Hatay'ın lezzetini İstanbul'a taşıdı
Güncelleme Tarihi:
İstanbul Anadolu yakasında sıcak bir aile lokantası... Sahibi Ajlan Özden (47), dedesi Nuri Özden'in 1940'lı yılların başında Hatay'ın Belen ilçesinde başlattığı serüveni İstanbul'a taşımış.
Bulaşıkçılıktan yamaklığa, komiliğe kadar tüm pozisyonlardan geçerek bu noktaya geldiğini söyleyen Ajlan Özden, "Amacımız yöremizin lezzetlerini doğru ve güzel biçimde, aile ortamı içinde misafirlerimize sunmak" diyor. Nitekim Ajlan Bey'in lokantadaki en büyük destekçileri de eşi Sibel Özden ve kızları Merve Özden. Tezgahın başında ise kuzeni Şevki Yücel var.
Ajlan Bey, hem yeni bir kentte yeni bir işletme açmanın stresi hem de işlerin yoğunluğundan kaynaklanan koşuşturmacayla 2.5 ay içinde 11 kilo verdiğini söylüyor. Eşi Sibel Hanım tebessüm ederek araya giriyor: "Kebapçıda kilo veren tek insan." Ajlan-Sibel Özden çiftinin en önemli destekçilerinden biri de, öğrenim hayatından fırsat buldukça yanlarında olan kızları Merve Özden...
ETLER HATAY'DAN GELİYOR
Hatay'daki tadı İstanbul'a taşıyabilmek için etlerin tamamını Belen'deki kendi kasaplarından getirdiklerini belirten Ajlan Özden, "Eti, baharatı bildiğimiz insanlardan alıyoruz. Yemekleri, oradaki damak tadı neyse ona göre hazırlıyoruz. İstanbullu bunu sever diye düşünmüyoruz. Yağını, tuzunu, baharatını, etini yöremizin damak tadına göre hazırlıyoruz" diyor ve ekliyor:
"Yemeklerimiz yüzde 100 koyun etinden. Bazı müşterilerimiz, koyun eti kokar diye yemek istemiyorlar. Ama onlar bile beğeniyor. Çünkü bizim oraların etinde koku olmaz."
Mekanın iddialı olduğu yemeklerin başında yöresel "Belen tava" geliyor.
Çorba sevenlerin, keçi sütünden yapılan tuzlu yoğurtla hazırlanan şiş börek çorbasını tatmasında fayda var. Hatay'ın 'imza lezzetleri'nden künefe ve humusa değinecek olursak... Kasap Nuri Restaurant'ın künefesi İskenderun'daki meşhur Petek Pastanesi'nden geliyor. Yağı, şekeri kararında... İnsanı kesmiyor, yani oldukça hafif. Humus, müşterinin tercihine göre zeytinyağlı ya da tereyağlı hazırlanıyor. Tahini fazla kaçan humuslardan değil. Hatay'da yediklerimden dahi lezzetli diyebilirim.
Servis, lokantanın kalabalık olduğu saatlerde bile gayet hızlı. Ancak Ajlan Bey, "Daha da hızlanması lazım" diyor. Ben de kendisine meşhur Hacı Abdullah Lokantası'nın sahibi Abdullah Korun'un "Müşteri, masada en az 10-15 dakika bekleyecek" ve "Müşteriye aynı yemeğin ikinci porsiyonunu vermeyeceksin" prensiplerini hatırlatınca gülümsüyor. Kaldı ki, Kasap Nuri Restaurant'ta aperatif olarak müşteriye sunulan biberli ekmek ve semirseğin de hakkını teslim etmek lazım. Bu aperatifler hem gerçekten (literally) iştah açıyor, hem de ana yemeği bekleme sürecini keyifli kılıyor.
"ÇEŞİTLERİMİZİ ARTIRACAĞIZ"
Kısa süre içinde çeşitliliği artırmayı hedeflediklerini ve Hatay'dan getirtecekleri tatlı, yağ ve baharatlar için restoran içinde stantlar kuracaklarını ifade eden Ajlan Bey; geleceğe dönük planları arasında, bir lokantalar zinciri açmak olmadığını, şu anki lokantayı büyütmeyi düşündüklerini belirtti.
Cengiz Özbek