Güncelleme Tarihi:
◊ “Bir Pop Masalı” müzikalinin hazırlıkları sürüyor. Nasıl bir masal yolculuğu olacak?
- Çok büyülü, 70 yılı kapsayan bir masal. Aslında Türkiye’nin müziğinin masalı. Aranjman yani yurtdışından alınıp Türkçe sözler yazılan şarkılar üzerinden anlatacağım sadece. Çünkü tartışmalara sebep olmuş bu. “Yararı olmuş” diyenler de, “Zararı olmuş” diyenler de var. Benim de bir fikrim var ama bunu söylemeyeceğim.
Amacım, bu şarkıların yüreğimizde ne kadar yer edindiğini bulmak. Bizim marş gibi kabul ettiğimiz “Memleketim” şarkısı bile aslında yabancı bir beste mesela. Üzerine Türkçe sözler yazılmış. Kötü mü olmuş? Bence çok iyi olmuş. Bunlar beni çok etkiledi. Bir de tabii bunların hikâyeleri var. Yani biraz magazin içerikli ama çok eğlenceli olacak. Hiç dedikodu yok. Hepsi belgeli olaylar.
Bazı şarkıların arkasında öyle büyük aşklar var ki, gerçekten izleyici çok şaşıracak. Yasak aşk hikâyeleri filan var mesela... O isimlerin hepsini de tanıyoruz. Toplamda 8-10 tane hikâyem olacak, 22 tane çok özel şarkı seçtim.
◊ Bu daha önce yapılmamış bir proje değil mi? Fikir nereden aklınıza geldi?
- Evet, yapılmamış bir şey. Bu fikir benim şarkılara olan merakımdan çıktı. Uzun yıllardır hayal ettiğim bir projeydi. Şarkıların hikâyelerini okumaya başladıkça, artık hayata geçirmeliyim dedim. Şarkılara karar verdim. Araştırdıkça daha enteresan hikâyeler çıktı. Sonra oturdum yazmaya başladım.
Tabii ekip arkadaşlarım da var. Metni birlikte hazırladıklarım ayrı, şarkıları seçtiklerim ve şarkıları aranje edenler ayrı, sahne şovunu hazırlayanlar ayrı ekipler.
Sahnede kullanacağımız ekranda bir dünya yaratacağız. İzleyici, benim anlattığım hikâyeleri ekranda da izleyecek. Bunu da yapay zekâ kullanarak yapıyoruz. Bambaşka bir masal âlemine girecekler. Çok özel bir çalışma oldu.
Sahne üzerinde 70 kişiyiz. Yabancıların “big band” dediği orkestra olacak; yani içinde nefesliler ve yaylıları da olan bir orkestra. 15 kişilik bir dans grubumuz var. 30 kişilik Sirene kadın korosu olacak, onlarla da müthiş bir çalışma yaptık. Çok güzel sürprizlerimiz olacak. Üzerine ciddi çalışılmış, çok keyifli bir sahne şovu “Bir Pop Masalı”.
BİR TARİHÇİ GİBİ ÇALIŞTIM
◊ Şarkıları nasıl bir süzgeçten geçirerek belirlediniz?
- 1500 şarkı arasından seçtim. 4 gün gece gündüz ara vermeden çalıştım. Şarkıları dinlerken şu avantajım vardı; çoğuna vakıftım. Hikâyelerini okudukça, şarkıları algılayışım değişti. Müzikali izleyenlerin algılayışı da değişecek.
4 günün sonunda karşıma gelen herkese bomboş bakıyordum. Yorucu ama muhteşem zevkli bir iş oldu. Hayatımın en özel çalışmasını yapıyorum desem yalan olmaz.
◊ Nereden buldunuz o hikâyeleri, hangi kaynaklardan faydalandınız?
- Bir tarihçi gibi çalıştım. Sahaflardan o dönemin hikâyelerini, müziklerini anlatan kitaplar buldum. 10-15 kitap okudum, dergileri inceledim, internetten araştırmalar yaptım. Son 6 ayda sahnede ve sette olmadığım tüm zamanımı buna ayırdım.
