30 Nisan 1975... İlk tebrik Oya'dan

Güncelleme Tarihi:

30 Nisan 1975...  İlk tebrik Oyadan
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2023 15:28

Gül Sunal nikah günü çekilen siyah beyaz fotoğrafı takipçileri ile paylaştı...

Haberin Devamı

30 Nisan 1975 yılında Yeşilçam'In usta ismi Kemal Sunal ile evlenen Gül Sunal, nikah günü çekilen fotoğrafı Instagram sayfasında takipçileri ile paylaştı. Sunal, eşi Kemal Sunal ve Oya Alasya'nın yer aldığı karenin altına "Oya (Alasya)nikah sonrası Kemal’i tebrik ederken..." notunu düştü.

30 Nisan 1975...  İlk tebrik Oyadan

Gül Sunal, 23 yıl önce kaybettiği hayat arkadaşının bilinmeyen yönlerini YouTube kanalında takipçileri ile paylaştı. 

 "BİR DAHA BANA CİMRİ DİYECEK MİSİN?"

En çok ailece birlikte vakit geçirdikleri zamanları özlediğini ifade eden Gül Sunal, usta oyuncunun bir yönetmenle arasında geçen 'cimrilik' olayını da şu sözlerle anlattı:
"Kemal'in arkadaşlarıyla gittiği bir mekan vardı. İş adamları, oyuncular, bankacılar oraya gidiyordu. Kemal ve arkadaşları da piyasa dedikodusu için buluşuyordu. Çok ünlü bir yönetmen eskilerden, o yüzden adını vermeyeceğim. Girmiş bir gün kapıdan içeri ve "Bu Kemal de insana hiçbir şey ısmarlamaz" demiş. Kemal de hiçbir şey söylemeden masaya oturup garsonu çağırmış. Garsona; "Beyefendi ne içiyorsa aynısından götürün. Ancak elindeki bitmeden yenisini götürün" demiş."

Gece sonu ünlü yönetmenin gelen her bardağı içip ayakta duramayacak hale geldiğini belirten Gül Sunal, bunun üzerine yönetmenin yanına giden Kemal Sunal'ın, "Bir daha bana cimri diyecek misin?" sorusuna; "Katiyen" cevabını aldığını söyledi.

30 Nisan 1975...  İlk tebrik Oyadan


"BUGÜNE KADAR KİMSENİN HABERİ OLMAMIŞTI"

Sonrasında eşi Kemal Sunal'ın köftecide yaşadığı bir olayı anlatan Gül Sunal, şu ifadeleri kullandı:

Haberin Devamı

"Saygılar Bizden' adlı diziyi çekerken; Umur Bugay, Zeki Ökten'le köfte yemeye gidiyorlar, set Sultanahmet'te olduğu için. Kadroda yaşlı bir amcamız var. Adını söylemek istemiyorum şimdi. O da diyor ki 'Beni de götürsene Kemal'. Kemal (Sunal) da diyor ki "Yok kardeşim, biz üç kişi gidiyoruz, ne çekeceğimizi konuşuyoruz. Bugüne kadar çektiklerimiz için fikir alışverişi yapıyoruz." Tabi adam sinir oluyor, Kemal'in adını çıkarıyor, 'Bu adam cimri' diyerek. Bu tabi Kemal'in kulağına gidiyor. Bir gün amcaya diyor ki 'Seni de götüreceğim". Abi de "Yanımıza birkaç kişi daha alalım" diyor. Bunu kabul eden Kemal de "Yalnız bir şartla. Orası çok pahalı bir yer. Eğer hesap 1000 liranın altında gelirse sen ödersin, üstünde gelirse ben öderim" diyor.

Haberin Devamı

Bunu kabul eden abi, tüm set ekibini de çağırıyor. Amacı hesap çok gelsin, Kemal ödesin. Yemek sonunda hesap geliyor 960 lira. Bu ödüyor tabi parayı ama bozuluyor. Sonra kadro gidiyor, yine Zeki, Umur ve Kemal kalıyor. Az sonra garson geliyor, Kemal'e faturanın üstünü getiriyor. Meğer Kemal, restoranın sahibiyle konuşup, iddiadan bahsetmiş 'böyle bir hesap getirin sonrasında kalanı ben ödeyeceğim' diye. Hakikaten de iki bin liranın üzerinde hesap gelmiş. Ama bundan bugüne kadar hiç kimsenin haberi olmadı."

30 Nisan 1975...  İlk tebrik Oyadan


'2,5 SENE MEKTUPLAŞTIK'

Gül Sunal, yıllar önce verdiği bir röportajda Kemal Sunal ile tanışma hikayesini ve aşklarını anlatmıştı...
"Ben 20, Kemal 29 yaşındaydı. O sahnedeydi, ben seyirciler arasında. Havuz sahnesi var. O havuza girmiş, bekçi geliyor, çamaşırları kucağında duruyor. Yani repliği yok, öylece durduğu bir sahne. Orada göz göze geldik. Sonra 2.5 sene mektuplaştık..."

