?
- Üç yıldır. Biz küçük bir çevrenin içerisinde yaşamaya çalışıyoruz. İstanbul’da yaşıyoruz diyemeyiz. Onun dışında bir yere gittiğimizde zaten bakışlarıyla bizi dövüyorlar. Fiziksel olarak gerçekten de omuz atan oluyor tabii.
◊ Bundan sonra kendinizi savunmak için önlem aldınız mı?
- Boks yapmaya başladım. Bildiğiniz klasik boks. Daha önce pilates, yoga gibi minnoş sporlar yapıyordum. Artık kendimi korumam gerekiyordu. 25 yaşındayım, İstanbul bana bunu öğretti. “Bak bacım” dedi, “bu şehirde yaşayacaksan kendini koruyacaksın”. Altı aydır boks dersi alıyorum.
◊ Derslerden sonra omuz atan oldu mu?
- Olmaz mı? Bokstan çıktım, eve yürüyorum. Yine Nişantaşı’ndayım. Karşımdan bir adam geliyor, ikimizin de gözlükleri var. Onun şeffaf gözlükleri var ama görüyorum yani. Bayağı baştan aşağı süzüyor beni. Elim cebimde yürüyorum, geldi omuz attı. Kolundan tutup “Böyle yürüyemezsin, bana omuz atıp gidemezsin. Karşıdan gelirken bana baktığını da görüyorum” dedim. ‘’Deli misin sen ya, manyak mısın? Yürü git’’ dedi ve gitti. Bu tip olaylar Beyoğlu’nda daha fazla yaşanıyor. İşte bu yüzden artık Beyoğlu’na çıkamıyoruz biz. Artık kadın nüfusu yok zaten Beyoğlu’nun.
◊ Şu anda özgür giyinebiliyor musunuz?
- Sadece yaşadığım alanda özgür giyinebiliyorum. Gittikçe muhafazakârlaşıyorum, bunu fark ettim. 16-17 yaşındaki cesaretim şu an yok. Şort giydim, bir gömlek mi bağlasam belime, hatlarım belli olmasın falan... Bunlara dönüşüyor ister istemez.
BEN STANDART BİR MODEL DEĞİLİM
Ben klasik sarışın, mavi gözlü bir model değilim. Alternatif bir modelim. Türkiye’de renkli saçlı model yok. Saçlarımı mavi yaptığımda çalıştığım bütün tasarımcılar arayıp “Mavi saçlı model mi olur, hemen saçlarını değiştir” dedi. Sonraki sezon Chanel defilesinde pembe saçlı modeller, X defilesinde mavi saçlı modeller oldukça bu bir trende dönüştü. Ben aynada kendimi gördüğümde mutluydum. Bu işten de vazgeçebilirim, her şeyden vazgeçebilirim sonuçta benim mutluluğum önemli. Saçlarıyla mutluysa bir kadın, tamamdır.
GİZEM BARLAK KİMDİR?
Ankara’da doğdum. Alanya’da liseyi okudum. Üniversite için İstanbul’a geldim ve reklamcılık okudum. 19 yaşında fotomodelliğe başladım. Ardından İstanbul Fashion Week geldi. Bir defile, beş defile, 10 defile derken Türkiye’deki çoğu tasarımcıyla ve markalarla çalıştım.