◊ 70 yıllık pop tarihine dönüp baktığınızda; hangi dönem sizi yansıtıyor?
- Daha kafamın yerine gelmeye, dünyanın farkına varmaya başladığım yıllar, beni en çok etkileyen müziğin yapıldığı yıllar. Bu da 80’lere denk geliyor. Mesela Sting hayranıyımdır. Onun 80’li yıllarda yaptığı müziği çok seviyorum. Elton John hayranıyım, Elton John’un 80’li yıllarda yaptığı müziği seviyorum. Müzik zevkimin şekillenmeye başladığı yıllar olduğu için 80’ler beni heyecanlandırıyor herhalde. Ve 80’li yıllara tabii Ajda Pekkan damgasını vurmuş, vurmadığı dönem yok da... Onno Tunç’tan Garo Mafyan’a, Attila Özdemiroğlu’na kadar müthiş bir müzikalite var o yıllarda, beni çok etkiliyor.
◊ Pop müziğin ikonu kim sizce?
- Bu sorunun cevabı çok zor. Artık yok öyle birisi. Bir müzisyenin tabii ki örnek aldığı insanlar vardır. Eğer üreten bir müzisyenseniz, söz-beste yapıyorsanız, Kayahan ve Sezen Aksu’ya öykünmemiş olmanız mümkün değil. Benim gitarı elime ilk aldığımda çaldığım ilk şarkı Kayahan şarkısıdır. Sezen Aksu’nun yazdığı sözler de beni çok etkilemiştir. İlk ürettiğim eserlerde çok etkisi var. Dolayısıyla benim için mentor olmuşlar fark etmeden.
Bunu onlara da söylemiştim, “Hiç farkında değilsiniz ama biz sizin çok ekmeğinizi yedik” dedim. Eskiden barlarda onların şarkılarını söylüyorduk.
KENDİNDEN MEMNUN İNSAN GÜZELDİR
◊ Fit halinizle de dikkat çekiyorsunuz. Sağlıklı yaşam düzeni ne zamandan beri var hayatınızda?
- Hiçbir zaman kendime kötü davranmadım. Ama zaman zaman bu disipline girdim. Dengeli gittim. Son birkaç senedir hayatımı böyle geçirmeye karar verdim. Şunun altını özellikle çizmek isterim ki; bu fizik meselesi çok önemli bir şey değil. Kilolu olmak, hareket etmemek, bunlar sağlık bakımından çok zararlı. O nedenle fit olmayı tavsiye ederim. Onun haricindeki fiziki özellik meselesi hiçbir zaman bir beceri değildir.
Ben genetik açıdan şanslıyım. Bana böyle tepki verdikleri için bunu söylüyorum. Bir insan kendine bakar, dikkat ederse, fiziksel açıdan kötü görünmesi söz konusu olamaz zaten. Güzellik, çirkinlik son derece göreceli kavramlardır. Ben size çok daha özel bir şey söyleyeyim; bir insan eğer kendini beğenir, kendinden memnun olursa, o insanın dışarıdan çirkin gözükmesi gibi bir şey söz konusu olamaz. O, auraya yansır zaten. Kendinden memnun insanlar güzeldir. Güzel bakarlar ve güzeldirler. Bunu da çok net söyleyebilirim.
CEVİZİ ASLA YEMEM
◊ Asla yemem dediğiniz bir yiyecek
var mı?
- Ceviz. Tek yemediğim şey o. Midemi bulandırıyor. Bunun da sebebi çözümlediğim kadarıyla şu; 70’li yıllarda babamın büyükannesi öldüğü gün evde cevizli güllaç yapılmış. Belki o matem havası bilinçaltıma yer etmiştir. Ben 3-4 yaşlarındayken olmuş bu. O beni etkilemiş olabilir. Bu arada cevizin çok faydalı olduğunu biliyorum, çocuklarıma da yediriyorum.
◊ Bakım rutinleriniz var mı?
