Güncelleme Tarihi:
Ruhsar Gültekin, “Kuruntu Ailesi”, “Yasemince”, “Aslı ile Kerem” gibi birçok dizide rol aldı. Oyuncuyu hafızalara kazıyan Meg Ryan ve Goldie Hawn seslendirmeleri oldu.
“Şirinler”in Şirine’sinin de Türkiye’deki sesi olan Gültekin, oyunculukla bağını şöyle anlatıyor:
“Askeri ateşe bir baba ve öğretmen annenin kızıyım. Annem 5 yaşındayken yeteneğimi keşfetti ve Lale Oraloğlu’ndan tiyatro eğitimi almaya başladım. Hafta sonları da baleye gidiyordum. 70’lerin ortasında Lale Oraloğlu satın aldığı mutfak eşyalarının kaçak olması gerekçesiyle hapse girince, tiyatro kapandı. Böylelikle 2 yıl eğitim aldığım tiyatroyu bırakmak zorunda kaldım. Fakat tiyatro tozu beynime, ciğerlerime kaçmıştı. Üniversitede konservatuvarda okumak istedim. İstanbul Üniversitesi’nin sınavlarına girdim ve tiyatro bölümünü kazandım.”
Komedide pası gole
çevirmeyi iyi bilirim
Ruhsar Gültekin, kendini daha çok karakter oyuncusu olarak tanımlıyor:
“Genelde komedi dizilerinde rol aldım. Yapı olarak, hiperaktif, endişeli ve çok hızlıyımdır. Bana dram rolleri pek gitmez. Ben daha çok komedi rollerinde oynadım. Konuştuğum sesler bile öyledir. Yaşam tarzım da... Her rolü oynarım tabii. Hayatımda en çok istediğim rol problemli ve obsesif birini canlandırmak.”
Adile Naşit ikinci annemdi ve sahnede devleşirdi
Ruhsar Gültekin’in TV’deki ilk rol aldığı yapım kült dizi “Kuruntu Ailesi” oluyor.
Oyuncu, diziye nasıl dahil olduğunu şöyle anlatıyor:
“80’lerin ortalarında televizyonda iki önemli Türk dizisi vardı: ‘Kuruntu Ailesi’ ile ‘Kaynanalar’. Üniversite birinci sınıfa yeni başlamıştım ki Gazanfer Özcan ve Gönül Ülkü’nün başrolünde yer aldığı ‘Kuruntu Ailesi’nden teklif geldi.
Erhan Yazıcıoğlu çok yakınımdır o vesileyle bana ulaştılar. Gelin rolünü yani Adile Naşit’in kızını canlandırdım. Adile Naşit adeta ikinci annem gibiydi. Çok uzun yıllar dizide oynadım. Okulu bitirdim, hamile kaldım ve çocuğumu dünyaya getirdim dizi devam etti. Gazanfer Özcan, hamile olunca çok mutlu oldu ve hemen aynı rolü yazdırdı. 1990 yılında oğlum dünyaya geldi.”
Şirine ve Meg Ryan’ın
unutulmaz sesi oldu
Ruhsar Gültekin, sesiyle de tanınan oyunculardan.
Gültekin, seslendirmesini yaptığı ünlü isimleri şöyle sıralıyor:
“Yerli film, reklam derken Hollywood filmlerini konuşmamı istediler. Meg Ryan’ı Türkiye’de sadece ben seslendirdim. Şirine’nin de uzun yıllar sesi bendim. Teletabiler’deki Laaa-Laaa’yı da ben konuştum. Şirine’nin bir reklamı olunca da yine beni çağırırlar. Melanie Griffith, Goldie Hawn da yine benim sesimdir.”
Oyuncu, seslendirmede yaşadığı ufak bir aksaklığı şöyle anlatıyor:
“Sungun Babacan’la bir Hollywood filmini seslendiriyorduk. Bir yerde kayıt odası dışındaki arkadaşa ‘2 çay versene’ diyorum. O ses, o sahnede kalmış ve yabancı filmde bir anda çay isteyen birinin sesi ekrana gelmişti. Mesela oğlum Aras, Şirine ile büyüdü. Oğluma okuduğu okullarda benden dolayı Şirineler derlerdi.”
Yasemin Yalçın ve Haluk Bilginer
karşındakini iyi oynatır
Ruhsar Gültekin, uzun zaman “Yasemince”de beraber çalıştığı yakın arkadaşı Yasemin Yalçın’ı şöyle anlatıyor:
“İlk olarak Şuayip’in sevgilisi rolünü oynadım. Daha sonra çılgın iki kız kardeşi canlandırdık. Konservatuvardan çok yakın arkadaşımdır. iki kardeş gibiyizdir. Anaç tarafı çok kuvvetlidir. Arkadaşlarının aynı projede olması lezzetli oluyor. Yasemin, titiz, ve disiplinlidir. Karşısındaki oyuncunun açılıp oynamasını sağlar.
Haluk Bilginer ile ‘Sayın Bakanım’ı çekmiştik. O da öyledir. Okul arkadaşım Demet Akbağ da benzer özelliklere sahiptir. Bu 3 sanatçı da karşısındaki oyuncuyu rahatlatmayı iyi bilir.”
Her şeyi kolay beğenir olduk
Türkiye’de takım olmak çok zor. Egolar çok devreye giriyor. Takım ruhu olmadan da hiçbir işin başarılı olacağını düşünmüyorum. Türk halkı olarak çok kolay beğenir olduk. Ben biraz da bundan rahatsızım. Bu kadar kolay beğenmemeliyiz. İyi olanı da bu yüzden artık anlayamıyoruz. Bir diziye başlayacağız, kalbim çarpıyor ‘acaba iki bölüm sonra kalkacak mı’ korkusuyla. Amerika’da hâlâ 1950’lerdeki diziler ekranda yeniden dönüyor. Bizdeki bu hızı anlamak mümkün değil...