Eksik bir şey mi var hayatımızda

Güncelleme Tarihi:

Eksik bir şey mi var hayatımızda
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2023 08:32

Aksel Bonfil’in yazıp yönettiği Levent Can, Hande Doğandemir, Erdem Kaynarca’nın rol aldığı “Eksik”, Kadıköy Baba Sahne’de seyirciyle buluştu. 18 Kasım’da yeniden perde açacak “Eksik”i oyuncularla konuştuk...

Haberin Devamı

 “Eksik” perdesini açtı... Nasıl bir oyunla karşımızdasınız?

Hande Doğandemir: Biz geçen sene perde açtık ama çok oyun oynayamadık. Şimdi yeniden başlıyoruz gibi... Bu sene aramızda Erdem de var; çok mutluyuz. Onunla oyun başka bir tarafa evrildi. Benim için de yeni bir oyun gibi hissettirdi. “Eksik”, bir baba, oğul ve sevgilinin hesaplaşma hikayesi. Hepimizin hayatındaki ilişkilerindeki o eksikliklerin altını çok güzel çizen bir metin. Kim haklı, kim haksız karar veremediğiniz ve herkesi haklı bulup herkesi haksız bulduğunuz bir hikaye. Tıpkı hayattaki gibi.

Erdem Kaynarca: Oyunun manalı bir ismi var bence. Çünkü bütün hayat hep “Eksik bir şey var” diyerek geçiyor. Nadiren bütün olduğunu hissediyorum. Ama o his de yine hemen geçtiğinden eksikliğimle baş başa kalıyorum. O eksikliğin ne olduğunu bilmediğim bir insan yaşamı...

Haberin Devamı

Bu oyunda da üç farklı örneğini görüyoruz. Üçü de kendini bütünlemeye çalışan, hayat maceraları boyunca kendilerini bir bütün hissetmeye çalışan üç insan. Üçünün belki de eksiklerinin çarpıştığı bir anıyı izliyoruz.

Levent Can: Ben de arkadaşlarımın “Eksik” üzerine yorumlarına katılıyorum. Evet, hayatta neyimiz tam ki... Her şeyimizde bir eksiklik var. Burada da ilişkilerde eksilmişlik var.

Uzak kalmışlık var baba oğul arasında... Yakın ilişki içerisinde olan insanlar arasındaki eksiklikler de anlatılıyor. Bir tokat yiyoruz oyundaki diyaloglarda. Gerek kızın sevgilisiyle yaptığı, gerek oğlun babasıyla yaptığı, gerekse babanın oğulla yaptığı konuşmalarda hep o eksikliklerin şamarlarını yiyoruz.

Eksik bir şey mi var hayatımızda

SANAT TAMAMLIYOR HER ŞEYİ 

Size göre hayatınızdaki eksiklikler nelerdir?

Levent Can: Hayatımızda genel olarak bulunduğumuz atmosferden mi kaynaklıdır, bilinmez. Mutluluğumuz, umudumuz, neşemiz eksildi. Ben eskiden daha eğlenceli, daha mutlu bir insandım. Şimdi her şeyi kafaya takan, daha dertli, daha depresif biriyim.

Haberin Devamı

Erdem Kaynarca: 90’larda büyümüş bir çocuğum. O çocukluğumdaki kültür eksik. Mesela çocukluğumda Türklere hep misafirperver denirdi. Artık hiç denmiyor çünkü değiliz. Nasıl olduysa hızlı bir şekilde Türkler artık misafirperver değil. Herkes çok sinirli, huzurumuz eksik, birbirimize güvenimiz eksik, birliğimiz eksik. Bunlar çocukluğumda var olan değerlerdi.

Eksiklikleri tamamlamak için neler yapmalıyız?

Hande Doğandemir: Yakın tarihe gelirsek pandemiden sonrası bende yok. İnanılmaz bir süreç yaşadık.

Levent Can: Sanat kurtarıcı oluyor böyle durumlarda. Sanat tamamlıyor her şeyi.

Hande Doğandemir: Ama ilk olarak ondan vazgeçiyoruz. Çok zor bir süreçten geçiyoruz ülke olarak. Dünyada savaş var. Dolayısıyla bir insanın bu dünyada kendini tamamlanmış hissetmesinin çok zor olduğunu düşünüyorum. Aklımız hep bir yerlerde. Tamamlanmak gerçekten zor.

