İmroz’da yeni hayat

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2017 09:52

Gökçeada’daki (eski ismiyle İmroz) yeni okullar ilk mezunlarını veriyor. O yeni okullardan daha iyi eğitim için adaya heyetler gidip geliyor. Nüfusu on bini bulmayan bir yerde neden böyle bir canlılık yaşanır; neden yeni okullar açılır? Nedeni bir zamanlar buralardan göçen, göçmek zorunda kalan Rumların, onlarının çocukların, torunlarının geri dönmeye başlaması. Gökçeada’daki bir umut projesi...

Haberin Devamı

Haziran geldi ama Gökçeada’nın üzerinde sanki halen bir mahmurluk var. Köy yollarına sinmiş kekik kokusu dağılmamış; her dönemecin ardından bir minik keçi sürüsü çıkıyor. Oğlaklar, feribotların henüz ha bire turist taşımadığı adadaki tenhalığın tadını çıkartıyor. Ada, uzun süren bir baharı yaşıyor.

İmroz’da yeni hayat

İmroz’da Rum İlkokulu, 1940’lar... İstanbul Rum Patriği Bartholomeos da (sol başta, üstten beşinci) bu okula gidiyordu.

Ada sakinleri açısından bu tatlı serinliğe umutlu gelişmeler de eşlik ediyor. Yeni okullar ilk mezunlarını veriyor. O yeni okulların daha iyi eğitim verebilmesi için adaya heyetler gidip geliyor. Nüfusu on bini bile bulmayan bir yerde neden böyle bir canlılık yaşanır; neden yeni okullar açılır? Nedeni bir zamanlar buralardan göçen, göçmek zorunda kalanların, onların çocuklarının, torunlarının geri dönmeye başlaması.

Haberin Devamı

Evet, 1964’teki Kıbrıs krizini takip eden yıllarda, dönemin hükümet politikalarının caydırıcılığı ve yaptırımlar yüzünden Ada’dan ayrılmak zorunda kalan Rumlar bir süredir geri dönüyor. Bir iki aylık yaz tatilleri, bayramlar, Paskalyalar için değil; temelli kalmak için, çiftlerini çubuklarını sürmek, evlenmek barklanmak, çoluk çocuğa karışmak, yaşayıp ölmek için...

İmroz’da yeni hayat

Fotoğraflar:Levent Kulu

Gökçeada’da (Rum nüfus, adayı eski ismiyle ‘İmroz’la anıyor) bu dönüşe, 50 yıl sonra imece usulüyle açılan yeni okullar eşlik ediyor. 2013’te ilkokul, 2015’te ortaokul ve lise, 2016’da ana sınıfı açıldı. Bu sene lise ilk mezunlarını verdi. Bu, Gökçeada’daki yeni hayatın da sembolü. Rum nüfus, son on yılda hükümetin bu süreci kolaylaştırdığının, adanın eski haline kavuşması adına olumlu adımlar atıldığının altını çiziyor. Adanın MHP’li belediye başkanı Ünal Çetin’in, Kaymakam Muhittin Gürel’in emeklerinden de bahsediyor geri dönen Rumlar. Adadaki Türkler de yapıcı yaklaşıyor; tedirginlik yok. Herkes olumlu bir hava içinde.

Haberin Devamı

Omuz veren başkaları da var. Örneğin Turkcell, lise için bir spor tesisi inşa etti, okula bir teknoloji laboratuvarı kurdu. Bu yeni tesisler için yapılan ve Gökçeadalı olan İstanbul Rum Patriği Bartholomeos’un da hazır bulunduğu törende, bu süreç için en çok uğraşan isimlerden birinin, İmroz Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Laki Vingas’ın yaptığı konuşmaya kulak verelim: “Takdir edersiniz ki bu bir Gökçeada projesi olmanın ötesinde bir Türkiye projesidir. İçinde bulunduğumuz coğrafyada bunca acı yaşanılırken, savaşın ortasında kalan insanlar evlerinden, yurtlarından edilirken 50 yıl sonra Gökçeada’ya, topraklarına geri dönen, okullarına tekrar kavuşan, ait oldukları kültürle tekrar buluşan insanları görmenin manevi hazzı çok büyük.”

