Güncelleme Tarihi:
◊ Savaş Özbey: Karşılaştırmaya gerek yok. Herkesin çocukluk aşkı kendine. Benimki Gülşen Bubikoğlu. Hele o çapraz çapraz gülüşü yok mu...
◊ Ömür Gedik: Onların hepsi o kadar güzel ve özel ki. Bu tabii ki gereksiz bir karşılaştırma ve tartışma. Bana “Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?” sorusu kadar cevapsız geliyor.
◊ Orkun Ün: Ben bu konuyu kendimce tartışmaya kapatırım, Gülşen Bubikoğlu der, susarım Konsey.
◊ Onur Baştürk: Kadınların, özellikle oyuncu kadınların ısrarla güzellik konusunda yarıştırılmaları geçmişte büyük haksızlıktı, şimdi ise çağdışı bir durum. Yani: Bu tartışma, tartışma bile değil.
Yargı daha da güçlendi
Kanal D’nin sevilen dizisi “Yargı”ya taze kan geldi. Ekibe Alican Yücesoy, Naşit Özcan, Sermet Yeşil ve Ayşegül Cengiz de dahil oldu. Yorumlarınızı alalım...
◊ Orkun Ün: “Yargı” öyle muazzam bir dizi ki! Ben sokakta karşılığını çok gördüm, çok duydum. Yeni katılan isimlerle çok daha ilgi çekecektir, hiç şüphem yok. Bana dizi sevdiren ender yapımlardan biridir Yargı.
◊ Savaş Özbey: “Yargı” bu isimlerle kadrosunu daha da güçlendirdi. İlgiyle izlenmeye devam edecektir.
◊ Ömür Gedik: Özellikle Alican Yücesoy’u dizide görünce tek heyecanlanan ben olmadım herhalde...
◊ Onur Baştürk: Yeni oyuncular elbette heyecan yaratır, önemli olan hikâye. “Yargı”nın da hikâyesi çok iyi.
Kayağa giden düşünsün
Bodrum’dan sonra kayak merkezlerindeki fahiş fiyatlar konuşulmaya başladı. Sıradan bir yemeğin 4 bin liralara vardığı söyleniyor. “Kısa sezonda ne toplarsak kârdır” diyen sektör haklı mı? Var mı bu fiyatlara çözüm sizce?
◊ Onur Baştürk: Kayağa giden düşünsün. Bile bile bu fiyatlarla yiyip içip bir de şikâyet ediyorsa, bu işte bir hak ediş vardır derim.
◊ Savaş Özbey: Bunlar halkın gündemi değil. Türkiye’de çok küçük bir grubu ilgilendiriyor kar tatili fiyatları. Kimsenin “Bu
sene dağa çıkamadık,
çok pahalı” diye bir derdinin olduğunu sanmıyorum. İnsanlar gündelik hayatlarını çevirebilme derdinde. Parası çok olan da ödesin. Bize ne?
◊ Orkun Ün: Yani haklı değil tabii ki işletmeler. “Sezon 2-3 ay, ne tutturursak kârdır” kafası artık halkta karşılık bulmuyor maalesef. Bodrum tarifesi uyguluyorlar ve bence ayıp ediyorlar.
◊ Ömür Gedik: “Hem ağlarım hem giderim” diyen gelinler gibi insanlar. Yazın Bodrum, kışın kayak merkezlerindeki fiyatlardan şikâyet etseler de tıpış tıpış gidiyor ve o paraları ödüyorlar. Ara tatil bitti, yazın Bodrum’daki fiyatları konuşana kadar kısa bir ara.
İsyanında haklı mı?
Onur Büyüktopçu, “Ekranlarda hep aynı yüzleri görmekten bıktım. Hep aynı tipler, hep aynı roller, hep aynı yüzler” diyerek yapımcılara seslendi. Siz de bir değişiklik arıyor musunuz?
◊ Orkun Ün: Onur öyle haklı ki! Kim bıkmadı? “Takipçisi fazla onu alalım”, “Çok popüler bunu alalım”, ama yetti yahu! İşini iyi yapanlar gerçekten harcanıyor bu devirde. Bunun önüne geçmek lazım.
◊ Onur Baştürk: Dizilerde değişiklik farklı hikâyeyle, farklı kurguyla olur. Bu da cesaret ister. Cesaret de şu an bu iklimde en olmayan tropik yağış.
