Güncelleme Tarihi:
◊ Mikonos’ta Nammo’s, Ibiza’da Pacha, Monte Carlo’da Jimmy’z, Bodrum’da Halikarnas... Bütün Akdeniz havzasının en meşhur birkaç kulübünden birini çıkardınız ortaya. Dansa, müziğe meraklı bir genç miydiniz?
- Ohooo. Gençliğim konserlerde geçti. Diyarbakır Maarif Koleji’ndeki Amerikalı hocalar sayesinde. Turizmci bir aileden geliyorum. Diyarbakır’da da otelimiz var. Bir gün babama, “Otelden ne kazanıyorsun? Bana bırak, sana yüzde 10 fazlasını vereyim” dedim. Annem sayesinde ikna ettim.
◊ Verdiniz mi yüzde 10 fazlayı?
- Otel bir tuttu, inanamazsınız. Adımız Güneydoğu’nun Hilton’una çıktı. Otelin tepesini 1975’te diskotek yaptım. Sadece üyelerin girebildiği. NATO subayları vardı. Bizde kalırlardı. ABD’de ne plak çıksa getirirlerdi. Paris’te bulamacağınız plakları Diyarbakır’da çalıyorduk.
◊ Bodrum sevdası nasıl başladı?
- Lise son sınıfta tatil için geldim ilk. Hippiyiz; uzun saçlı falan, otostopla geldik. Tabiat muhteşem, tarih var, güzellik var... Bir büyüsü var. Yerlisi özgür kafalı; gelenler yazar, çizer, ressam, üniversiteliler... İklimi güzel, yaşlanmıyorsunuz. Başladım her yaz gelmeye. Halikarnas o zaman İnci Pansiyon. Orada kalırdım, başımı ellerimin arasına alıp düşünürdüm, burası benim olsa diye.
◊ E olacağı varmış...
- Sahibi kim çıksın dersin? Bizim Moda’da alt kat kiracımız! Babam o sıra müteahhitliğe soyunuyor, beni de ortak yapacak şirkete. Perşembe toplantımız var. Ben çarşamba pansiyonun sahibiyle anlaştım. Perşembe ara da bul Süleyman’ı... Otelci olarak başladım işe. Babam üç sene
konuşmadı benle!
◊ Sonra gece kulübüne nasıl dönüştü?
- Olmayan bir şey yapmaya başlamıştık. Verdikçe alıyordu insanlar. Öğle yemeğini herkes tek bir büyük masada yerdi, kaynaşırdı. Akşam yemeklerimiz çok ünlendi. Matrak, basit şovlar yapıyorduk, otelde kalanları katıyorduk şovlara. Herkes bize geliyordu. Bizde kalmasalar bile eğlenceye geliyorlardı. Ama bütün artistler, şarkıcılar, ülkenin en zenginleri...
◊ Sonra?
- Yemek sonrası eğlence ağır basmaya başladı. Barda izdiham... 1983’te artık kıvama gelmiştik.
Avrupa’dan ampul taşırdım
◊ Avrupa’nın en büyük açık hava diskosuymuş, öyle mi?
- Öyle deniyor ama o yanlış. Biz en büyüğü değildik. Ama en güzeliydik. International Herald Tribune bizim için “Muhtemelen Avrupa’nın en güzel kulübü” diye yazdı.
◊ Halikarnas hangi ilkleri getirdi Türkiye’ye?
- Animasyon ve şov bizde başladı. Elektronik donanım da öyle. O zaman Türkiye’de ampul bile bulamıyorsunuz. Avrupa’ya arabayla gidip getirirdim. Fransız gümrükçüleri beni tanımıştı. “Yine ampul mü?” diye sorarlardı. Pistte köpük malzemesini yıllarca İspanya’dan getirttim. İnanılmaz pahalıydı. Sonradan Türkiye’de yapmaya başladılar. Sadece ondan kıssam, büyük tasarruflar yapardık. Ama doğru bildiğimi yaptım.
◊ Efsane sezonlar var mı?
- 1987-88... Uçtuk, dünyaya açıldık. Yabancı basında yılda 200-300 haberimiz çıkıyordu. İngiliz bir danışmanımız vardı, 2012’deki açılışımızın 600 haberi yayımlandı.
◊ Kendiniz de eğlenir miydiniz yoksa patron patron mu takılırdınız mekânda?
- Eski fotoğraflara bakıyorum, herkes eğleniyor, benim başım hep yukarda. Eksik gedik var mı diye ışıklara bakıyorum, DJ’le kesişiyorum... Ancak büyük şov bittikten sonra rahatlardım.
MİSYONUMUZU TAMAMLADIK
◊ Neden kapanıyor Halikarnas?
- Değişen dünyada misyonumuzu tamamladık artık. Zirvede bırakmayı tercih ettik.
◊ Biz bir emlak sorunu var sanıyorduk.
- O, işin sadece bir parçası. Öyle bir sorun olmasaydı kapamayabilirdim ama daha yeni arayışların, yeni projelerin heyecanı içindeyiz. Yakında öğrenirsiniz.
TEK BİR KURŞUN SIKILMADI
◊ Reina, Şamdan gibi çok köklü markalarımızı arka arkaya kaybettik. N’oluyor Türkiye’nin gece hayatına?
- Reina’nın başına gelen çok üzücü bir olay. Kanımız dondu. Allah’a şükür biz böyle bir şey yaşamadık. Şanslıyız diyebilirim sadece... 38 yılda bir tek kurşun sıkılmadı. Bir tek bıçaklama yok. Sadece bir kere bir İngiliz turisti uyuşturucu içiyor diye polise teslim ettik. Onun dışında bence Türkiye’nin genel olarak bir kısırdöngüsü var, takılıp kalıyoruz. Dünyayla, Batı’yla entegre olamıyoruz. Kendimizi anlatamama sorunumuz var. Gençlerin önünü açmamız lazım.
ADAM, MAFYA BENİM DEDİ
◊ Bu kadar başarılı bir marka niye hiç şubeleşmedi? Nikki Beach ta Miami’den Bodrum’a geliyor da Halikarnas niye Mikonos ya da Ibiza’ya bir
şube açmadı?
- Bana yıllarca “İstanbul’da aç” dediler, istemedim. İstanbul benim tarzım değil. Türkü bara dönerdi. Bir gün Amerikalı bir milyarder geldi. Adam şovları izledikten sonra Miami’de ortaklık teklif etti. “Tam sizin konumunuz gibi burunda bir yerim var, aynısını yapalım” dedi. 1987... O zamanlar da Miami’de çok mafya var. “Ya sorun olursa?” diye sordum adama. Adam “Korkma, olmaz” dedi; “Mafya benim!” Ama adını
vermeyeceğim.