Haberin Devamı

Fakat seyircilerimize biraz daha iyi hissettirmek için buradayız. Her fırsatta ilk sanattan vazgeçiliyor. Ama halbuki bizi iyileştiren şeyin sanat olması gerektiğini düşünüyorum.

BU KARAKTERLERLE MUTLAKA TANIŞMIŞSINIZDIR

Seyirci “Eksik” oyununa neden gelmeli?

Hande Doğandemir: Biri yorum yapmıştı, “Sanki bir akşam evinizin içini gözetliyormuşum gibi hissettim.” Bütün bu karakterlerle hayatımızda mutlaka tanışırız. Benzerlerini görmüş, hatta belki de yaşamışızdır. Tanıdık bir hikayeye tanık olmak...

Erdem Kaynarca: Yüzleşmek. Belki de babasıyla arasını hiç olduramamış biri için bu oyun güzel bir yüzleşme olabilir. Oğluyla belki arasını hiç olduramamış baba için de... Sevgilisiyle olduramamış bir insan yüzleşme olabilir.

Haberin Devamı

Levent Can: Benim inanışım çok fazla şeyin cevabını vermek üzere... Benim derdim ise ne kadar soru işareti yaratabilirim, insanların kafasında neyi sorgulatabilirim? Oyundan çıktıktan sonra ‘Ah işte tamam, ben bunun cevabını arıyordum’ diye bir şey yok. Sadece o yüzleşmede ‘Evet, ben bu sorunu yaşadım. Ben de bu sorunun içinde mücadele etmiştim’ demeleri önemli. “Oyuna gelip de bunu göreceksiniz” demiyoruz.

Eksik bir şey mi var hayatımızda

BU OYUNU OYNAMAK BİZİ MUTLU EDİYOR

 Tiyatro sinemadan daha mı eğitici?

Levent Can: Öyle bir misyonu olmasına gerek yok. Ne sinemanın ne tiyatronun... Tiyatro da bir eğlence aracı. Ama bu eğlencenin içinde de bir şeyleri öğrenmemiz, irdelememiz, sorgulamamız gerekiyor. Bana göre tiyatro bunu anlatmalı, sorgulatmalı, soru sordurtmalı.

Haberin Devamı

Erdem Kaynarca: Sinemanın şöyle bir avantajı var. Bence öğretmek anlamında değil de... Bir maçı televizyondan izlemek var, canlı izlemek var. Bir şarkıyı albümden dinlemek var, konserde dinlemek var. Tiyatronun da böyle avantajı var.

 Son dönemde sizi ne mutlu etti?

Hande Doğandemir: Gerçekten şu anda bu oyunun başlaması... Provaya başlamamızla bana farklı bir enerji geldi. Şu heyecanı başka bir şeyde bulamıyorum. Kişisel mutluluklarımız oluyor ama “Ne seni çok mutlu etti” dersen, şu an burada olmak.

Erdem Kaynarca: Ben artık büyük mutluluk beklemiyorum hayattan. Küçük mutluluk peşindeyim. Bu sabah sevdiğim çorabımı giymek beni mutlu etti mesela.

Levent Can: Beni her dönem üretmek, çalışmak ve verimli olmak mutlu ediyor. Yeni sezon heyecanı beni çok mutlu ediyor. 18 Kasım ve 8 Aralık’ta Baba Sahne’de 21 Aralık’ta ise İzmir IstinyeArt %100 Performans Arena’dayız.

AYDINLIK VE ÖZGÜR NİCE 100 YILLARA  

Cumhuriyet’in 100. yılı kutlamaları coşkuyla devam ediyor. Sizler neler söylemek istersiniz?

Hande Doğandemir: Atatürk’ün izinde Cumhuriyet’imize sahip çıkmak için Cumhuriyet kadını olarak hayatımın sonuna kadar elimden geleni yapacağım.

Erdem Kaynarca: Aydınlık ve özgür bir Türkiye için Atatürk’ün devrim ve ilkeleri doğrultusunda korunup yaşatılarak, sonraki nesillere bırakılması için yaşasın Cumhuriyet! Nice 100 yıllara...

Levent Can: Çağdaş, aydınlık ve laik Cumhuriyet değerlerini tam da şu günlerde o kadar doğru analiz edebilecek bir dünya içindeyiz ki... Onun için Cumhuriyet’in değerlerine daha bir ehemmiyet göstermeliyiz.

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME!