Hedefim olimpiyat madalyası kazanmak

Güncelleme Tarihi:

Hedefim olimpiyat madalyası kazanmak
Oluşturulma Tarihi: Haziran 30, 2020 20:54

Bugünden itibaren P&G’nin “Aynı çatı altında, umutla yarına” sosyal sorumluluk projesi kapsamında, birbirinden değerli isimlerle çok özel röportajları sizlerle buluşturacağız. İlk röportaj konuğumuz milli jimnastikçimiz İbrahim Çolak. Onu ilk kez Stuttgart’taki müthiş başarısıyla izledim. Başardığı an gözlerim dolmuştu. Ona hayranlığım işte bu heyecanla başladı ve onun için “Türk gençliğine en güzel örnek!” dedim. Ancak o sadece artistik jimnastikte dünya şampiyonu olarak kalmadı, sosyal faaliyetlere de yönelerek gerçekten ‘milli’ bir sporcu olduğunu kanıtladı. Son günlerde “Aynı çatı altında, umutla yarına” projesiyle koronavirüs salgınından dolayı gelir kaybına uğrayan yüzlerce aileye umut oldu. Bugün, bu genç adamla sürükleyici bir röportaj yaptık. Onun yanıtlarını dinlerken “Her aile çocuğunu sporcu yetiştirmeli” dedim kendi kendime…

Ömür Kurt – omur@hurriyet.com.tr

Haberin Devamı

Sizi herkes Sttutgart’taki muhteşem performansınızla tanıdı. Atristik Jimnastikte dünya şampiyonu oldunuz ve Türkiye’ye bu madalyayı getiren ilk kişi olarak Türk spor tarihine geçtiniz. Ancak elbette ki bu bir günde kazanılmış bir başarı değil. Çocukluğunuz nasıl geçti?

Çocukluğum gerçekten çok güzel geçti, ama bir o kadar da zordu çünkü yoğun bir programım vardı. Hem okul hem de jimnastik yaşantımdan dolayı çok yoğundum. Sadece 45 dakika zaman kazanabilmek için hafta içi antrenmandan sonra her akşam amcam beni alır, evime getirirdi. Çünkü ailem benim için çok değerliyken kazanabileceğim o 45 dakikanın dahi önemi çok büyüktü. Tabii o yaşlarda jimnastiğe kendim gidemiyordum, babam da gün içerisinde devamlı işte olduğu için çoğunlukla annem, beni her gün antrenmana götürür, orada 2 – 3 saat bekler ve sonrasında eve dönerdik. Annemin işi çıktığı zamansa ablam, yengem, amcam, rahmetli dedem veya babaannem bu görevi üstlenirdi. Bunların dışında hafta sonları aile pikniklerimiz olurdu, herkes sabahtan giderdi fakat benim antrenmanım sabah olduğundan dolayı ailemden bir kişi benimle kalır, antrenmanım bittikten sonra beni piknik alanına götürürlerdi. Bu nedenlerden dolayı her zaman sokakta arkadaşlarımla oyun oynayamadım, belki hafta sonları zamanım kalıyordu ve bu da beni gerçekten üzüyordu. Tüm bu nedenlerden dolayı birkaç defa pes etme noktası geldim fakat bu gibi durumlarda ailem benimle konuşup, beni motive etti ve spora ‘tekrar’ dört elle sarılmaya devam ettim.

Haberin Devamı

Okul yaşantımda da bu gibi zorluklarla karşılaştım. Örneğin gittiğim okullarda benden başka jimnastikçi yoktu. Tabii bunun olumlu bir tarafı da vardı o da jimnastik yaptığım için okulda arkadaşlarımın ve öğretmenlerimin dikkatini çeken, onların sevdiği bir öğrenci olmuştum. Tüm milli bayramlarda ve mezuniyet törenlerinde gösteriler yapardım. Bu nedenle okuldaki herkes beni tanırdı. Jimnastiğin hayatıma kattığı diğer güzel bir şey ise farklı coğrafyalar tanımam oldu. Milli takıma küçük yaşlardan itibaren girdikten sonra birçok kez yurt dışına gittim. Üstelik uzun zamandır gittiğim yerleri yazıyorum. Şu ana kadar 35 – 40 farklı ülkeye gittiğimi söyleyebilirim, tüm bu sorumluluk, gördüğüm farklı ülkeler, insanlar ve kültürlerin de benim kişisel gelişimime büyük katkısı oldu, küçük yaşta olsam dahi bana çok fayda sağladı.

