Güncelleme Tarihi:
◊ Savaş Özbey: Anladığım kadarıyla bu kadar şiddet karşıtı laf edip sonra şiddet gördüğü kocasına dönmeyi gururuna yediremiyor. Ama bunu yaparken haberi yapan gazetecinin gururunu düşünmüyor, o kişiyi “yalancı” ilan ediyor. Galiba en güzel cevap, Uğur Akkuş’tan kendisinin de şiddet gördüğünü söyleyen eski eşinden geldi: “Magazin gazetecilerini suçlamayı bırak, Müge Anlı’ya çıkmamaya bak...”
◊ Onur Baştürk: Görgü tanığına göre “sözlü ve fiziksel şiddet”, Şallı’ye göre “aile içinde olur böyle kavgalar”... Olayı gören başka, yaşayan kişi ise bambaşka yorumlarda bulunuyor ya da olayı farklı algılıyor. Bu durumda olayın kahramanına inanmak zorundayız, başka çare yok.
◊ Orkun Ün: İçimdeki ses diyor ki; eğer bu söylentiler yalan olsaydı böyle gürültü kopmazdı. görgü tanıkları çıkıp böyle düzgünce anlatamazdı olayları. Üzücü bir durum tabii, umarım sessiz kalmayı tercih etmemiştir Ebru Şallı. Umarım herkesten önce kendisini koruması gerektiğinin farkındadır. Şiddete eyvallahı olmasın hiç kimsenin. Hele ki kadınların asla olmasın.
◊ Ömür Gedik: Her ilişkide inişler çıkışlar, kavgalar olur. Ebru hem ilişkisini korumak hem de güçlü kadın imajından ödün vermemek için iddia edilen bu şiddet olayının üstünü kapatmaya çalışmış olabilir. Ama ortada ciddi bir dayak olayı olmadığı da ortada. Umarım burada kalır ve bir daha bu ilişkide şiddetten söz edilmez, yüzler güler.
Ayrılan eşler kedi-köpekleri görme hakkına sahip
Sinan Akçıl, eski eşi Burcu Kıratlı’yla birlikte baktıkları köpekleri özledi, “Hayvanlar için de tıpkı çocuklarda olduğu gibi bir velayet, periyodik görme hakkı ile nafaka düzenlemesi olmalı” dedi. Kıratlı da Akçıl’a mesaj gönderdi: “Köpekleri istediği zaman görebilir.” Ayrılık sonrası evcil dostlar kimde kalmalı sizce? Gidip görme isteği nasıl karşılanmalı?
◊ Ömür Gedik: Köpek de bir çocuktur. Ayrılık sonrası kimde kalacağına ortak karar verilir ve ayrılan eşler de aynı çocuklarda olduğu gibi kedi-köpekleri görme hakkına sahiptir. Bu hakkı engellemeye çalışan olursa, HAÇİKO olarak destek veriyoruz.
◊ Savaş Özbey: Sinan’ın söylediği formül güzel aslında. “Keşke evcil hayvanların da velayeti olsa” diyor. Ama hayvanına göre değişir bu tabii. Çünkü mesela kedi alıştığı yerde, köpekse alıştığı kişiyle daha mutlu olur.
◊ Orkun Ün: Sinan Akçıl’ın velayet mesajı ilginç aslında haklısın Savaş. Fakat velayet gibi değil de, ‘özlenince gidip görme’ şeklinde olsa daha iyi olur sanki. Ama işte bu işin sıkıntılı tarafları da var. Ben kedim Tomris’ten 3 gün ayrı kalamıyorum mesela. E 3 günde bir eski eşimin evine gidip kedimi görmek istesem bu sefer çok yanlış anlaşılırım, hatta evden sopayla falan kovulabilirim.
◊ Onur Baştürk: Ara sıra gidip görebilir tabii. Kıratlı’nın isteği yerinde olmuş.
Haksız değil 29 yıldır konuşuluyor
Hafsanur Sancaktutan’ın son dizisindeki mastürbasyon sahnesi çok konuşuldu, Hülya Avşar da “Berlin in Berlin” filmindeki sahnesini hatırlatarak “29 yıl önce yaptım, o işin patenti bende” dedi. Başka nelerin patenti Hülya Hanım’da?
◊ Savaş Özbey: Ohoo o, say say bitmez. Birinciliği elinden alınan Taçsız Kraliçe... “Hülya” diye kendisine ismiyle şarkı yapılan güzel... Adına tenis turnuvası olan sanatçı... Bunların hepsinin patenti Hülya Avşar’da.
