Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2022 08:58
Dünyanın en iyi ralli yarışlarından ve Türkiye’nin en zorlu parkurlarından biri olan TransAnatolia’ya katılan Jale Özel ve Ayşegül Telli, yarışmanın tek kadın takımı oldu. 8 günde 14 şehir değiştirip, 2 bin 300 km yol yapan takımın pilotu Jale Özel, neler yaşadıklarını anlattı.
◊ Kendinizi tanır mısınız? Neler yapıyordunuz öncesinde?
- ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği mezunuyum. Yıllarca Pfizer, Microsoft gibi kurumsal yerlerde çalıştım. Artık serbest çalışıyorum. 18 yıldır motosiklete biniyorum, yaz-kış dağlarda kamp yapıyorum.
◊ Çok zorlu bir yarıştan başarı ile çıktınız, yarıştan bahseder misiniz?
- TransAnatolia, Türkiye’de 2010 yılından beri her yıl düzenlenen uluslararası bir motorsporları yarış organizasyonu ve dünyanın en iyi ralli yarışlarından biri olarak tanınmaya başladı. 11-18 Eylül 2021’de TransAnatolia’nın 11’inci yılında, Anadolu uygarlıklarının gözbebeği Eskişehir’den, Kars’a macera dolu bir yarış oldu. Birçok ülkeden gelen yarışçılar ile tarihimizin yazıldığı Anadolu topraklarında yarıştık.
Eskişehir, Ankara, Bolu, Çankırı, Kastamonu, Çorum, Yozgat, Tokat, Sivas, Erzincan, Gümüşhane, Erzurum, Kars ve Ardahan olmak üzere toplam 14 il sınırından geçerek, 2 bin 300 km yol yaptık. Zaman zaman terör riski altında, jandarmalar tarafından korunan dağlardan, zaman zaman da hiç yol, iz dahi olmayan parkurlardan oluşan oldukça zorlu etapları geçtik.
YILLARDIR KARDA KIŞTAMOTOSİKLETLE GEZİYORUM◊ Off-road’a katılma fikri nasıl düştü aklınıza?- Ben yıllardır motosiklet ile geziyor, karda kışta kamp yapıyorum. Biraz daha konforlu bir gezgincilik için 4x4 Toyota Hilux ve sonra da kasa üstü karavan aldım. Su, gece ısıtıcısı olan kamp bambaşka bir zevkmiş meğer. Sonra tamamen dağlardan gittiğimiz bir Karadeniz gezisi ile birlikte off-road sürmek tutku oldu bende.
◊ Peki, yarışa katılmaya nasıl karar verdiniz?- Bir gün aracı servise götürmüştüm, orada duydum TransAnatolia’yı ilk. ‘Macera’ kategorisi diye bir seçenek de varmış acemiler için. Bu kategoride zamana karşı sürat ile gitmek değil, navigasyon önemli dediler. “Ee tamam da ben ve bu araç ile olur mu?” diye düşünürken, İlyas Usta “yaparsın tabii” deyince kendimi kayıt olmuş buldum.
◊ Takımınızdan bahseder misiniz?- Hayli yorucu ve zorlayıcı bir tempoda yarışacaktık. Yanıma fiziksel ve zihinsel olarak güçlü ve koşullar ne olursa olsun keyfini çıkartıp, gülüp eğlenebileceğimiz bir takım arkadaşı lazımdı. Co-pilotluğu, üniversiteden sınıf arkadaşım
Ayşegül Telli’ye teklif ettim. O, Polonya’da MasterCard’da üst düzey yönetici olarak çalışıyor. Yoğun bir iş temposu olmasına rağmen ne yaptı etti, ayarladı işlerini ve geldi. Yarışa kadar geçen süreçte yaşadığımız heyecanı kelimeler ile anlatmam mümkün değil. Hem aracın teknik ihtiyaçlarını tamamladık, hem ustadan lastik sökme takma, filtre değiştirme, ufak aksaklıklara müdahale eğitimleri aldık. Ha bu arada her koşula uygun kıyafet, ayakkabı, eldiven almayı da ihmal etmedik tabii.
TAM ÖĞRENMEYE BAŞLADIK YARIŞ BİTTİ◊ Yarış nasıl geçti?- Ne off-road sürüş, ne yol notu nedir bilmeden gittik yarışa. Etrafımızda onca modifiye edilmiş aracın yanında, kasasında karavan olan bir araç ile hayli dezavantajlı durumda idik. Yarışta kadın tek takımdık. İlk birkaç gün off-road yarış nasıl bir şeydir, yol notu nedir, nasıl okunur ile hayli debelendik.
Sabahları 05:30’da kalkıp, çadırı toplayarak başladık güne. Kaybolmadığımız günler 6-7 saat sürdük, kaybolduğumuzda 8-10 saat dağlarda debelendik. Bazen yol iz olmayan tarlalardan gittik, elimizdeki tek bilgi “pusuladan 230 derece Kuzey-Batı’ya gideceksin” idi.