Haberin Devamı

Hedefim olimpiyat madalyası kazanmak
Dünya şampiyonu olmak hayatınızda neler değiştirdi?

Dünya Şampiyonu olmayı, olduğum andaki duygularımı kelimelerle anlatmam çok zor. Bu benim için rüya gibi bir hedefti ve başardığımda büyük bir tanınırlık kazandım, aynı zamanda böyle bir başarıyı ülkemize getirdiğim için de çok gururlandım. Fakat ben, kendime belirli hedefler koyan bir sporcuyum, ilk hedefim Milli Takım’a girebilmekti ve bunu 2007 yılında başardım. İkinci hedefimse Avrupa Şampiyonası’nda madalya kazanmaktı, bunu da 2018 yılında başardım. 2019 yılında Dünya Şampiyonası’nda madalya kazanarak 3’üncü hedefimi de başardım. Fakat önümde bir hedef daha var ki bu en büyüğü, o da Olimpiyat Oyunları’na katılıp madalya almak. İnşallah onu da önümüzdeki Olimpiyat Oyunları’nda başaracağım. Bunu başarmak içinse çalışmalarıma ilk günkü heyecanımla devam edeceğim.

Haberin Devamı

Peki, günlük hayatınız nasıl? Bir gününüz nasıl geçiyor?

Öncelikle planlı ve programlı bir hayatınız olmalı çünkü çok sıkı ve ciddi antrenman yapmak gerekiyor. Genellikle sabahları 07.30 ya da 08.00 gibi uyanıyorum ve kahvaltı yapıyorum. Dişlerimi fırçaladıktan sonra giyinir ve 09.30–12.00 arası ilk antrenmanımı yaparım. Ardından jimnastik salonunda öğle yemeğimi yerim, sonrasında işlerim varsa onları halleder, yoksa eve gider dinlenirim. Saat 16.00–19.00 arasında ikinci antrenmanımız oluyor ve bittiğinde bazen saunaya giderim, zaten sonrasında dinlenmek için eve dönüyorum. Akşamları ise en geç 23.00 gibi uyumaya özen gösteririm. Günlük rutinim genellikle bu şekilde olsa da her zaman çift değil, bazen tek başıma antrenman yaptığım günler de oluyor. Bu durumlarda sabah rutinim neredeyse aynı olmakla birlikte sadece antrenmanım biraz daha uzun sürüyor ve 09.30 – 13.30 saatleri arasında antrenman yapıyorum. Yine tek başıma antrenman yaptığım günlerde çoğunlukla masaj veya saunaya ağırlık veriyorum, ayrıca kız arkadaşımla ve ailemle de vakit geçiriyorum. Gerçekten yoğun bir programım var ve 20 yıllık spor hayatımın neredeyse 14 – 15 yılı bu şekilde geçti. Tabii öğrenci olduğum zamanlarda daha da yoğundum ama hiçbir şeyin kolay başarılamayacağını küçük yaşlardan itibaren öğrendim, bu nedenle sabırlı ve inançlı bir şekilde çalışmalarıma devam ettim.

Haberin Devamı

Hedefim olimpiyat madalyası kazanmak
Elbette ki sporun yanı sıra geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak projelerin de içinde yer almaya başladınız. “Aynı çatı altında, umutla yarına” projesi de bunlardan biri… Projeye nasıl dahil oldunuz?

İyilikle güçlenilebilecek bir gelecek için en çok ihtiyacımız olan şeyin umut olduğunu düşünüyorum. Çünkü hepimiz hayatımızda belirli zorluklarla karşılaşıyor, hatta dayanma gücümüzü yitirebilecek bir noktaya gelebiliyoruz. Örneğin jimnastik hayatım boyunca pes etmeyi düşündüğüm birçok olay oldu ama sonra farkına vardım ki umudumu korudukça, o olaylar beni daha çok güçlendirdi. Bu durumlarda bizi daha güzel yarınlara taşıyacak olan yegâne kaldıracın umut olduğuna inanıyorum. Olimpik Anneler projesiyle benim de bir parçası olduğum P&G ise bu vizyon ışığında salgın nedeniyle gelir kaybına uğrayan 40 bin aileye “Umut 2020 Hijyen Paketleri”nden ulaştırdı. Zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte insanlara destek olmanın, onlara umut olmanın önemi büyüktü elbette; ancak bir yandan da ailelere giden paketlerin içinde yarınlara dair umut mesajları da bulunuyordu. Bu kapsamda ben de “Güzel günler yakındır, biz yeter ki evdeyken büyüttüğümüz o dayanışma ruhunu hiç kaybetmeyelim” demiştim. Umarım bu mesajım da paketin ulaştığı ailenin yarınları için bir umut olur.

Haberin Devamı

Hedefim olimpiyat madalyası kazanmak
Siz, umudun başlı başına bir örneğisiniz elbette. Şimdiye dek yapılamayanı yaptınız ve dünya şampiyonu oldunuz. Şimdi de başkalarına umut olmak için çalışıyorsunuz. Umuda en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, sizden feyz alanlara neler söylemek istersiniz?

Spor da dahil olmak üzere hayatınız boyunca yaptığınız her işte karşınıza zorluk çıkacaktır. Bu zorlukları aşmak, üstesinden gelmek için ne olursa olsun umudunuzu kaybetmeyin. Çoğu insan sadece iyi zamanlarında yarına umutla bakabiliyor. Bence önemli olan en zor günlerimizde dahi umutlu olabilmek. Ben en zor günlerimde umudumu asla kaybetmedim, hedeflerim vardı ve o hedeflerimi gerçekleştirebilmek için ne olursa olsun umudumu yitirmeden çalışmaya devam ettim. Tüm bunların sonrasında ise daha güçlü bir şekilde geri döndüm. Ben tüm bu tecrübeyi yaşadım ve eğer ben bunu başarabildiysem siz de başarabilirsiniz. Aynı zamanda birbirimize yardım etmenin, iyilik yapmanın da önemi çok büyük, çünkü bunlar bize moral veriyor. Böylece zorluklar karşısında daha güçlü bir şekilde durabiliyoruz. Ne olursa olsun yarına umutla bakmayı unutmamalıyız.

Hedefim olimpiyat madalyası kazanmak
Pandemi süreciyle birlikte olimpiyatlar da ertelendi, bu sizi durdurdu mu? Koronavirüs günleriniz nasıl geçiyor peki?

Normalleşme sürecinde dahi olsak yetkililerin söylediklerini yapıyor, olabildiğince #EvdeKal’ı uyguluyorum. “Bana bir şey olmaz” demeyip, gerekli tüm tedbirleri almaya çalışıyorum. Hatta geçtiğimiz aylarda P&G’nin anneleri, çocuklarını spora yönlendirme konusunda motive eden Olimpik Anneler projesi kapsamında yaptığı #EvdeKalSporYap çağrısına destek veren ilk olimpik sporculardan biri de bendim. Evde çektiğim videolarla insanlara olimpik sporcular gibi antrenman yapma tekniklerini göstermiştim. Olimpik Anneler projesi hangi seviyede olursa olsun “Çocuğuna spor yaptıran her anne olimpik annedir” diyor. Ben de bu kapsamda annemle beraber çektiğim videoyu Instagram hesabımdan yayımlamıştım. Tabii normalleşme süreciyle birlikte jimnastik salonumuz açıldı. Bir an önce eski formuma dönebilmek için çalışmalarıma devam ediyorum.

Hep birlikte zor bir süreçten geçiyoruz. Pandemi hayatlarımızı kısıtladı. Bu süreçten başarıyla ve umutla çıkabilmemiz için neler öneriyorsunuz?

Umudumuzu yitirmememiz gerektiğini tekrar söylemek istiyorum. Sağlıklı, mutlu ve başarılı bir hayatımızın olmasını istiyorsak, yarına umutla bakmalıyız. (İlandır)

BAKMADAN GEÇME!