Güncelleme Tarihi:
Geçen günlerde ‘Eskişehir Çatacık Kızılgeyik Yetiştirme Çiftliği’nden dört kızılgeyik getirilerek Akdağ Tabiat Parkı’na bırakıldı. Amaç gen çeşitliliği ile sağlıklı bir nüfus oluşturmak, onu devam ettirmek. Biz de hem alandaki diğer kızılgeyikleri görmek, denk gelirsek de yeni bırakılanlara bir selam çakmak için alandayız.
İçinde vadiler, kanyonlar, dağlar bulunan 150 kilometrekarelik devasa bir park burası. Yaklaşık 500 kızılgeyik yaşıyor. Bir nevi samanlıkta iğne aramak gibi bizimkisi!
Neyse ki yanımızda işini seven ve araziyi çok iyi bilen uzman görevliler var. Hayvanların olabileceği yerleri tek tek ziyaret etmeye başlıyoruz. Kimi yerde yağmur, kimi yerde kar yağışı, kimi yerde de sis karşılıyor bizi. Umutsuzca dürbünle alanı tararken “Doğa bize geyikleri göstermemeye kararlı” diye geçiriyorum içimden. “Samanlıkta iğne aramak gibi” diyorum dürbünle henüz baharın uğramadığı, kurumuş yaprakları üzerinde duran ağaçlardan oluşan ormanlık alana bakarken. “Ben ilk geldiğimde şubeye, yaklaşık beş ay kadar göremedim. Artık ‘Beni kandırıyorsunuz, burada kızılgeyik yaşamıyor’ diye isyan edecektim ki kendilerini bana gösterdiler. Şu andaki renkleri doğanın renkleriyle aynı! Tam karşımızdaki çalı çırpının arasında olsa mesela hareket etmediği sürece görmemiz çok zor” diyor parktan sorumlu Emre Şimşek ve ekliyor: “Bu kadar büyük bir alanı koruyor olmamızın nedeni kızılgeyikler.”
ALANI KORUMAK YETMİYOR
Sandıklı DKMP Şube Şefi Emre Şimşek parkta 500’e yakın kızılgeyik yaşadığını, bu nedenle alanın çok sıkı korunduğunu; ancak bunun tek başına hayvanları korumak için yeterli olmadığını, buna ek olarak geyikleri de korumak zorunda olduklarını belirtiyor.
“Gecenin üçünde, beşinde avcı kovalamaya gittiğimiz çok oluyor. Çünkü bu hayvanların yaşam döngüleriyle bizimkiler uymuyor. Onlar gece aktif, bizler gündüz. Bu nedenle onlarla ilgilenmek hiç de kolay değil. Korumada mesai kavramı olmaz” diyor ve ekliyor: “Hayvanların sayıları yıldan yıla değişiklik gösterebiliyor. Normalde yılda 5-6 doğal ölüm olur. Onun dışında kızılgeyiklerin doğal avcıları kurtlar yaşıyor alanda. Onlar da nüfusta etkili oluyor. Ancak hava koşulları hayvanların sayısında çok daha önemli bir etken! Kış sert geçerse yiyecek sıkıntısı yaşıyorlar. Bu da sayılarını ciddi oranda etkiliyor. Bunun önüne geçmek için yağışların bol olduğu zor zamanlarda geyiklerin indiği açık alanlara, kullandığı yollara yemler bırakıyoruz. Arpa, buğday, mısır, yonca ve saman balyası gibi yiyecekler oluyor bunlar. İşimiz sadece alanı ya da hayvanı korumak değil, onlara iyi bakarak sayılarının da çoğalmasını sağlamak.”
TÜRKİYE’DE SAYILARI ARTIYOR
Türkiye’de Edirne, Kırklareli, İstanbul, Kocaeli, Balıkesir, Bursa ve Bolu’da, Eskişehir, Ankara ve Çorum’un kuzeyinde, Zonguldak, Bartın, Karabük, Kastamonu, Sinop ve Samsun’da, Afyon, Kütahya, Uşak, Denizli ve Gaziantep’te çoğunluğu yaban hayatı geliştirme ya da üretme sahalarında yaşıyor. Son yıllardaki koruma çalışmaları sayesinde sayısı artmaya başlasa da bu canlının Türkiye nüfusunun halen tehlike sınırında olduğu tahmin ediliyor.
VURAN DERT SAHİBİ OLUR
En büyük şanslarının, bölge insanının kızılgeyikleri kutsal kabul etmesi olduğunu söylüyor Emre Şimşek. Kızılgeyiklere zarar verenin dert sahibi olacağını düşünen yöre halkının bu nedenle avlanmadığını, dışarıdan gelenleri de kendilerine haber vererek engellemeye çalıştıklarını belirtiyor. Bölgede kızılgeyiğin kanını akıtanın kanının akacağına, yavrusunu yetim bırakanın kendi çocuğunun da yetim kalacağına inanılıyor. Kansere yakalanmak da bu dertler arasında yer alıyor.
KARİZMA BAŞA BELA
En büyük geyik türlerinden biri olan kızılgeyik yaşamak için genelde açıklıklı, çok sık olmayan ve arada çayırlar bulunan ormanları tercih ediyor. Deniz seviyesinden 3000 metre yüksekliğe kadar yaşayabiliyorlar. Erkekler genelde 110 cm’le 150 cm. arasında değişebilen büyük ve gösterişli boynuzlara sahip. Erkekler dişilerden daha büyük oluyor. Ağırlıkları ise 150-300 kg. arasında değişiyor. Bütün bunlar bir araya geldiğinde ise özellikle erkek bireylerde ortaya oldukça iriyarı, kaslı, devasa boynuzlu karizmatik bir canlı çıkıyor. İşte bu karizma aynı zamanda başa bela. Çünkü bu türün ülkemizde olduğu gibi dünya genelinde de en büyük derdi av. Avda ise belirleyici unsur irilik ve boynuzların büyüklüğü. Bu nedenle bir zamanlar kuzey yarıkürede Avrupa’dan Doğu Asya’ya ve Afrika’nın kuzeyine kadar uzanan nüfusu ciddi bir şekilde azalmış durumda.
KIZILGEYİKLERİN MUTLU OLDUĞU DEVASA PARK: AKDAĞ
Akdağ Tabiat Parkı’nın yüzde 60’a yakını Afyon’un Sandıklı ilçesinde, yüzde 40’ı ise Denizli’nin Çivril ilçesinde yer alıyor. Parkın çok büyük kısmı ormanlık. Burada 124’ü endemik olmak üzere 1058 adet bitki türü bulunuyor. Ayrıca alan, koruma altındaki kuş türlerinden kara akbaba, kızıl akbaba, sakallı akbaba ve küçük kartal gibi yırtıcı kuşlar nedeniyle Türkiye’nin önemli kuş alanları arasında sayılıyor.