Güncelleme Tarihi:
2009 yılının sıcak bir haziran günü... İstanbul, Kurtköy’de üç favori: Sebastian Wettel, Marc Webber ve Jenson Button. Formula 1’in yedinci ayağı için yarışıyorlar.
Aynı gün, yarım saat sonra... Rize, Ardeşen’de üç kafadar: Tanju Çakır, Murat Gül ve Caner Çakırusta. Günlük makaralarını çeviriyorlar. Biraz spor geyiği, bir telefon şakası, iki yeni fıkra derken yine çok eğleneceklerini biliyorlar. Bilmedikleriyse, o gün yapacakları Formula 1 makarasının sonucunda bütün Türkiye’nin tebessümle izleyeceği bir yarışmanın çıkacağı: Formulaz...
Karadeniz’de bir ‘Laz Formulası’ yapma fikri önce onlara çok komik geliyor, sonra fikri anlatmak için sağa sola açtıkları telefonlara bakanlara. İlk yarışta 20 araba... İkinci yıl belediye sahiplenip, üçüncü yıl Redbull sponsor olunca iş büyüyor, katılımcı sayısı arttığı gibi bütün ana haber bültenleri bu yarışlara kilitleniyor. Şimdi yarış yarı finallerinin bütün Türkiye’de, şampiyonanınsa Ardeşen’de yapılması söz konusu.
Yarın sekizincisi var. Yarıştan önce atladım, Rize’ye gittim, Formulaz’da yarışacak lazrover, lazwagen ve lazda’ları yapan iki efsane, İsmail Usta (altta, solda) ve Recep Usta’yla konuştum.
SEYİRCİ TRİBÜNÜ TERS YÖNE BAKIYORDU
Başka bir etnisitenin isminin ‘Formulaz’daki gibi deforme edildiğini düşünsenize... Karadeniz, belki de memleketin en kendisiyle barışık insanlarının yaşadığı bölge. Üstelik etkinliklere canı gönülden destek oluyorlar. Ama kendi tarzlarında... İki sene önce gönüllüler ahşaptan tribün inşa etmişler mesela. Ama sonradan tribünlerin yarışların yapıldığı yöne değil, kayıtların yapıldığı yöne baktığı anlaşılmış.
Yer soruyorsunuz, konum atıyorlar, konum denizin ortasında geliyor. Yarışın en heyecanlı anında Kaçkar TV gibi bir yerel kanalın pistin ortasında belediye başkanıyla röportaja ‘durduğunu’ görebiliyorsunuz. Ama organizatörlere göre en büyük karmaşa gönüllülerin sorumlu olduğu etaplarda yaşanıyormuş. Yapılması gereken bütün araçlar geçtikten sonra merkeze anons geçmek: “Araçların hepsi birinci etabı sağ salim bitirdi” diye. Ama Formulaz sırasında ikinici etap “Beşi de geçti” derken, birinciden “Şu anda bir araç daha geçti” anonsu geliyor. Sekiz senedir hangi araç nerede, kaçı hangi etabı bitirdi, asla bilinemiyor.
KENAN SOFUOĞLU BU SEFER KAZANAMAZ
İsmail Usta siz aynı zamanda ‘Formulaz All Star’ birincisisiniz, değil mi? Yani şampiyorlar arası yapılan yarışmayı da kazandınız.
İSMAİL USTA: Yok, o ben değilim, Recep Usta. Benim arabam şampiyonlar şampiyonu.
RECEP USTA: Şampiyonlar şampiyonu olan benim.
Araba o kadar mühim mi ya? Bu işin ne kadarı pilotaj ne kadarı tasarım?
İSMAİL USTA: Her ikisi de önemli.
RECEP USTA: Yüzde 60 araba, yüzde 40 şoför.
Siz bu yarış için araba üreten en önemli ustalarsınız. İyi bir Formulaz arabasının püf noktası ne?
İSMAİL USTA: Süspansiyon! Süspensiyonlu arabalar büyük avantaj sağlıyor.
RECEP USTA: Makas kullanınca esneklikten dolayı araba daha hızlı gidebiliyor. 70-80 kilometre hıza çıkabiliyor.
Normalde ne iş yapıyorsunuz?
İSMAİL USTA: Devlet dairesinden emekliyim. Turizm işletmeciliği yapıyorum.
RECEP USTA: Ben de bu marangozhaneyi işletiyorum. Ama Formulaz döneminde pit alanı görevi görüyoruz.
Kaça patlar iyi bir araba?
İSMAİL USTA: Bizim yaptığımız kalibrede arabalar 8 bin lira. Üç ay sürüyor yapımı. Ama biz ahşaptan amortisör bile yapıyoruz.
RECEP USTA: İlle kendiniz yapmanız gerekmez. Kiralık araba da var. Ama çok isterseniz, bir günde bile araba yapmak mümkün.
Yani şu anda yazıyı okuyanlar hâlâ katılabilir...
İSMAİL USTA: Süspansiyonu olmaz, ön takımı olmaz ama yapılır bir günde araba.
RECEP USTA: Genel aksamda gürgen, fren tertibatı için kestane, yürüyüş takımları için şimşir kullansınlar. 250 liraya mal olur. İsteyene bedava danışmanlık da veriyoruz.
Bu senenin favorileri kimler? Kenan Sofuoğlu için bire kaç veriyorsunuz?
İSMAİL USTA: Kenan Bey’in yarışı kazanacağını sanmıyorum. Benim arabamla kazanması kolaydı tabii. Bu sefer kendi arabamla kendim yarışacağım.