Bazen de silahlı jandarmaların korumasında terör riski olan dağlarda, kuş uçmaz yerlerde kilometrelerce sürdük. Bizim kategorimizde yarışan 19 takım vardı, 3 gün sonra yorulan 3 takım yarışı bıraktı. Biz ise her gün daha iyi hissettik kendimizi. Günü ikinci olarak bitirdiğimiz zamanlar oldu. Ama biz tam öğrenmeye başlamıştık ki yarış bitti. Birincilik diğer yarışlara kaldı.
◊ Yarışta hedefinize kavuştunuz mu?- Hayalimiz hem off-road rally hem de TransAnatolia nasıl bir şeydir tecrübe etmek ve maksimum keyfini çıkartmak idi. Fazlasıyla keyif aldık.
Hedefe gelince; İstanbul’dan yarışın başlayacağı Eskişehir’e sürerken, Ayşegül’e demiştim ki: “Hedefimiz yarışçıların yarısını geçmek olsun.” Hiçbir şey bilmeden artık neye güveniyorsam! Ama yaptık vallahi. 19 takım arasında dokuzuncu bitirdik.
HEDEFLERİMİZİN PEŞİNDEN GİDECEĞİZ◊ Peki, yarışmaya devam mı, tamam mı?- Kasasında karavan olan bir araçla diğer modifiye araçlardan çok dezavantajlı bir halde yarıştık. Ona rağmen dereceye girdiğimiz günler oldu. Bundan sonra hem TransAnatolia’ya hem diğer yarışlara katılmak istiyoruz.
Yarıştan dönüş yolunda TransAnatolia 2022 hedefimizi konuştuk. Tabii ki bu hedeflerimize ulaşabilmemiz için yarış koşullarına daha uygun bir araç ve donanıma ihtiyacımız var. Bunun için bu hayalimizi ve hedefimizi destekleyecek, bizlere sponsor olarak destek verecek markaların arayışındayız.
Hem TransAnatolia hem de diğer yarışlara katılarak heyecan ve hedeflerimizin peşinden gideceğiz. Bu heyecanı insan bir kez yaşadı mı, çıkmıyor kanından...
ANADOLU İNSANININ KALBİNDEN ÖPMEK LAZIM
◊ Yarıştan aklımızda çok keyifi anlar kaldı... Mesela yarışın dördüncü gününde bir kaybolduk ki, öyle böyle değil. İki ağaç dalları arasında sıkışmış, burnu aşağıya vermiş, 45 derece eğimde duran bir araç düşünün! Ne ilerlemek mümkün, ne manevra yapmak. O gün uçsuz bucaksız yerlerde kaybolmalara doyamadık.
Hava karardı, artık dağlardan iniyoruz ve bir anayola bağlanıp hızlıca bitiş noktasına ulaşmamız lazım. Müthiş telaşlıyız, ceza yemeyelim diye uğraşıyoruz. Hızla gidiyorum, uzaktan bir polis gördüm, bana durmam için el ediyordu. Hızla giderken camı açtım, içimden de cümlemi hazırladım “yarıştayız, zamana karşı yarışıyorum, gitmem lazım” deyip, durmadan geçeceğim.
Yaklaştım tam ağzımı açacağım “Jale Hanım, hoş geldiniz iyi misiniz?” dedi. Ağzım açık dona kaldım orada.
Meğer yerel güvenlik güçleri yarışçıların konumlarını takip ediyormuş ve dağda bir tek biz kaldığımızdan merak etmişler. Ağzımız kulaklarımıza vardı. Rica etti, selfie de çektik, ayrıldık.
◊ Ertesi sabah, çıkış yapacağız, baktım ‘Start’ta kalabalık bir izleyici grubu var. Biz çıkış noktasına geldik tezahürat koptu “Jale Abla, Jale Abla” diye… Meğerse duymuşlar kadın takım çıkacak diye, görevlilerden adımı öğrenmişler. Eh ben de halkımıza karşılık vermek için belime kadar sarktım camdan, halkı selamladım. Biz koptuk tabii gülmekten, muhteşem bir andı.
◊ Yine bir gün, yarışta parkur dışında o kadar yol yapmışız ki yakıt dibinde! Dağ başında kalakaldık. Durumu uydudan bildirdik, artık akşamı ve kurtarılmayı bekliyorduk.
10 dakika geçti ki bir baktık kepçe geldi. Derdimizi anlattık. Adamcağız elindeki boş pet şişelerden uç uca ekleyip yakıt transfer borusu yaptı, kendi yakıtından aktardı. “Yardım edeyim” dedim, “Bir de sen ellerini batırma” dedi.
Günümüzü kurtardı sağ olsun. “Yakıt parasını ödeyeyim bari” deyip para uzattım ki sanki hakaret etmişim gibi oldu. Anadolu insanının kalbinden öpmek lazım.