Haberin Devamı

İmroz’da yeni hayat

Adanın eski ismi olan İmroz 29 Temmuz 1970’te Gökçeada ile değiştirildi.

Gökçeada’da bahar her sene böyle uzun sürecek mi? Yeni gelen aileler burada hayatlarını sürdürebilecek mi? Zeytincilikle, arıcılıkla, lokantacılık, pastacılıkla uğraşıyor geri gelenler. Ekonomik olarak ayakta durmaya çalışıyorlar. Zeytinli Köyü’ndeki Notos Kafe’nin sahibi Thanasis Karadimitri “Hallolur her şey” diyor: “Biz zengin olmaya gelmedik ki, memleketimize geldik.”

İmroz’da yeni hayat

Çocuklar başta bocaladı; sonra alıştılar

Dimitris ve Maria Yorgiu, aileleri adına, alınabilecek en zor kararlardan birini aldı. Geçen sene dört çocuklarıyla beraber, Selanik’ten kalkıp Gökçeada’ya yerleşti ve adanın merkezinde Mira isimli bir kafe açtılar. Anlattıklarına göre önümüzdeki sene lise sona başlayacak büyük kızları önceleri biraz bocalamış; diğerleri daha kolay uyum sağlamış. Dimitris’in ata toprakları olan adaya dönmekten mutlular ; adanın sessiz sakin halini seviyorlar. Mikrobiyolog olan Maria, Türkçesini geliştirdikten sonra mesleğini de icra etmek istiyor. Dimitris ise yeni bir haber veriyor: “Kız kardeşim geliyor bu yaz. O da temelli yerleşecek. İki çocukları var; biri bebek, biri ilkokul çağında.”

Haberin Devamı

İmroz’da yeni hayat

Yıllar sonra ilk mezunlar

Dimitris Kotsibos ve Despina Gaitanidis... Onlar Özel Gökçeada Rum Lisesi’nin ilk mezunları. Bir yandan da geri dönüşün, bu dönüşü mümkün kılan okulun başarısının sembolleri. Selanik’ten gelen ve üniversitede çocuk eğitimi üzerine okumak isteyen Despina, daha önce ailecek yazları geldiklerini ama birkaç sene önce temelli yerleştiklerini söylüyor: “Biraz ekonomik sıkıntı da vardı; ailem İmroz’a dönmek istediğinde. Sonuçta buralıyız biz. Evet, kafeler eksik, canlı bir yaşam yok ama bu okulun eğitimi çok kaliteli; o yüzden eğlence ikinci planda kalıyor benim için.” Selanik’ten gelen Dimitris ise, okuldaki bir öğretmenin oğlu. “Ada yaşamı farklı geldi ama alıştım. Çok güzel bir yer burası. Ama ben üniversite için Selanik’e döneceğim.”

Haberin Devamı

İmroz’da yeni hayat

Eve döndüm, artık nostaljiye yer yok

Thanasis Karadimitri, kırk sene Yunanistan’da yaşayıp Gökçeada’ya dört sene evvel geri döndü. Zeytinli Köyü’nde zamanında dedesinin işlettiği kafeyi yeniden çalıştırmaya başlamış. Müthiş lezzetli kahve ve tatlılar sunan kafenin ismi ‘Nostos’. Karadimitri bu ismin hikâyesini şöyle anlatıyor: Eve dönüş, vatana dönüş anlamına gelir ‘Nostos’; Homeros’un Odysseia Destanı’nda geçer. Troya Savaşı’ndan sonra eve dönüşü anlatırken kullanılır. ‘Nostos’ kelimesi ‘nostalji’nin de içinde vardır. Nostaljinin geri kalanındaki ‘algos’ memlekete olan özlemi, acıyı ifade ediyor. Benim hikâyemden o acı, özlem çıktı artık. Eve dönüş kaldı. O yüzden de kafenin ismi ‘Nostos’.

