Güncelleme Tarihi:
Katar’ı her şeyle eleştirebilirsiniz, ama bağımsız gazeteciliğe ve özgün haberciliğe bu kadar yatırım yapan, önem veren başka bir ülke özellikle İslam dünyasında hiç olmadı. Katar merkezli El Cezire Televizyonu’ndan bahsediyorum. Kanal, uluslararası arenada ilk kez Körfez Savaşı sırasında Batı merkezli medyaya yaptığı alternatif yayınlarıyla dikkat çekti. CNN’de, BBC’de yer almayan görüntüleri El Cezire ekrana getiriyor, ABD’nin Irak’ı işgali sırasında, sivil ölümleri gibi başka kanallarda verilmeyenler görüntüleri izleyicilere gösteriyordu.
Arap Baharı sırasında yaptığı canlı yayınlarsa ‘açık bir şekilde isyancılardan yana tavır aldığı’ gerekçesiyle çok tartışıldı. Öyle ya da böyle, El Cezire Televizyonu, Arap Yarımadası’ndan çıkıp tüm dünyaya yayılan ve başka tematik kanalları da bünyesinde barındıran neredeyse tek haber ağı oldu.
Kanal şimdi de Suudi Arabistan ve BAE’nin başını çektiği Arap ülkeleri tarafından Katar’a uygulanan ablukanın merkezinde yer alıyor. Peki bir televizyon kanalı ne oldu da bu Arap ülkelerinin şimşeklerini bu kadar üzerine çekti? Krizin sebeplerini bizzat konuşmak için Doha’ya, bütün dünyanın gözünün üstünde olduğu El Cezire’nin genel merkezine gidiyoruz. Kapıda ilk dikkatimizi çeken yoğun güvenlik önlemleri oluyor. İsimlerimiz kapıya verilmiş olmasına rağmen iznimizin olup olmadığı güvenlik görevlileri tarafından birkaç kez soruşturuluyor. Özellikle de son yaşanan krizden sonra önlemlerin artırıldığını öğreniyoruz.
70 ÜLKEDEN 3500 KİŞİ
Kanalda, aralarında Türk habercilerin de bulunduğu 70 ülkeden yaklaşık 3500 kişi çalışıyor. El Cezire İngilizce’nin haber merkezine gidiyoruz. Türk medyasından geldiğimiz öğrenilince kanaldakiler tarafından son derece sıcak karşılanıyoruz. Burası, dünyanın 80 kentinde muhabirlerin ve ofislerin olduğu, 24 saat tetikte olan son derece büyük bir haber merkezi; sadece Arapça ve İngilizce değil, Farsça, Fransızca, Türkçe vs. birçok farklı dilde konuşmalar havada uçuşuyor.
El Cezire’nin kıdemli sunucularından Folly Bah Thibault, yedi yıldır El Cezire İngilizce’nin ekran yüzlerinden biri olarak tanınıyor. Ailesi Gine kökenli, kendisi Fransız vatandaşı, ‘Amerika’nın Sesi’ radyosu ve France 24 televizyonu da dahil olmak üzere çok sayıda uluslararası medya kuruluşunda çalıştıktan sonra El Cezire’ye transfer olmuş. Son krizi anlatırken çalıştığı kanalı sonuna kadar savunuyor: “Katar’la Suudi Arabistan, BAE ve diğer ülkerler arasındaki diplomatik kriz nedeniyle herkes El Cezire’nin fırtınanın tam ortasında olduğunu söylüyor. Ancak şu bir gerçek ki biz her zaman fırtınanın ortasındaydık. Mısır’da Tahrir Meydanı ayaklanmaları olduğunda oradan yaptığımız yayınla da bütün şimşekleri üzerimize çektik. Ancak bu durum, bizim haberleri veriş şeklimizi hiçbir şekilde değiştirmez. Haberin öznesi biz olsak bile otosansür yapmıyoruz,”
Thibault, El Cezire’nin yayınlarının birilerini rahatsız ettiğini savunuyor: “Çünkü biz, bu bölgedeki olayları sorgulayan bağımsız bir haber kanalıyız. Bu da göze batıyor çünkü birçok kişi bu bölgede bir şeylerin değişmesini istemiyor.”
