Güncelleme Tarihi:
Onu aslında Selin Yılar ismiyle tanıyor ya da tanıdığınızı zannediyorsunuz. Bu isim altında röportajlar okumuş da olabilirsiniz. Erkek ya da kadın bir hacker’ın İsrailli model Eden Adar’ın fotoğraflarını kullanarak yarattığı hayali model Selin Yılar’ın takipçileri ve online röportajlarıyla tamamen bir kurmaca olduğu anlaşılınca, gözler Yılar’ın “aslı” olan İsrailli model Eden Adar’a çevrildi. ELLE Türkiye’nin davetiyle iki günlüğüne İstanbul’a gelen Adar, Yılar’ın dediği gibi 18 değil, 24 yaşında. Milano’da değil İsrail’in Ashdod kentinde keşfedildi. Sıcakkanlı, pozitif, içi içine sığmayan genç ve güzel bir model. Şimdilik yolun başında ama kararlılığı, çalışma azmi ve disipliniyle ileride top model sıfatına erişmeyi hedefliyor. En büyük hayallerinden biri bu elbette ama bir yandan da fazla ünden, şöhretten ürküyor. “Özgürlüğüm çok önemli. Top model olmayı istiyor ama ünlü olmayı arzu etmiyorum” diyor biraz safça, biraz da içtenlikle. İlk defa bir ELLE edisyonuna kapak olurken şöhret basamaklarını hızlıca tırmandığının farkında değil belki de. “Her şeyin bir bedeli var” diyorum içimden, sessizce ve başlıyoruz sohbete.
Türkiye’de Eden Adar ismi akla Selin Yılar’ı getiriyor. Birileri Eden Adar’ın fotoğraflarını kullanarak gerçekte var olmayan Selin Yılar adında bir model yaratarak medyaya servis etti. Nedir bu işin gerçeği?
Bunu ilk defa bir arkadaşım fark etti ve bana haber verdi. Selin Yılar adındaki hacker benim kimliğimle Facebook ve Instagram’da var olmak dışında online röportajlar veriyor, “Şu an New York’tayım, online görüşelim” diyor. Bu hacker’da bende olmayan fotoğraflar bile var. Çok profesyonel çalışıyor gerçekten.
Fotoğraflarınızın kullanılarak sahte bir model yaratılması pek hoş değil. Bunu nasıl karşıladınız?
Çok da kızmadım, ilginç bir durumla karşı karşıyayım. Birinin benim kimliğimi, fotoğraflarımı kullanması beğenildiğimi gösteriyor. Tüm bunlar benim için iltifat. Dolayısıyla tanınırlığım arttı. Örneğin “Victoria’s Secret meleği olacağım” diye kendini tanıttı, ki bu da benim en büyük amacım. Kızgın değilim, tam tersine mutluyum.
Ama olumsuz şeyler de söyleyebilir hakkınızda. Bunu nasıl kontrol edeceksiniz? Hukuki bir süreç başlattınız mı?
Yaptığı tüm röportajları İngilizceye çevirip kontrol ediyorum. Şahsi ya da politik hiçbir şey söylemiyor. Ajansım önce konuştu ve siteyi, sayfalarını kapattırdı. Ama sonrasında her şey yeniden başladı. Sonuç olarak onun sayesinde tanınırlığım arttı, kapılar daha hızlı açılıyor ve ELLE Türkiye’nin kapağına çıkıyorum. Onunla tanışmak bile isterdim. Ayrıca ELLE dergisi gerçeği duyurmak için önemli bir platform. Buradan Selin Yılar’ın hayali bir kimlik olduğunu geniş kitlelere duyurmuş oldum.
Bu olay Türkiye’ye bakış açınızı değiştirdi mi?
Tam aksine, böylece İstanbul’a gelme şansı yakaladım, ki uzun zamandır bunu istiyordum; İstanbul’un harika bir yer olduğunu duyuyordum. Geçtiğimiz yıl gelecektim, İsrail’deki politik karışıklıklar sebebiyle gelemedim.
“KALBİM HEM FİLİSTİNLİLER HEM DE İSRAİLLİLER İÇİN ÇARPIYOR!”
Politikayla ne kadar ilgileniyorsunuz? Özellikle Filistin’den kaynaklanan Türkiye ve İsrail arasındaki son yıllarda olumsuz giden ilişkiler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Son üç yıldır İsrail’de yaşamıyorum zaten, Londra’ya taşındım ama ailem Gazze’ye çok yakın ve elbette süreçten olumsuz etkilendi. Kalbim her zaman iki halk için, hem İsrailliler hem de Filistinliler için çarpıyor. Asla taraf tutmuyorum. Bu bir savaş ve savaşta bence kazanan yok, sadece kaybeden var. Ayrıca herkese yetecek kadar toprak olduğunu düşünüyorum. O halde bu kavga neden? İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkilerin de politikacıların olumsuz tutumundan dolayı bozulduğuna inanıyorum.
