Güncelleme Tarihi:
GQ dergisinin Amerika edisyonunun –öz GQ- internet sitesinde Isaac Eger imzalı Dünya Kupası izlenim yazısında, Brezilya’da gerçekleşen organizasyonun dünya çapındaki en önemli sürprizlerinden birisi aktarılıyor. Kupa süresince İsrail’de bulunan Eger, önce Almanya-ABD maçını izlerken, Tim Howard’ın yediği gol sonrası, oluşan tezahüratları duyup şaşırıyor. Bunun bir istisna olmadığını ise Almanya-Fransa maçını izlediği barda gördüğü Almanya formalı İsraillilerin gol sevincine ortak olduğunda anlıyor. Hitler Almanya’sında yaşanan Yahudi Soykırımı’nın üzerinden 70 yıl geçtikten sonra, İsrail’deki Yahudilerin Almanya’nın golünü alkışlamasını yadırgayan Eger, barda tanıştığı ve askerliğini komando olarak yapmış olan 26 yaşındaki Ran Faruhi’ye bu durumu soruyor ve şu cevabı alıyor: “Yıllardır onları yargılamış olabilirsiniz. Fakat şu anda, onları nasıl suçlayabilirsiniz ki? Onlardan nasıl nefret edebilirsiniz?..”
ALMANLAR SICAKKANLI İNSANLAR
Tel Aviv’de farklı bir barda karşılaştığı Boaz Oved Şalom da bu yönde düşünüyor: “Bizim Almanlardan sonsuza dek nefret etmemiz gerektiği yaygın bir düşünce. Fakat onlardan nefret edilecek bir nokta görmüyorum. Tel Aviv, Berlin’e benziyor. Benim jenerasyonuma göre, şu anki Alman jenerasyonu çok bilinçli ve geçmişten dersler çıkarmış durumda.” Eger’in konuştuğu İsrailliler arasında ailelerinde Alman bireyler bulunanlar da var. Yael Haşhaş bunlardan birisi. “Kızkardeşim bir Alman ile evli” diyor ve ekliyor: “Kalbim ve ailem bana Alman takımını desteklememi söylüyor. Soykırım nedeniyle Almanlardan nefret ederdim. Daha sonra 18 yaşıma geldiğimde Almanlarla tanıştım. Çok kozmopolit ve sıcakkanlı insanlardı. Ayrıca yaşananların üzerinden çok uzun zaman geçti…”
Alman Şansöyle Angela Merkel tarafından tekrarlanan özür, soykırım müzesine yapılan ziyaret, ödenen tazminat, Yahudilerin Almanya’ya karşı tavrında değişikliğe yol açmış olsa da bu desteğin bir faktörü de şu an İsrail topraklarında yaşayanların yüzde 48’inin Aşkenaz Yahudi’lerinin –Almanya topraklarında yaşamış, soykırıma uğramış- soyundan olması. Yüzde 52’nin bu geçmişle o kadar güçlü bir bağı bulunmuyor. Fakat önemli bir kısım İsrailli de geçmişteki kötü olayları hatırlatıyor. Liron Şalom, “Ben birisini tanıyorum. 50 yaşında bir adam. Annesi soykırımdan kurtulanlardan birisi. O adam Almanya’ya gitmeyi seviyor. Orasının güzel bir yer olduğunu düşünüyor. Fakat oraya gideceği zaman, ziyaret edeceği yer konusunda annesine yalan söylüyor” diye aktarıyor bu etkiyi.
ALMAN FUTBOLU SERT VE HIZLI
Or Damari de “Onları destekliyorum ama onlar hâlâ Nazi” diyor. Tel Aviv’de öğrenci olan Damari, “Hâla güzel oynuyorlar” ifadesini kullanıyor. Damari buna rağmen husumetin önceki nesillere ait olduğunun altını çiziyor: “Onlar eski Almanya’dan nefret ediyor. Fakat bu bizim dedelerimizin sorunu. Bizim değil.” Haaretz gazetesinin eski editörlerinden Shai Golden de bu sevgi konusunda ikilem arasında kalanlardan birisi. Alman futboluna karşı olan bu tutkusu, kendisi açısından kolay olmamış bir konu ve alışması zaman almış. “Almanya, benim yaşadığım evde yasaklanmış bir kelimeydi. Gençliğimde onlardan nefret ederdim. Bunun gölgesinde büyüdüm. Daha sonra büyüdüm ve ailemin yaşadığı evden çıktım” diyen 43 yaşındaki Golden, daha sonra Alman futboluna meftun oluyor: “Sevdiğim her şey vardı onda: Akıcı, sert ve hızlı.”
“Ama onlara destek veremezdim. Bu konudan aileme ve arkadaşlarıma bahsedemezdim. Neden, sevdiğim futbol türü için destek veremeyecekmişim?..” ifadesini kullanan Golden, 2006 yılında Almanya’nın ev sahibi olduğu Dünya Kupası öncesi ise tepki çeken bir hareket yapıyor: Turnuvayı neden Almanya’nın kazanması gerektiğini anlatan bir makale kaleme alıyor. “Ailem ve arkadaşların şok olmuştu ama kendimi özgürleşmiş hissettim. Ben Alman futbolunu seviyordum ve bunun soykırım ile hiçbir alakası yoktu…”
Buna rağmen içinde ufak bir sızı hissediyor: “Maç sonrası gösterilerin beni rahatsız ettiğini inkâr edemem. Almanların dilini duymak Yahudiler için zor bir şey. Fakat şu an 2014’teyiz, 1939’da değil. Burası da Rio, Auschwitz değil.”
Son sözü yine futbolun birleştirici yönüne dair sarfediyor: “Onlar sadece futbolcu. Ve Almanya mükemmel bir futbol takımı. Ben onları oldukları için seviyorum, babalarının yaptıkları için değil.”