İnsanlar birbirini tanıdığı zaman problem olmaz

Thanasis Karadimitri anlatıyor: 1965’e kadar altı-yedi bin Rum yaşıyordu burada. Herkes rahattı. Sonra insanlar arasında değil ama devletlerin arasında gerginlikler oldu. Şu aşağıdaki ova istimlak edildi, topraklarımız gitti. Rumca eğitim bitti. Adaya açık cezaevi geldi. Tecavüz vakalarının ardından millet çok korktu. Herkes birer birer gitti. Burada gâvurduk, oraya gittik ‘Türk tohumu’ dediler. Bugün bir ayrımcılık yok. Halkta zaten yoktu. İnsanlar birbirini tanıdığı zaman ne problem olacak zaten!

İmroz’da yeni hayat

Şimdi oturduğum yerden incir ağacı çıkıyordu

Ioakim Makis Kamburopulos bu serüvenin en önemli kahramanlarından. 30 öğrencili Özel Gökçeada Rum Lisesi’nin müdürü. 1981 yılında, liseyi okuduktan sonra, 1981’de, o yıllarda Rum nüfusunun iyice eridiği adadan ayrıldığını anlatıyor. Ama Atina’daki İmrozlular Derneği’ndeki hemşerilerinin “Şu okulu yeniden kurabilir miyiz” diye biraz arkasından iteklemesiyle bu zorlu hikâyenin içine düşmüş. Geldiğinde dört duvar bulduğu okulu neredeyse tırnaklarıyla kazıyarak bugüne getirmiş. Odasında konuşuyoruz; şimdi oturduğu noktadan, zamanında yabani bir incir ağacı çıktığını söylüyor. “Bunları görebileceğime inanmazdım. Şimdi 30 öğrenci var. Bebekler, küçük çocuklar da var. Ama esas birkaç yıl sonra belli olacak; bu gelen aileler ekonomik bakımdan rahat yaşayamazsa işler sıkıntıya girebilir. Pes etmemek lazım.”

Açık cezaevi bizi yıldırdı

Yıllar sonra dönen Paraskevi Zuneli anlatıyor: “Burada okul da kalmamıştı, iş de. Açık cezaevi getirildi buraya. Çok korkuyorduk. “Gidin” demediler bize ama gitmek zorunda kaldık. Hiç önümüzü bile göremiyorduk. Orada da yabancı gözüyle baktılar bize. İki çocuğumuz Atina’da büyüdü; okullarını okudular. Annem-babam hep burada kaldı ama. Biz de döndük işte. İnsan doğduğu yere dönmek istemez mi?”

İmroz’da yeni hayat

İstanbul Rum Patriği Bartholomeos’un babası işlettiği kahvede berberlik de yapıyordu.

Patrik de Gökçeada’dan

Gökçeada’nın en meşhur vatandaşı, İstanbul Rum Patriği Bartholomeos, Zeytinli Köyü’nden. Köydeki ilkokulda okumuş. Babası Arassia isimli kahveyi işleten (ve orada berberlik de yapan) patriğin şimdi başkası tarafından çalıştırılan mekândaki fotoğraflarını inceliyoruz. 26 yıl Yunanistan’da yaşadıktan sonra Gökçeada’ya dönen Stelyo Okumuş, Patrik’in köyü hiç ihmal etmediğini, herkesle çok iyi ilişkiler içinde olduğunu anlatıyor.

İmroz’da yeni hayat

Ben esas üniversiteyi burada okudum

Zeytinli Köyü’ndeki Özel Gökçeada Rum İlkokulu’nun müdürü Vula Berber, 16 yaşındayken Atina’da eğitim görmeye gitti. İstanbul, İngiltere, Selanik derken tekrar adasına döndüğünde artık öğretmendi. Gökçeada’nın eski sakinlerinin veya onların çocuklarının, özellikle yaz aylarında adaya gelip gitmeye devam ettiğini ama 2010’da başlayan okul sürecinin oradaki çocuklu aileleri cezbettiğini anlatıyor. Dört senedir hizmet veren okulda bu sene sekiz öğrenci vardı. “Adaptasyon süreci atlatıldı; hem çocuklar alıştı hem de öğretmenler olarak biz alıştık. Ben esas üniversiteyi burada, bu okulda okumuş gibi hissediyorum.”

BAKMADAN GEÇME!