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Yeruham adlı bir köyde doğdum ve beş yaşındayken Ashdod kentine taşındık. Asla bebeklerle oynamadım, hep sokakta erkek çocuklarla futbol topu koştururdum. Muhasebeci olan annem ve inşaat işinde çalışan babam yıllarca bizi mutlu etmek için çabalayıp durdular. Mutluydum ama ekonomik problemlerimiz vardı, zorluklarla dolu ama mutlu bir çocukluk geçirdim.
Bu zorlu çocukluk sizi ve hayatınızı nasıl değiştirdi?
Şu anda Eden Adar olmamı çocukluğuma, içinde büyüdüğüm aileye borçluyum. Genç yaşta özgür olmayı öğrendim. 14 yaşında çalışmaya başladım; sekreterlik ve garsonluk yaptım, dondurma sattım. Aynı anda okula gittim. Üniversiteye kaydoldum ama modellikle birlikte seyahatlere çıktığım için yüksek öğrenimimi tamamlayamadım.
Modellikle yollarınız nasıl kesişti?
14 yaşında başladım modelliğe. Bir arkadaşımın vesilesiyle Ashdod’da güzellik yarışmasına katıldım ve şehrin güzeli seçildim. Birkaç yıl modellik yaptıktan sonra okuluma ağırlık verdim. Ardından yetişkin olmama büyük katkıda bulunan askerlik geldi.
“AMACIM ŞÖHRET OLMADAN MODELLİK YAPMAK”
Askerlikten sonra modelliğe başladınız. Çekimler için seyahat ediyorsunuz. Peki İsrail’de ne kadar tanınıyorsunuz?
Asla ünlü olmayı istemedim. 14 yaşından beri çeşitli reklam kampanyalarında oynadığım ve röportajlar verdiğim için yaşadığım şehirde insanlar beni tanıyor elbette. Aslında İsrail’de ünlü olmak çok kolay. Reality şovlara katıldığınız anda tüm ülke sizi tanıyor. Ve İsrail’de başarılı bir model olmak, fırsatlar elde etmek için de öncelikle ünlü olmaya ihtiyacınız var. Çünkü modellik dünyası çok küçük. Tam da bu yüzden mesleğimi İsrail’de icra etmeme kararı aldım. Amacım şöhret olmadan, tanınmadan modellik yapmak. Özgürlüğüm ve özel hayatım çok önemli benim için. Ünlü arkadaşlarım var ve bunun bedelinin ağır olduğunun farkındayım. Üç ayda bir ülke değiştiriyor, farklı ajanslarla çalışıyorum. Şu an hala çok tanınmıyorum ama tabii Selin Yılar etkisiyle bu durum değişmeye başladı. Belki de Türkiye’de İsrail’den daha çok ünlü olacağım.
Ülkenizde modellik yapmak istememeniz sadece şöhret olma biçimiyle mi ilgili? Yoksa İsrail’deki politik sorunlar da işinizi olumsuz etkiliyor mu?
Elbette etkiliyor. Dubai’de bir reklam işi İsrailli olduğum için iptal edildi. Bir de Almanya’da çektiğim Nivea reklam filmini, yönetmen, İsrailli olduğum için tüm ülkelerde yayınlatamayacağını söylemişti. Modellik çok zor bir meslek, sadece poz vermekle bitmiyor iş.
Top model değilseniz çok prestijli bir iş olarak da algılanmıyor modellik hala. Siz nasıl zorluklarla karşılaştınız?
Evet, özellikle az gelişmiş ülkelerde hala küçümseniyor. Oysa modellik iş kadını olmaktan çok da farklı değil. Seçmelere katılacaksınız, teklifleri inceleyecek, e-postalara cevap verecek, ekonomik durumunuzu kontrol edeceksiniz. Bu arada çekimden çekime koşacaksınız. Boyunuz ve kilonuzla ilgili eleştirilere göğüs germek için de çok güçlü olmalısınız. Birçok model anoreksiyayla baş etmek durumunda. Ben şanslıyım; etrafımda her daim beni destekleyen bir ailem, sevgilim ve arkadaşlarım var.
Modellikte bedeninizin kullanıldığını düşündünüz mü?
