Güncelleme Tarihi:
Sabahın erken saatleri... Bir gözüm açık, diğeri “çukur bulur da yatarım” diye toprağa bakıyor. Yol uzun... Hedef Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi...
Amaç, dünyada sayısı topu topu 2 bin 500 civarında olan ve bu nedenle bitti bitiyor canlılar listesinde (Kırmızı Liste) yer alan gergedanla tanışmak. ‘Gergedan’ dediysek hani öyle fotoğraflarda gördükleriniz gelmesin hemen aklınıza. Bu zırhlı olanından...
Gezegende bu aileden beş kardeş var. Üçü Asya’da, ikisi Afrika’da ikamet ediyor. Kardeşlerden biri, şu sayısı üç tane (rakamla 3) kalan çift boynuz ve beyaz olanı... Silahlarla sayısı buralara indirilen beyaz gergedanların hayatta kalan üyelerinin başında şimdi silahlı adamlar nöbet bekliyor.
AH ŞU LİBİDO YOK MU?
Peki ne oldu da biz bu ‘Avatar’ dünyasından çıkıp gelmişçesine fantastik canlının canına okuduk? “Bir deli kuyuya bir taş atmış, bin akıllı çıkaramamış” misali biri zamanın birinde hiçbir bilimsel gerçekliği olmayan “Bu hayvanın boynuzu cinsel gücü artırıyor. Koşun la...” demiş ve eline silahını alan ne kadar ‘iktidarsız’ varsa hayvanı ava çıkmış. Boynuzları için katledilmiş. “Acaba gergedan boynuzu ile uçkurunu zihin dünyasında ilk bir araya getiren nasıl biriydi” diye aklımda deli görüntüler dolaşırken vardık hayvanat bahçesine.
ABOOOO...
Zırhlı gergedanı ilk gördüğümde içimden ‘Abo’nun daha şahsi bir versiyonu ile tepki verdim. Gergedanımız zırhını kuşanmış, bütün heybetiyle ayakta duruyordu. Hiç öyle fotoğraftakiler gibi değil. Bildiğiniz insana bir hiç olduğunu düşündürten türden bir heybet. Adı Samir. Bir haftalık seyahat biraz hırpalamış. Yolculuk İngiltere’den başlamış ve bir hafta sürmüş. Zırhında ‘çizikler’ var. Çizikler diyorum çünkü özel eğitimli veterineri yorgunluk dışında hayvanın sağlığının gayet yerinde olduğunu söylüyor.
ZAYIF NOKTASI
Büyük bir hayranlıkla bu zırhlı şövalyeye arada bir dizkapaklarım birbirine çarparak kıyım kıyım yaklaştım. Tabii bakıcısının kontrolünde. Bir ara iki karış uzaklıkta birbirimizi seyrettik. Yorgun olduğu belliydi. “Keşke seni doğada görseydim” diye geçirdim içimden. Kafesine girdiğimde “Ya tepesi atar da dalarsa” diye de geçirdim içimden elbette.
Girmeden önce bakıcısının “Vücudunun en zayıf noktası ayağının altı” sözü kafamda dolaşmaya başladı. Sonra topuğundan vurulup ölen savaşçı Aşil geldi aklıma. Savaşırsak onu topuğundan vurup kurtulmak için değil, en zayıf yerinin topuğu olmasına karşın en güçlü yeri olan boynuzu yüzünden yok olmasının tuhaflığından...
HANIM BELLİ, BEŞİK KERTMESİ
Samir’in eşi şimdiden belli. Lakin kendisi henüz annesiyle yaşadığından gelmeye hazır değil. Ancak gelse de Samir’le birbirlerini üreme zamanı dışında görmeden yaşayacaklar. Erkekler kadınlarla yaşamak istemiyor çünkü. Üreme döneminde ise erkeğin kuru dişisini kovalamakla başlıyor.
Bu yüzden üç dönümlük yuvarlak bir koşu pisti misali bir bahçeleri var. Havuzundan çimine, zemininden çamur banyosuna kadar Samir’in evi 1.2 milyon liraya mal olmuş. Bir de önemli not: Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi doğadan hayvan almıyor. Bahçedeki tüm hayvanlar başka hayvanat bahçelerinde dünyaya gelenler. Ama bu elbette yine de özgür olmadıklarını unutturmuyor.