Güncelleme Tarihi:
‘Milletçe birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan dönemlerden geçiyoruz’ cümlesi sizin de kafanızda çın çın ediyor mu?
İşte, uzun bir zaman sonra geçtiğimiz Cuma akşamı ilk kez sahne alacak olan müzisyen Gaye Su Akyol’u Babylon Bomonti’de izlemeye giderken bu cümle dönüyordu kafamızda.
Ve tabii birlik, beraberlik duygusu yanında ayrılıklar, rakılar, özlemler, efkârlar da…
TENEFFÜS BİTTİ, KONSER BAŞLIYOR!
Konserin başlama saati 22.30 olarak ilan edilmiş. Konserin ilan edildiği saatte başlamayacağı açık olunca molaya çıkmak adettendir. 23.00’e doğru bir görevli elinde zille ‘Haydi gençler konsere’ diye sizi içeri çağırıyor. Yıllar boyu Asmalımescit’te konsere doluşurken yaşadığımız travmanın (bkz. Asmalı mescit sokaklarında asla nefes alamamak) çok uzağında, adeta bir okul bahçesinde gibi sevinçle içeri zıplıyoruz.
23.00 gibi başlayan konserde gözümüze ilk çarpan şey sahnede ekibin taktığı maskeler… Ne kadar hoş görünüyorlar. Elbette maskeye hiç takılmayıp ‘Bu kadın kim’, ‘Şarkılar ne anlatıyor’ gibi konularda hiçbir fikri olmayan izleyici de yok değil. (Onlar yalnızca sırt çantalarıyla sizi devirmek ve daha da öne geçmek için varlar.)
Yarım saatin içinde bu kadar insan nasıl oldu da mekana doluştu, diye düşünürken, Gaye Su Akyol nefis bir elbiseyle beliriyor. At kuyruğu yapılmış saçlarında sade bir aksesuvar var. Tüm gözler onda. Ağır ağır başlıyor, konser. ‘Yıllar Yılan’da, ‘Abbas’ta ve albüme adını veren ‘Develerle Yaşıyorum’da ayrı bir coşku seli…
GAYE SU AKYOL- BİLİYORUM
Gaye Su Akyol, yakın zamanda geçirdiğimiz seçim sonrası ‘Enseyi karartmak yok’ diyenlerden. Gecenin başında da zaten ‘Birbirimize tutunalım’ diyor, ‘Mücadele’ diyor, ‘Hadi şarkı söyleyelim…’ Kendi masalı içinde ağır ağır ilerliyor, sahne ışıklı, her şey büyülü… Şarkılar derinlik sarhoşluğu gibi giderken, birden kulağımıza, ‘Çay Elinden Öteye’ cover’ı çalınıyor.
ÇAY ELİNDEN ÖTEYE: Bİ' SANİYE AĞIR TOPA GİRİLDİ
Dibi boylamışken birden, ‘Kalk gidelim’ diyen Karadeniz türküsü ters köşe açısından iyi bir seçim. Elbette böyle bir türküye girişmek için o alanı evvelden parselleyen Şevval Sam olmaya gerek yok (çok severiz, ayrı). Ama yine de, belki de bunun için bambaşka bir şey yapmak lazım diye düşünüyor insan. Sanki öyle, söylenip geçilecek bir şey değil ‘Çay Elinden Öteye’. ‘Ben buradayım’ demeyen, sahneyi yakıp yıkmayan ve sonuçta sizi bir yumrukla yere sermeyen bir Karadeniz türküsü görülmedi. İşte o zaman 'Çay Elinden Öteye'nin ardına zincirleme trafik kazası gibi diğer Karadeniz türkülerini de sıralayabilirsiniz, hiç sözümüz olamaz.
Bir sonraki performansa kısmettir belki.
Gaye Su Akyol yeni albümünden bir şarkı söylerken birden, kalabalık içinde bir tansiyon yaşanıyor. İtiş kakış yüzünden kavga çıkınca birden ortalık geriliyor. Tam birlik beraberlik derken, orada bile iç savaş çıkması sinirlerin son dönemde nasıl gerildiğinin ispatı. Veya herkes o an fazlasıyla rahatlamış da olabilir. Her iki ihtimalde de insan düşünüyor: Peki barış, peki birlik duygusu nasıl olacak? Yersiz tansiyon sonrası gitsek mi kalsak mı derken ikinci yarı başlıyor. Kostüm değişmiş, sanki ortalık biraz daha havadar… Tamam kalalım. ‘Seni Görmem İmkânsız’ geliyor. (Akyol'un solo projesi öncesi grubunun adı da buydu.) Ve ardından gerçek yumruk ‘Biliyorum’. Bu ikiliye söylenecek hiçbir şey yok. Damarsa damar, cesaretse cesaret.
Şimdi oldu.
Artık gözlerde yaş, ellerde mendil kendimizi dışarı atabiliriz. Dışarda ince bir yağmur çiseliyor.
Aklımızda yine aynı şeyler dönüyor: Birlik, beraberlik, ayrılıklar, rakılar, özlemler, efkârlar…
Gaye Su Akyol 13 Kasım'da İzmir 6.45 KK'da, 3 Aralık'ta Ankara If Performance Hall'da konser verecek.