Güncelleme Tarihi:
29 Ekim, Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’na resmen katıldığı gün. 100 yıl önce bugün, Rus limanları Sivastopol ve Odessa Osmanlı İmparatorluğu Donanması’nın Amiral Wilhelm Souchon kumandasındaki iki gemisi tarafından bombalandı. Bu olay, Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’yla ilk bağlantısıydı ve en önemlisi, Meclis, Hükümet ya da Saray’ın ne haberi ne de izni vardı.
Birkaç gün sonra, 1 Kasım 1914’te, Rusya Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etti. Onu 5 Kasım’da İtilaf Devletleri İngiltere ve Fransa takip etti.
Sonuç olarak bu savaş Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına, saltanatın ve hilafetin kaldırılmasına, daha sonra da Osmanlı Hanedanı’nın sürgün edilmesine yol açtı. Türkiye Cumhuriyeti kuruldu, bugünkü bölünmüş ve sorunlu Ortadoğu oluştu. Osmanlı halkından çok sayıda ölüm oldu, 750 bin asker hayatını kaybetti, bir o kadarı da yaralandı.
CEVAPSIZ SORULAR
Savaş kaçınılmaz mıydı, imparatorluk tarafsız ya da en azından savaş dışında kalabilir miydi?
İngiltere ve Fransa, yeni savaş gemilerine el koyarak ve 1914 yazında ittifak arayışında olan bütün diplomatlarla temsilcileri geri çevirerek Osmanlı’yı kışkırtıp savaşa mı yönlendirdi?
Osmanlı hükümeti, Rusya’nın ya da İngiltere ve Fransa’nın saldırısına uğramadan önce kararlı davranmak mı istedi? Ya da Almanya yeni bir cephe açıp Batı ve Doğu cephelerini hafifletebilmek için Osmanlı hükümetine baskı mı yaptı?
Osmanlı’yı henüz hazır değilken savaşa sokmak için Amiral Souchon’a Karadeniz’e girip Rus limanlarını bombalama emrini Almanya mı verdi?
Yoksa imparatorluğu I. Dünya Savaşı’na sokan Jön Türkler’in hırsları mıydı? Üç paşalar (Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa) kendi Türkçü hırslarını izleyip bütün önerileri ve usülleri hiçe mi saydılar? Alman ve Avusturya ordularının güçlerini yanlış hesaplayıp savaşın hangi yöne gideceğini tahmin mi edemediler?
Belki de sonuç bu etkenlerin hepsinin ya da birkaçının bileşimidir.
HATALAR TEKRARLANIYOR, DERS ALINMIYOR
Gerçek her ne olursa olsun, Osmanlı, I. Dünya Savaşı sahnesine 29 Ekim 1914’te girdi. Bu, imparatorluk, saltanat, hilafet ve halk için felaket sonuçlar doğuracak bir adımdı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşa girmesinin ardındaki siyasi ve diplomatik entrikalar üzerine düşünmek ve tartışmak ilgi çekici. Ama artık hiçbir önemi yok.
Bugün dua etmenin ve tefekkürün zamanı. İnsanların trajedilerini ve savaşın bedellerini hatırlamak daha uygun olacaktır.
Savaş korkunç ve sonucunda masum insanlar acı çekiyor. Nadiren ders çıkarılıyor ve hatalar tekrarlanmaya devam ediyor.
Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’na girişinin 100’üncü yıldönümünde ben ve çocuklarım özellikle savaşta mücadele eden Osmanlı askerlerini anacağız. Onlar birilerinin babası, birilerinin oğlu, birilerinin kocası ve birilerinin kardeşiydiler. Padişahları için, imparatorluklarını savunmak için, vatanlarını korumak için öldüler, kan döktüler, mücadele verdiler.
Olağanüstü cesaretleri, yiğitlikleri ve sadakatleriyle gurur duyuyorum. Türkiye’nin bekâsı için gösterdikleri fedakârlık için daima minnettarım. Huzur içinde yatsınlar.
Ayşe Gülnev Osmanoğlu (AYŞE GÜLNEV SULTAN) KİMDİR?
Büyükbabası Ali Vasıb Osmanoğlu tarafından Sultan V. Murat’ın, büyükannesi Emine Müklibe Osmanoğlu tarafından ise V. Mehmet Reşat’ın beşinci kuşak torunu, Osman Selaheddin Osmanoğlu’nun tek kızı. Exeter Üniversitesi’nde Tarih ve Siyaset okudu, yüksek lisansını Osmanlı Tarihi üzerine yaptı. Eşi ve beş çocuğuyla İngiltere’de yaşıyor, birlikte emlak yatırım şirketi yönetiyorlar. Osmanlı tarihi üzerine araştırmaya ve yazmaya devam ediyor.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NA NASIL GİRDİK?
Osmanlı, Ağustos 1914’te Çanakkale Boğazı’na giren ‘Goeben’ ve ‘Breslau’yu satın aldı, adlarını da ‘Yavuz’ ve ‘Midilli’ olarak değiştirdi. Bu iki gemi, 29 Ekim 1914’te Alman komutanın yönetiminde Karadeniz’e açılıp, Rus limanlarını bombalayınca kendimizi Birinci Dünya Savaşı’nın içinde bulduk.
DONANMANIN KOMUTANI
Amiral Wilhelm Anton Souchon, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Donanması’na katılan iki Alman gemisi Goeben ve Breslau gemilerinin komutanıydı. Gemiler İstanbul’a geldikten sonra Osmanlı bayrağını çekerek Karadeniz’e açılırken Amiral Souehon da Osmanlı Donanma Komutanı oldu.