Haberin Devamı

'EN ÇOK GÖZLERİNDEN ETKİLENDİM'

"En çok gözlerinden etkilendim. Kemal’in gözleri, birçok insana albenisi olmayan bir çift göz gibi gelebilir ama çok derin bakardı. Çok hüzünlüydü bir kere. Ona ne yaparsanız yapın ya da o size ne yaparsa yapsın en sonunda “Aman üzülmesin” dersiniz."

30 Nisan 1975...  İlk tebrik Oyadan


'ÇOK MÜTEVAZIYDI'

"Bebek gibi. Ezo bile ilkokuldayken ona bebek gibi bakıyordu. Hepimize merhamet duygusunu çok ağır yaşatıyordu. Annesi de söylerdi, çocukluğundan beri bir mahzunluk vardı. Ama tabii çok eğlenceliydi de... Kemal utangaç biriydi. Çok mütevazıydı. Böyle Kemal Sunal falan dedikleri zaman ne yapacağını şaşırır, kabuğuna çekilirdi. Mesela siz buraya gelseniz, yine yadırgar ama sonra güvenirse çok keyifli olurdu. Bir çok arkadaşımız var, söyleyip gülüyorlar, söyleyip gülüyorlar, öyle değil."

'ÇOK GÜZEL GÖZLEM YAPARDI'

"Ağzının içinden mır mır bir şey söyler, onu yakalarsanız günlerce gülersiniz. Çok güzel gözlem yapardı. Sabahları uyanır, ben salonda bir şeyle uğraşıyor olurdum. O Ciguli taklidi yapardı. Başka gün başka biri gibi girerdi. Şimdiki evliliklere bakıyorum. Daha net görüyorum. Biz çok mutlu yaşamışız."

30 Nisan 1975...  İlk tebrik Oyadan


'BİZ FARKLIYDIK'

"Bunu bilinçli yapmadık. O zaman öyle yaşadık gittik, herkes öyle zannediyorduk. İlk farklı aileleri okul açtığım zaman gördüm. Çünkü biz daha önce akrabalarımızla, arkadaşlarımızla görüşüyorduk. Herkes memnun ama bizler farklıydık."

Haberin Devamı

'HİÇBİR ZAMAN ŞOFÖRÜ OLMADI'

"Ben kendimi değiştirmedim. Kemal de sıradan bir ev erkeğiydi. Biz onun star olduğunun farkında bile değildik. Bazı arkadaşlarımız var -belki zamanın ruhundan kaynaklanıyor- menajerleri var, ulaşmak zor. Kemal telefonlarını kendi açardı, oynayacağı şeye kendi karar verirdi. Hiçbir zaman şoförü olmadı mesela."

30 Nisan 1975...  İlk tebrik Oyadan


'EŞYALAR AYNI'

"Ben de o da çok tutucuyduk. Bu evde 25-30 senedir eşyalar aynı. Onun koltuğu belli, benimki belli. Hayat görüşümüz değişmez. Yenilik güzel ama bize göre değildi. Biz muhafaza etmeyi seviyorduk.Sabah uyanır, kahvaltısını yapar, gazete okurdu. Seri ilanlara kadar, saatlerce... Bizde ağır bir öğle yemeği hazırlığı olurdu. Çalışmadığı günlerden bahsediyorum. Birçok insan bilirdi, bunlar öğlen 1’de yemek yer. Bu tarafa işi düşen veya alışverişe çıkıp, yolu düşen eş dost gelirdi. Yine televizyona bakar, kitabını okur, telefonla konuşmayı severdi. Haftanın 3-4 günü akşam üzeri Çiçek Bar’a giderdi.Ama eve erken dönerdi..."

Haberin Devamı

'SIRADAN BİR TÜRK AİLESİ'

"Akşam 8.30’da eve gelirdi. Herkes benim yüzümden zannederdi ama hayır. Yemeği evde yemek istiyordu. O geldiğinde sofra hazırdır, akşam mutlaka bir misafirimiz olur. Sıradan bir Türk ailesi gibi. Ev dışında yemek yemeyi hiç sevmezdi. Seyahate gidiyorsa arabanın bagajına pazartesi, salı, çarşamba yenecekler diye yemekleri koyduğumu hatırlarım. Tatlı bile koyardım. İlla evden olacak yemek. "

30 Nisan 1975...  İlk tebrik Oyadan


'RUTUBET KOKUSUNU BASTIRMAK İÇİN PATATES KIZARTIRDIK'

"19 Ocak 1975’te evlenmeye karar verdiğimizde, Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire, Hababam Sınıfı, Salako, Yalancı Yarim gibi birçok film çekmişti. Bir ev tuttuk. Orada iyiydik, hamileyken doktor nemden dolayı oturmamamı söyledi. Ezo ve Ali’yi ilk kez o eve götürdüm geçenlerde. İnanamadılar. O kadar nem kokusu vardı ki evde. Misafir geleceği zaman patates kızartırdık, kızartma kokusu rutubet kokusunu bastırsın diye. Ama biz mutluyduk, bugün yine gider otururum, Kemal’in olması şartıyla tabii."

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!