◊ Ömür Gedik: Değişiklik, yeni kan her zaman iyidir. Onur’a katılıyorum bu açıdan. Ama bazı isimler reyting getirdiği için onlardan vazgeçilmemesini de yapımcılar tarafından bakınca anlıyorum. Biraz da sadece yeteneğe baksalar belki oralardan da çıkacak ama bu reytingler.
◊ Savaş Özbey: E ama Onur da hem oyuncu hem sunucu olarak 2007’den beri hayatımızda. Üstelik menajerlik ve cast direktörlüğü de yapıyor. Yani şikâyet ettiği şeyin tam ortasında duruyor aslında.
Kararı çocuğa bırakmak en doğrusu
Çocuğunun fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmama ve onu reklamda oynatmama kararı alan Gupse Özay, “İleride bana ‘Benim fotoğraflarımı neden koydun’ demesini istemem. Belki ünlü olmak istemiyordur” dedi. Haklı mı?
◊ Onur Baştürk: Haklı.
◊ Orkun Ün: Tabii haklı. Ünlüsün diye evladın da öyle olmak zorunda değil ki!
◊ Ömür Gedik: Çocuğunu sosyal medyada paylaşıp paylaşmamak, kamera önüne geçirip geçirmemek gerçekten de ince bir çizgi. Ve birçok ünlü de sonradan pişmanlık yaşamamak adına çocuğunu saklamayı tercih ediyor. Bu tercihi kendi kararını vereceği yaşta çocuğun kendisine bırakmak bence de en doğrusu.
◊ Savaş Özbey: Çok haklı. Daha doğmamış çocuğa sosyal medya hesabı açanlar var. Eksik kalsın, çok istiyorsa büyüyünce kendi açar hesabını. Biz sosyal medyasız büyüdük de neyimiz eksik kaldı?
İsteyen gider istemeyen gitmez
Yılın flaş dizisi “İnci Taneleri”ndeki pavyon dansı, “Pavyonlar kapatılsın mı” tartışmaları başlattı. “Pavyonlar kültürümüzdür” diyenlere karşı gelen “Kapatılsın” yorumlarına ne diyorsunuz?
◊ Savaş Özbey: Kadın istismarı meselesi çözülmediği sürece nereyi kapatırsan kapat. Hiçbir faydası olmaz. Başka isim altında, başka formatta yeniden çıkacak karşımıza.
◊ Onur Baştürk: Bir saçmalık daha. “Pavyon kültürdür sahip çıkalım” demek ne kadar anlamsızsa, “Kapatılsın” diye heyheylenmek de öyle. Pavyon, sosyoekonomik-toplumsal durumun bir tezahürü. Bunlar değişirse zaten pavyon da değişir, kalmaz.
◊ Orkun Ün: Yahu ne saçmalık! Ne demek kapatılsın? Ne demek yasaklansın? Kime ne? Ne enfes bir dizi ki tüm Türkiye halen bunları tartışıyor! Ben gülüp geçiyorum böyle kapatılsın, yasaklansın diyenlere.
◊ Ömür Gedik: Yıllardır açık olan pavyonlar Dilber dansı yüzünden mi kapatılacak? Hiçbir şey kapatılmasın. İsteyen gider istemeyen gitmez.
Akıllıca ve eğlenceli
‘Barbie’ rolüyle Oscar’a aday gösterilmeyen Margot Robbie için polis harekete geçti! Victoria Polis Departmanı espri yaparak Robbie’nin adaylığının çalındığını ve Akademi’ye soruşturduklarını açıkladı. Ne diyorsunuz?
◊ Ömür Gedik: Şahane bir Oscar ve Barbie magazin haberi bu. Akıllıca ve çok eğlenceli. Önümüzdeki yıllarda bizde de ödül alamayan ünlülerin fanları “Ödülümüzü çaldınız” diye dava açmaya başlarsa hiç şaşırmam!
◊ Savaş Özbey: Elalemin polisinin ne güzel dertleri var ya... Keşke sıra bize de gelse. Bizim Pantene Altın Kelebek’teki gibi halk oylaması yapsalar, böyle sorunları olmayacak aslında.
◊ Orkun Ün: Espri anlayışı yüksek bir polis departmanıymış. Artık Barbie hayranlıklarını siz düşünün.
◊ Onur Baştürk: Ne saçmaymış, işin mi yok Victoria Polis Departmanı?