Güncelleme Tarihi:
Önce hiç aşina olmadığınız bir koku çekiyor dikkatinizi. Sonra ortamda bulunan erkeklerin garipseyen bakışları... Oysa kim bilir kaç kez bir berberin ‘vitrininde’ tıraş olan bir erkek gördünüz... Berberler, kadın kuaförleri gibi sokakla ilişkisi az olan mekânlar değiller ki... Yine de -abartıyor muyum bilmem- bir kadın olarak Anadolu kasabasında kahvehaneye girmekten daha tuhaf gelebiliyor şehrin göbeğinde bir berbere adım atmak. Burası erkeklerin ‘kamuya açık mahrem alanları’ çünkü.
Adem Erkoçak ve Tanıl Bora’nın derlediği, geçen hafta İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Bir Berber Bir Berbere’ isimli kitapta Gökhan Akçura’dan Barış Bıçakçı’ya, Ercan Kesal’dan Hasan Ali Toptaş’a 17 yazarın yazısı yer alıyor. Diş çekmek, sünnet, hacamat, iğne, pansuman yapmak gibi işlere de bakan berberlerden bugünün saç boyayan, manikür-pedikür yapan, kaş alan berberlerine uzanan faydalı ve okuması eğlenceli bir kitap bu. Erkoçak’la kitabı konuşmak için Balat’ta bir berberde buluştuk.
Eski tip bir berber ya da modern bir saç tasarım salonu, kasabada ya da şehirde, geçmişte ya da bugün... Bir berberde hiç değişmeyen şey nedir?
Berberler, erkeklerin sosyalleşme ihtiyacının giderildiği en önemli yerlerdir; ‘kurtarılmış bölgeleri’dir. O yüzden değişmeyen şey erkek muhabbetidir. Onların deyişiyle ‘bir bayanın yanında asla konuşulamayacak’ mevzular konuşulur. Sansür yoktur.
“YAMUK KESİYOR AMA TONTON”
Dedikodu yapılır mı?
- Tabii. Ama sen müdavimsen duyabilirsin dedikoduyu. İlk kez gittiysen önce seni tartarlar; hangi takımı tutuyorsun, nerelisin, siyasi görüşün ne? İki tabu vardır: Türklük ve erkeklik. Dini referansları öne çıkaran berberle Atatürkçü berber söz konusu Türklük ve erkeklik olunca aynı düşüncede birleşir.
“İNSANI MEMNUN ETME SANATI”
Hangi berbere gidileceğine dair karar babadan oğula mı geçer?
- Her şeyle ilgilenen anne ‘bari bununla’ baba ilgilensin ister. O yüzden yıllarca babanın berberine gidersin. Berber değiştirmek babanın boyunduruğundan çıkmak demektir.
Berber değiştirmek ilerleyen yaşlarda daki bir erkek için de zor değil mi?
- Hep bir şans daha verirsin. Yamuk kesiyor ama çok tonton, gitmezsem üzülür diye bırakamazsın. Bir de başka berbere gidip ona geri döndüysen hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Romantik ilişki gibi... Saçına bakıp “Kime kestirdin?” der, “Hani beni seviyordun?” der gibi... En son gittiğim nostaljik bir berberdi, çok seviyordum. Ama bir tıraş 2.5 saat sürüyordu! Bıraktım. Arada uğrayıp hatır soruyorum. Her defasında “Tıraşa niye gelmiyorsun?” diyor. Onun için önemli olan o çünkü, işini insanı memnun etme sanatı gibi görüyor ve “Sanatımı neden beğenmiyorsun?” diye merak ediyor.
TIRAŞ OLURKEN KARŞILAŞILAN ‘İSTENMEYEN DURUMLAR’
Sırta kıl kaçması
Eskiden çok sık yaşanıyordu. Birkaç senedir boyna çok sıkı bir şey sarıyorlar, kaçmıyor.
‘Değdirme’ meselesi
“Berber değdiriyor mu?” muhabbeti ne kadar homofobik olduğumuzun göstergesi. Erkeğin erkeğe teması korkutuyor insanları. Erkek sohbetlerinde “Tıraşın güzelmiş” sohbeti açılıyorsa bil ki konu “Değdiriyor mu?”ya gelecektir. Halbuki adam işini yapıyor, ne değdirmesi?
Muhabbetin tatsızlaşması
Ortama zıt bir şey söylersen “Sen erkek değil misin? Küpe de takıyorsun, ne ayak?” durumu olur. Elinde ustura olan biriyle fazla ters düşmemek lazım.
Berber deyince...
Damat tıraşı: Tam bir vurgun. Temelde farklı hiçbir şey yapılmaz ama bir ton para alınır.
Bayram tıraşı: Çocuklar için heyecan vericidir. Arefe akşamı bütün mahalleli oradadır. İnsanları birbirine bağlayan bir yanı vardır.
Berber çırağı: Nesli tükeniyor. Berberler de şikâyetçi: “Şimdiki çocukları dükkânda tutmak zor, internet kafeden çıkmıyorlar” diyorlar.
Makas şıkırtısı: Meditasyon etkisi var. Berber iki şık şıkta keser, iki-üç kere de boşlukta şıklatır makası. Alışkanlık herhalde...
Alabros, Amerikan tıraşı, kabak tıraşı: Alabros modelinde yanlar üç numara olur, önde taramalık bir perçem bırakılır. Amerikan tıraşı; enseden sıfır numarayla başlar, yukarı doğru artarak gelir. Kabak tıraşında saçın tamamı kazınır. En yaygın saç modeli; “Abi şöyle bir topla”dır.
Tarihi ve hakkında ilginç inanışlar
İtalyanca sakal anlamına gelen ‘barba’dan gelen ‘berber’ sözcüğü Osmanlı İmparatorluğu’nda 16. yüzyıl başında kullanılmaya başlandı.
(Gökhan Akçura’nın yazısından...)
Sıçrayan müşteri kılları makul sürede temizlenmezse bulundukları yere kök salarmış.
(Hasan Ali Toptaş’tan...)
Osmanlı’da berberlere asabiyet testi yapılırmış. Elinde ustura oluyor, öfkesini ölçelim diye önden seçilmiş bir müşteri gönderirlermiş. O müşteri berberi zıvanadan çıkarmaya çalışırmış
(Hasan Ali Toptaş’tan...)
Bir ustura bir müddet kullanıldıktan sonra kesmez olurmuş. Dinlendirilince tekrar işlermiş.
(Gökhan Akçura’dan...)