- Göğsümü gere gere söyleyebilirim; 4 aydır serum ve nemlendirici krem kullanıyorum. Hiç böyle şeylerim yoktu benim. Ama artık zamanı geldi herhalde. Bir doktor arkadaşım var. Yazdan çıkışta yüzümde lekeler olduğunu söyledi ve kremler tavsiye etti. Aldım, uyguladım. O da bir rutin oldu.
POP MÜZİKTE ÜRETİM SORUNU VAR
◊ Müzik dünyasında hep bir “90’lar başkaydı” lafı vardır ya... Günümüz pop müziğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu çok normal. Ben de 80’ler diyorum mesela. Beni etkileyen yıllar 80’ler çünkü. Geçmişte yapılan şeylerin duygusu vardır çünkü. Göreceksin, 2030’da da “2010’lar başkaydı” diyecekler. Bu böyle bir döngüdür.
Şu anda pop müzikte üretim sorunu var. Pop müzik evrilmekte zorlanıyor. Evrilmesi lazım. İnsanların algısı, konsantrasyonu, melodi anlayışı değiştikçe, buna uyum sağlamak gerek. Bunu geçmişte en iyi yapan sanatçı Sezen Aksu’ydu. Hâlâ çok iyi yapıyor olabilir. Yeni albümünü merakla bekliyorum. Onda zamanı yakalayabilmek gibi çok özel bir yetenek var.
KEŞKE DEDİĞİM TEK BİR NOKTA VAR
◊ İnternette hakkınızdaki yorumları okudum. Birçok kişi hem mesleki hem de aile yaşantınız yönünden sizi ‘örnek sanatçı’ olarak görüyor. Sizin kendinize kızdığınız, eleştirdiğiniz yönleriniz, pişmanlık duyduğunuz konular var mı?
- “Keşke” dediğim tek bir nokta var ama pişman değilim. Keşke 7-8 yılda bir kendimi yenilemeyi başarabilseydim...
◊ Hangi yönden?
- Her yönden. Bence bir insan 7-8 yılda bir hayatını tepetaklak etmeli. Bunu aile anlamında söylemiyorum. Aile duracak, o başka bir şey. Genel olarak yaşayış şeklini değiştirmeli, rutinlerini kırmalı insan. Bunun insanı müthiş geliştiren bir durum olduğuna kanaat ettim son 15 yıl içerisinde. İkinci söyleyebileceğim şey de; zaman zaman hayatın karşısında durmuşum. Müdahale etmeye çalışmışım. Müdahale etmeyeceksin. Hayatı yanına alırsan öyle güzel gidersin ki onunla beraber. Ben birkaç yıldır bunu yapıyorum.
EVİN STARI ÇOCUKTUR
◊ Baba olan Emre Altuğ ile sanatçı olan
arasında fark var mı?
- Bir fark yok. Sahnede star olabilirsiniz ama gerçek hayatta star olmak diye bir şey yok. Hele çocuğunuz varsa, onunla ters düşersiniz. Çünkü o evin gerçek starı çocuktur. O starlık evde de devam ettirildiği zaman çocuklar mutsuz oluyor. Etraftan gözlemlediğim bu. O star meselesini evde de devam ettiren insanların çocukları mutsuz.
◊ Çocuklarınızın sanatı ilgisi var mı?
- Var, müziği çok seviyorlar. Bence oyunculuğa da ilgileri var. Ben çocuklar seçimini yapmadan hiçbir dayatmada bulunmuyorum. Yani bana gelip de “Baba ben bunu öğrenmek istiyorum” demeden “Bunu öğren, şunu öğren, şunu yap” demek istemiyorum, demeyeceğim de.
AŞKI ÖZELİMDE YAŞAMAYI TERCİH EDİYORUM
◊ Hayranlarınız sizi yakıştırdıkları isimlerle birlikte görmek istiyor ama siz aşk hayatınızla gündeme gelmiyorsunuz. Kendi kabuğunuzda mı yaşarsınız aşkı?
- Evet, bana özel yaşamayı tercih ediyorum.