“Peki ya Suudi Arabistan El Cezire’nin kapatılması için bastırırsa ne olur?” diye soruyorum, “Buna onlar karar veremez. El Cezire’nin kapatılması, 24 saat bu kanalı izleyen insanlara çok büyük zarar verir. Biz öncüyüz, El Cezire’den önce Arap dünyasında, sesi duyulmayanların sesini duyuran bir televizyon kanalı yoktu” diyor.
Katar devleti tarafından finanse edildiği için El Cezire’nin bağımsızlığıyla ilgili eleştirileri soruyorum. Net bir cevap geliyor: “Bu eleştiriler Batılı gazetecilerden geliyor. Halbuki aynı şey, İngiliz hükümeti’nin finanse ettiği BBC ve Fransız devletinin desteklediği France24 için de söylenebilir. Neden onların bağımsızlığı sorgulanmıyor da bizimki sorgulanıyor?”
HEDEFLERİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
El Cezire’nin kıdemli Ortadoğu muhabiri Cemal El Şayal’la konuşuyoruz. “21. yüzyılda, bir ülkenin El Cezire gibi kendini kanıtlamış bir medya kuruluşunun kapatılması için zorbalık yapabileceğini düşünmesi rezalet” diyor ve şöyle devam ediyor: “El Cezire Arapça 1996’da kurulduğunda, Araplar ilk kez liderlerinin ne kadar muhteşem insanlar olduklarını değil, gerçek haberleri izlediler. Suudi Arabistan gibi insan hakları alanında kötü sicile sahip bir ülkenin, El Cezire kanalının kapatılmasını talep etmesinin arkasındaki asıl sebep, ifade özgürlüğünü bitirmek. 2011’de Arap Baharı olduğunda El Cezire gerçekten ne olup bittiğini gösteren tek kanaldı. Bu da şimdi Katar’a ambargo uygulayan bazı ülkeleri korkuttu, işte bu yüzden de özgür medyayı susturmak istiyorlar.”
El Cezire’de Katarlılar ve yabancılar bir arada çalışıyor.
BİZ BAĞIMSIZ BİR KANALIZ
Peki El Cezire’nin varlığı, bu ülkelerin Katar’la olan problemlerinin önemli bir kısmını mı oluşturuyor?
El Şayal şöyle cevap veriyor: “Asıl sorun şu: Katar, Arap dünyasında reforma, popüler hareketlerin bir meşruiyeti olduğuna inanıyor. El Cezire BAE’nin hoşuna gitmeyecek bir şey yayımlayabilir, çünkü biz Katarlıların hoşuna gitmeyecek şeyleri bile yayımlıyoruz. Gazeteciler, liderleri memnun etmek için var olmazlar. Gazeteciler, izleyicilerine gerçekte olup bitenlerin bir aynası olmak üzere vardırlar. Maalesef, Arap dünyasında olup bitenleri, Mısır’daki askeri darbe gibi karşıdevrimleri destekleyenleri haberlerimizde yansıttığımız zaman bu bazı ülkelerin hoşuna gitmiyor.”
El Cezire’nin Ortadoğu muhabiri Jamal El Shayyal.
TÜRKİYE’DE ALTI YIL BOYUNCA AÇILAMADI
Kanal, Türkiye’de ve Türki cumhuriyetlerde yayın yapmak üzere 2011’de ‘El Cezire Türk’ü kurmaya karar verdi. 2011’de gazetelere ve web sitelerine verilen iş ilanlarıyla çok sayıda haberciyi bünyesine aldı. Ancak kanal yıllar boyunca bir türlü açılamadı. En sonunda El Cezire, geçen ay Türkiye’deki bütün faaliyetlerine son verdi.
Folly Bah Thibault, El Cezire İngilizce’nin ekran yüzü...