◊ Orkun Ün: Müthiş değil mi ya! Bir lafı ile keyiflendiriyor hepimizi. Ama haksız da değil, 29 yıldır o film de, o sahne de konuşuluyor. Patent mevzusuna gelince... “Enerji nedir, nasıl kullanılır”, “Gündem nedir, nasıl olunur”, “Sahnede hangi şarkı söylenir, hangi kıyafet konuşturur” patentlerini verelim gitsin.
◊ Ömür Gedik: Hülya çok tatlı bir yorum yapmış bence. Biraz da “yeter artık” demiş sanki. Hülya Avşar denince magazini iyi kullanma ve tenis de geliyor aklıma.
◊ Onur Baştürk: Hülya Avşar güzel dalga geçmiş. Bu işin patenti tabii ki olmaz. Herkes mastürbasyon sahnesi çekebilir. Ama aynı bağlamda çekilen bir sahneyse taklitten öteye geçmez tabii.
Nereden çıktı bu tayt isyanı!
Konsey, Nükhet Duru’nun isyanını duydu mu? “Ne olur bu tayt olayına bir dur deyin. Hiç sevmiyorum” dedi sanatçı. Siz ne diyorsunuz?
◊ Orkun Ün: Tayt benim kırmızı çizgimdir. Giysin herkes yahu! Kadınlara en çok yakışan kıyafetlerin başında gelir tayt. Öyle değil mi Ömür? Sen mesela çok giyiyorsun. Ayrıca Nükhet Duru kötü bir açıklama yapmadı. Kadınların kıyafetine karışmak değildi onun derdi, o sadece “Herkes giyiyor forma gibi oldu, biraz değiştirin kendinizi” mesajı verdi bana kalırsa.
◊ Ömür Gedik: Nükhet Duru’nun kötü niyeti olmadığına eminim. Tayt ve bana gelirsek; evet Orkun, öyle bir tayt tutkum var ki markalar adıma tayt çıkarma teklifinde bulunmuşlardı. Tayt giymeyi severim. Giyene de karışılmaması gerektiğini düşünüyorum.
◊ Savaş Özbey: Kılık kıyafet üzerinden kadınların her gün türlü zorbalıklara maruz kaldıkları bir ortamda talihsiz bir açıklama olmuş. Elbette moda açısından, estetik bir kaygıyla söylemiş ama başka kelimeler seçebilirmiş, meramını daha güzel anlatabilirmiş.
Didem haklı
Şarkı çıkaran Oryantal Didem, İbrahim Tatlıses’e “Yeni şarkımı paylaşmadı. Dostunuzu düşmanınızı böyle günlerde tanırsınız” diye sistem etti. Haklı mı sizce?
◊ Onur Baştürk: Sitem eşittir marketing. Başka sözüm yok.
◊ Ömür Gedik: Bir paylaşımla destek vermek çok da zor değil. Yapmalıydı. Onlar barışmamış mıydı? Yapmadıysa akla yine dargın oldukları geliyor. Bilemedim.
◊ Savaş Özbey: E haklı. Çünkü Didem’in çok emeği var İbrahim Tatlıses’in programlarında. Herkese yaptığı şeyi Didem’e de yapabilirmiş pekâlâ. Niye esirgemiş ki?
◊ Orkun Ün: Haklı Didem. Destek olmaktan gocunmamak lazım. Yapmak lazım böyle hoşluklar.
Çocukluğumuzun ikonuydu
Çocukluğumuzun, gençliğimizin kahramanlarından Halit Kıvanç’ı da kaybettik. Neler söylemek istersiniz büyük ustanın ardından?
◊ Orkun Ün: Çok seveni vardı Halit Kıvanç’ın. Maçlardaki nahif anlatımı, törenlerdeki beyefendiliği, ekranlardaki ‘doğru adamlığı’... Çok şey kaldı aklımızda.
◊ Onur Baştürk: Çocukluğumuzun ikonuydu. Hali, tavrı, Türkçesi ve hiç yaşlanmayan aydınlık yüzüyle...
◊ Savaş Özbey: Gazeteci büyüğümüzün galiba en çok 23 Nisan kutlamalarındaki sunuculuğu kalacak aklımda. Farklı farklı ülkelerden gelen çocuklara kendi dillerinde iki-üç cümleyle hitap ederdi. Dünyanın dört bir tarafında artık yetişkin olmuş, onu seven insanlar var.
◊ Ömür Gedik: Hayvanseverliği, kibarlığı, asaleti, “beyefendi”nin tanımı olan, herkesin sevdiği ve saydığı Halit Kıvanç’la çocukluk anılarımızdan bir parça daha eksilmiş oldu..