Nasıl bir çekim olduğuna bağlı bu. Fotoğrafçı ve ekip de önemli rol oynuyor tabii. Ben vücudumla barışığım, bikini ya da iç çamaşırla olmam ya da tamamen çıplak görünmem beni rahatsız etmez. Olumsuz şeyler yaşadım, insanların sınırları zorladığı, profesyonel davranmadığı oldu. Bu durumda çekimi terk etme hakkım var ama yapmadım. Bir şekilde rahatsız olduğumu belli ediyorum, farklı pozlar denemek istediğimi söylüyorum.
“DIŞ GÜZELLİK BİR DEKORDAN DAHA FAZLASI DEĞİL”
Vücudunuzu beğeniyor musunuz?
Bacaklarımı seviyorum, çünkü çok uzunlar.
Peki ya erkekler sizde neyi seviyor?
Yine bacaklarımı ve sanırım popomu beğeniyorlar. Ben ayrıca omuzlarımı ve boynumu da zarif buluyorum.
Güzel olmasaydınız hayat başka türlü mü olurdu?
Dış güzellik kapı açabilir ama raydan çıkarıcı da olabilir. Akıl karıştırabilir. İç güzellik yoksa dış güzellik bir dekordan daha fazlası değil. Hayatta sahip olunabilecek en güzel şey iç güzelliğiniz. Dış güzellikse hayatın ekstrası ve sonlanan bir şey.
Modellik de tıpkı güzellik gibi bir yere kadar devam ediyor. Sonrası için bir kariyer planınız var mı?
Anı yaşamayı seviyorum. Geleceğin kafama takılı kalmasını istemiyorum. Kariyer planım yok açıkçası. Aslında modellik insanların tahmin ettiğinden de uzun sürüyor. Birçok reklam filminde oynadım. Oyunculuk yapma fikri aklımın bir köşesinde duruyor. Bazı teklifler de aldım. Ama dediğim gibi şu anda tüm enerjimi modelliğe harcamak istiyorum.
Rol modeli olarak kabul ettiğiniz ünlü top modeller kimler?
Harika ailesi, iç ve dış güzelliğiyle mutluluğu yansıtan Alessandra Ambrosio, Adriana Lima, kadınlar ve gezegen için çalışmalarıyla örnek oluşturan Gisele Bündchen benim için ikonik kadınlar.
Siz de onlar gibi olmayı hayal ediyorsunuz.
Aslında hem ediyorum hem de etmiyorum. Çünkü top model olmanın özgürlüğümü kısıtlayacağını biliyorum. Benim bundan da öte hayallerim var aslında.
Nedir o hayaller?
Üniversite kurumu içinde sağlık ve iyi yaşamakla, beden-ruh uyumuyla ilgili araştırma yapmak istiyorum. Bir de dünyadaki kadınlar için, onların haklarını iyileştirmek, onları güçlü kılmak için çalışmak en büyük ideallerimden.
Nasıl besleniyorsunuz?
Hem vücut hem de enerji için kötü olan işlenmiş gıdadan ve alkolden kaçınıyorum. Günde üç litreye yakın su içiyorum.
Formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Sağlıklı beslenmek dışında egzersize vakit ayırıyorum. Pilates, yoga, ‘kick boxing’ ve bale yapıyorum. Bale hem sırt ağrıları hem de iyi bir duruş için çok önemli.
Güzellik sırrınız var mı?
İyi ve doğru beslenmenin güzel bir cilde fayda sağladığını düşünüyorum. SPF 15 koruma faktörlü organik yüz kremi kullanıyorum.
Gece hayatını seviyor musunuz?
Modellik ve gece hayatı birlikte yürümez. Sabah 6'da kalkıyorum ve güne egzersizle başlıyorum. Disiplinli bir hayatım var.
Hiç mi raydan çıktığınız olmuyor?
Çıktığım oluyor tabii ki. İbiza’ya gittiğimde 5 gün hiç uyumadan partiden partiye koştuğum ve alkol kullandığım oluyor. Ama dengeyi korumaya özen gösteriyorum. Hayat bir karşıtlıklar sanatı.
Model olmasaydınız ne yapardınız?
Araştırma görevlisi olurdum. Psikoloji ve felsefeye çok meraklıyım.
Şu sıralar aşık mısınız?
Norveçli bir erkek arkadaşım var. O, hayallerimin de ötesindeki erkek. Onun desteği olmasaydı bugün burada olmazdım. Benim özel alanıma, özgürlüğüme saygı duyuyor. Ayrıca güçlü kadınlardan korkan bir erkek değil.
En sevdiğiniz tasarımcılar kimler?
En çok Topshop ve Zara’dan giyiniyorum. Tom Ford, Prada ve Louis Vuitton’un çanta ve aksesuvarlarını çok seviyorum.