İklim değişikliğinin şimdiden fark edilen 6 korkunç gerçeği
Güncelleme Tarihi:
İnsanoğlu ekosistemde kapanmayacak yaralar açmaya devam ediyor. Son araştırmalara göre, dünyadaki karbon seviyesi 2017 itibariyle 440 ppm’e ulaştı. Ve bu saatten sonra bu değerin altına inilemeyeceği belirtiliyor. Bu iklim değişikliği deniz seviyelerinin artmasına, ısı dalgalarına, kuraklığa, sel ve fırtınaya sebep oluyor. İklim değişikliğinin bu etkileri 1980’lerden beri 400 milyar Euro maddi hasara ve onlarca can kaybına neden oldu. Eğer böyle giderse çok yakın tarihimizde şöyle korkunç şeyler olabilir…
Kutuplar 2040’ta buzları olmadan bir yaz geçirebilir.
Kuzey kutbu 2012 yılından karbon seviyesini aşan ilk bölge olmuştu. Eğer sera gazları şu andaki artışıyla atmosfere yayılmaya devam ederse, 23-24 yıl içerisinde kutuplar buzsuz kalma ihtimaliyle karşı karşıya kalacak anlamına geliyor.
Grönland güneş ışınlarını çekmeye başladı.
Grönland'da bulunan buzlar bazı maddeler yüzünden kirlenmeye başladı. Buzlar siyah renkleriyle güneş ışınları yansıtmak yerine çok daha fazla çekiyor. Bu durum ise buzların dünyayı ısıtmasına sebep oluyor. Ayrıca aynı durum dünyanın birçok yerinde görülmeye başladı…
Enfeksiyon, kimyasal tehlikeler ve sağlık sorunları artacak.
Yoğunlaşan ısı dalgaları, kene türleri ve kaplan sivrisineği gibi taşıyıcıların yayılmasına sebep olacak. Bunun doğrultusunda enfeksiyon ve erken ölümler artmaya başlayacak.
2030 yılında deniz seviyeleri 3 katına çıkabilir.
Bu orana göre 2030'da sel felaketine maruz kalan insanların sayısı 21 milyondan 54 milyona çıkacak. Ve bu doğrultuda sel felaketinin maddi hasarı da aynı şekilde artacak. 2100'e kadar 13 milyondan fazla insanın yükselen deniz seviyelerinden dolayı göç etmek zorunda kalacağı da belirtiliyor.
2050 senesinde 250 milyon insan göç etmek zorunda kalabilir.
İklim değişiklikleri insanları göçe zorlamaya başlayacak. Eğer iklim değişikliği bu hızla devam ederse, her yıl 6 milyon insan, daha yaşanabilir bölgelere göç etmeye başlayacak.
1 milyona yakın hayvanın yaşam yeri ortadan kalkacak ve besin zincirleri bozulacak.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı 10.000 türün neslinin tükendiğini belirtiyor. Yani bu 2050’de hayvan türlerinin dörtte birinin yok olacağı anlamına geliyor. Bunun akabinde besin zincirleri de bozulacak. Bu bozulma büyük bir denge kaybına yol açacak. Bir hayvan türünün yok olması, diğer bir hayvan türünün de yok olması anlamına geliyor. Aynı şekilde bir hayvan türünün çoğalması da başka bir hayvanın yok olmasına sebebiyet verebiliyor. Yani bu hassas çizgiyi bozmamak gerekiyor.
