Güncelleme Tarihi:
Possession
Filmin yönetmeni Andrej Zulawski bu filmi yaratırken kendi korkulu süreci olan boşanmasını yaşıyordu. Bu nedenle başarısız bir evliliğin tüm duygularını tüm çıplaklığıyla aktarmak istedi.
Cannes Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Isabelle Adjani, filmde kendine zarar vermenin tüm yönlerini uta işi bir performansla hayata geçiriyor. Film boşanma tiyatrosundan bir anda bir korku filmine sonrasında da siyasi bir gerilime dönüşüyor. Bazen hayat anlaması zor olsa da, Żulawski bir travma duvarını bu film ile atlıyor.
Incendies
Denis Villeneuve’yi; "Arrival", "Prisoners", "Sicario" ve son "Blade Runner 2049" gibi ünlü filmlerde izledik. Incendies ise şiddetli bir iç savaşın dehşetini gözler önüne seren bir Kanada filmi. Bir annenin en derin ve en karanlık geçmişi, iki çocuğunun ölümünden kısa bir süre sonra birileri onunla ilgili daha fazla şey öğrenmeye çalıştığında yavaş yavaş ortaya çıkar. Geçmişinde bir dizi nefret suçu, ve terör eylemleri bulunmaktadır.
Lubna Azabal'ın yerine getirdiği performansı, yaşanılan dehşet verici olaylardan dolayı izlemesi oldukça zor. Üstelik film ilerledikçe her meydan okuma sinir bozucu bir noktaya varıyor. Dolayısıyla film bittikten sonra rahatlamıyorsunuz. Tam tersine mutsuzluk tarafından çiğnenmiş, ancak geri çekilmeyen bir kişinin gücünden utanıyorsunuz.
Dancer in the Dark
Bu filmin ilk yayınlandığı zamanda Lars von Trier ve filmin yıldızı olan Björk arasında bir sıkıntı olduğundan herkes haberdardı. Bu nedenle Björk günlerce kamera karşısına geçmedi. Ancak şimdilerde tüm Hollywood’un ipini pazara çıkaran #MeToo hareketi sayesinde Björk’ün von Trier tarafından cinsel tacize maruz kaldığı ortaya çıktı.
Björk’ün yıldızlaşan performansıyla hayata geçirdiği Dancer in the Dark, çocuğunun kör olmasını önlemek için para kazanmaya çalışan yoksul bir annenin çatışmalarını konu alıyor. Von Trier'in minimalist anlayışı sayesinde film size kendinizi birinin hayatının en kötü anlarını gözetliyor gibi hissettiriyor.
Yeni bin yılın en beğeni toplayan filmleri söz konusu olduğunda bu filmi görmezden gelmek gerçekten imkansızdır. 15 yıl öncesinde böyle bir hikayeyi işlediğini düşünürsek önünde bir kez daha gözyaşlarıyla saygıya duruyoruz.