Güncelleme Tarihi:
Duygu Alptekin henüz 31’indeyken büyük bir şirketin pazarlama direktörü olmuş, koca bir kadroyu yönetmeye başlamıştı. İşi teknik olarak biliyordu ancak ilişki, takım yönetimi ve liderlik gibi konularda tıkanıyordu.
Son sene artık günde 16 saat çalışıyordu. Bir gün acilen ameliyat olmazsa bacağındaki his ve güç kaybı nedeniyle bacağını sürümek zorunda kalacağını öğrendi. Bir şeylerin ters gittiği aşikârdı. Kendisine sorarsanız, bedeni ona “Bu kadar sorumluluğu tek başına almak senin omuriliğini bastırdı ve oradan artık fıtıklar fırlıyor” diyordu.
Hayatını tamamen değiştirme kararı aldı. İşinden ayrıldı. Önce üç ay Türkiye’de koçluk eğitimi, sonra Kanada’dan 8 aylık uzaktan eğitim aldı. Tam 11 ay sonra da Uluslararası Koçluk Federasyonu’ndan sertifika... Aynı zamanda Alfred Adler’in koçluk okulundan da... Sonra İspanya’da bir liderlik eğitimine gitti. O günden beri pek çok programa katıldı. Şimdi, lider koçluğunu sadece Türkiye’de değil; İngiltere ve Brüksel’de de yapıyor.
Duygu Alptekin, şubat ayında Bombay’da Dünya Koçluk Kongresi’nde (World Coaching Congress) bir konuşma yapacak ve bir de ödül alacak.
YÖNETİCİ KOÇLUĞU NE DEMEK?
Alptekin anlatıyor... “Ticari şirketler, kamu kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri gibi organizasyonlarda üst düzey veya orta potansiyelli yöneticilerin liderlik becerilerini geliştirmek üzerine çalışmalar yapıyoruz. Liderlik, son 20 yıla kadar kahraman olmak demekti. Ülkelerin başındaki hükümdar, padişah veya kral, bilim ve sanat eğitimleri almış biriydi ve her şeyi o yönlendirirdi. Şirketlerde de en tepe yönetici, en donanımlıydı ve onun iki dudağının arasına bakılırdı. Ama günümüzde bilgi internet vasıtasıyla her yere ulaştığı için bilgi sahibi olmakla lider olunmuyor. Artık bilgi değil, beraber yarattığımız şeyler ön plana çıkıyor. Dolayısıyla kahraman liderlik anlayışı yerine, şimdiki anlayış her seviyede herkesin liderlik yapmasını gerektiriyor. Çaycının tutumu da çok önemli, ürünü dağıtan kamyonun şoförünün de.”
HANGİ ALANLARDA KULLANILIYOR?
1. Mutlu yöneticiler, mutlu ortamlar yaratır. Mutlu ortamlarda insanlar başarılı olur. Mesele, “Ben neye inanıyorum, bu işi yaparken hangi değerleri ortaya koyuyorum” sorusuna yanıt bulmak. Bir insan kendisinin lideri değilse başkasının lideri olamaz.
2. “Peki, ben bu liderliğimi başkalarıyla nasıl yaşıyorum” sorusunu sormamız gerekiyor. Bu da, ilişki ve takım liderliği demek. Karşımdakinin de iyi halinin çıkmasını sağlayıp onun güçlü yanlarını kullanacak durumda mıyım? Yoksa süper egomla davranıp onu da beni de köşeye sıkıştıran, çaresiz hissettiren, sürekli çatışma halinde bir ortam mı yaratmak istiyorum?
İYİ BİR KOÇ OLMAK İÇİN 5 ÖNERİ