Güncelleme Tarihi:
Brezilyalı genç blogger Vini Uehara’nın kendi halinde bir hayatı vardı. Tarzını anlatan giysilerle çekimler yapıyor, moda bloglarına koyuyordu. Tek bir fotoğrafla hayatı değişti. Üstelik, haberi bile yokken... Önce hiç bilmediği bir dilde, Türkçe aşk mesajları almaya başladı. Sonra da bir Türk giyim markasından e-mail geldi: “Milyonlarca hayranınız, tanışmak için sizi İstanbul’a bekliyor.”
Sao Paulo’lu 24 yaşındaki Vini’nin olağanüstü yaşamına hoş geldiniz: O, Türk kızlarının yeni saplantısı. Ne şarkı söylüyor ne de oyuncu. Başına gelen şey ise tam bir piyango. Dünya çapında 79 milyonun okuduğu Türkçe bir dijital kitap serisinin kapağında yer alması yaşamını tepe taklak etti. Kitabın yazarı Kocaeli’nde yaşayan 20 yaşındaki Büşra Küçük. Onları birleştirense bir sanal âlem fenomeni olan kitap ‘Kötü Çocuk’.
Büşra Küçük ve Vini Uehara
Kocaeli Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyan Büşra, bugüne kadar 15 kitap yazdı. Onları hikâye paylaşım sitesi Wattpad’e yükledi: “Hayal âlemimde birikenleri yazıp rahatlamak için başladım paylaşmaya. Kimsenin okuyacağını düşünmedim.”Ancak ‘Kötü Çocuk’35.5 milyon Türk okuyucuya ulaşıp, ‘Twilight’ gibi fenomene dönüşünce, işler değişti.
Vini’nin bu hikâyedeki yeri, kitabın kapağıyla oldu: Büşra, ‘Kötü Çocuk’un kapağına beğendiği bir blogger/model olan Vini Uehara’yı koydu. Onu kitabın kahramanı sanatsal, karanlık diğer yandan aşkı Kayla’yı çılgınca seven Meriç Tuna olarak ilan etti. Böylece o bir roman kahramanına dönüştü. Serinin hayran kitlesi, önceleri Vini’nin konuyla alakasız olduğunu kabullenmekte zorlandı. Facebook’ta ‘Vini değil Meriç Tuna’ diye sayfalar aldı yürüdü. Wattpadd’de ‘Meriçizm’ akımı başlatıldı. Ama zamanla onun da ayrı bir insan olduğu gerçeği, hayranlarınca bir şekilde anlaşıldı. Bu ‘Türk Twilight’ akımının varlığına uyanan marka Mavi de onu İstanbul’a getirip, sevenleri geçen pazar kavuşturdu.
JUSTIN BIEBER KONSERİNDE MİYİZ?
Vini, çekilişle belirlenmiş 1400 genç kızla, geçen hafta Maslak Volkswagen Arena’da tanıştı. Tabii buna tanışma denirse... Sanki Justin Bieber konseri: Girişte uzun kuyruklar, ellerinde pankartlarla ayılıp bayılan kızlar... Bir anne ağlamaklı, bodyguard’a derdini anlatmaya çalışıyor. “Taa Adıyaman’dan geldik. Kızım iki yıldır bu anı bekliyor, uzaktan da olsa onu görse yeter. Lütfen bizi kapıdan çevirmeyin...”Başka bir tarafta 14 yaşında olduğunu tahmin ettiğim bir kız çetesi planlar yapıyor: “Olay bitince hemen dağılmayalım, çıkışta bekleyelim. Eninde sonunda çıkacak buradan...”Başka bir kız güruhu kaç yıldır ‘Vinici’ olduklarını anlatıyorlar. Anladığım kadarıyla, aralarında bir ‘kıdem’ meselesi de var. Hayranlık iki yılı geçerse, ‘komutan’ gibi bir şey oluyorsunuz.
İçeri giriyorum: Yüzlerce telefon ve tabletin ekran ışığının aydınlattığı salon, hınca hınç dolu. Yaşları 13-19 arasında değişen kız ordusu, “Aşkımmm... Yerimmmmm...” diye bağırıyor. Salonda çıldırmayan tek dişi herhalde benim. Vini çıkıyor, aşk mektupları sahneye yağıyor. O da olup biten karşısında en az benim kadar şaşkın. Sunucu “Biraz sakin olun” telkinleri yaparken çevresine aval aval bakıyor. Soru- cevap faslından sonra, panoya bir kedi çizip kulise yollanıyor. Orada Büşra ve Vini’nin kavuşma anı yaşanıyor: Bir yazar ve gerçeğe dönen hayali kahramanının buluşması, belki de tarihte ilk kez yaşanıyor. Düşünüyorum; Ey sanal âlem, sen nelere kadirsin!