Nazlı YALÇIN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 2014 01:04
Boğulma tehlikesi yaşayanları kurtarmaya ömrünü adayan cankurtaranlar, Los Angeles’ta ekstra mesai harcıyor. Yakışıklılıklarıyla gönül çalan, iş ahlakıyla da puan toplayan cankurtaranlar ile olay yerinde konuştuk.
Los Angeles sahilinde kadınları ellerinde fotoğraf makinesiyle görürseniz bilin ki orada atletik yapılı, yakışıklı cankurtaranlar vardır. ‘Sahil Güvenlik’ dizisinde görülen birçok kare burada günlük yaşamda karşınıza çıkıyor ama bu çocuklar, kadınların fantezilerini süslemeleriyle ya da ‘kahramanlık’ titriyle pek ilgilenmiyor ve işlerini çok ciddiye alıyorlar. Çoğu eğitimli atlet olan ve bu işi yapabilmek için inanılmaz sınavlardan geçen cankurtaranlar, büyük dalgalar ve sonrasında oluşan tehlikeli sualtı akıntıları nedeniyle kariyerlerinin en yoğun ve stresli yazını yaşıyorlar. Her gün ortalama 100 insanı boğulmaktan kurtardıklarını öğrendiğimde ve bunlardan birkaçı da gözümün önünde cereyan ettiğinde, hikâyelerini Venice Beach’in en kıdemli iki cankurtaranından, yani Teğmen Ramy ve Will’den bizzat dinlemek istedim.
Will DidingerNeden cankurtaran oldunuz?
Ramy Smith: En önemli motivasyon kamuya hizmet ve kendini insanların hayatını kurtarmaya adamak. İnsanlara yardım etmek için buradayız. Çok zor bir iş ama çok da keyifli. Üstelik her günümü sahilde geçirebiliyorum. Okyanusu o kadar çok seviyorum ki bu işi bedava da yapabilirdim!
Will Didinger: Buna, yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım ettiğinizde aldığınız doyum hissini ekleyeceğim.
Burada cankurtaran olmanın koşulları neler?
Ramy: Öncelikle kondisyonunuz müthiş olmalı. Bir teste giriyorsunuz; 500 kişi birden denize atlıyor ve iki kilometreye yakın yüzüyorsunuz. Her seferinde en iyi yüzen 100 kişiyi görüşmeye alıyorlar. Görüşmeyi geçersen sicilin kontrol ediliyor ve geçmişte işlediğin bir suç ya da uyuşturucu problemin yoksa sıkı bir sağlık kontrolünden geçiyorsun. Sonra da 10 gün akademiye gidiyor ve cankurtaran oluyorsun. Terfi etmek için de zorlu testlerden geçiyorsun. Ben teğmen olmak için 1000 sayfa çalışmıştım.
Çoğunlukla sizi elinizdeki o minik dubalarla suya girip açılmış insanlara ‘geri gelin’ diye ıslık çalarken görüyorum. Peki ya gerçekten boğulma noktasına gelmeleri ne sıklıkta oluyor?
Ramy: En tehlikeli durum sualtı akıntıları. Kurtarmaların yüzde sekseni bu durumlarda gerçekleşiyor. Tehlikede olanları gördüğümüzde hemen müdahale edip geri getiriyoruz zaten, boğulacak mı acaba diye beklemiyoruz. Zaten olacakları biliyoruz.
Çalışma koşullarınızdan, maaşınızdan memnun musunuz?
Will: Günde 10, haftada 40 saat çalışıyoruz. Ekstra insana ihtiyaç olunduğunda daha uzun saatler de çalışabiliyoruz tabii. Maaşımız gayet iyi...
Teğmen Ramy Smith Çok ilgi görüyorsunuz. Sürekli fotoğraflarınızın çekildiğini görüyorum. Kadınlar size sık sık asılıyorlar mı?
Will: Evet! Kamuya hizmet ediyoruz, o yüzden iyi davranmamız gerekiyor herkese. İşimiz bitene kadar geçiştirmemiz gerekiyor. Tabii benim gibi evliyseniz hiç yanaşmalarına izin vermeseniz daha iyi! Ben olabildiğince mesafeli davranıyorum.
Ramy: Şahsen 3 dakika kuralım var! 1-3 dakika arasında tutmaya çalışırım diyalogları ve hemen işime geri dönerim.
Nihal Yalçın, işinde uzman cankurtaranlarla konuştu.
Hiç unutamadığınız bir anınız var mı böyle?
Will: İskelenin ayaklarına kafasını çarpıp ciddi bir beyin sarsıntısı geçirmiş ve bayılmış bir adamdı. Nabzı atmıyordu. Ona ulaştık ve çıkarıp hayata döndürdük. Yazın sonunda sahile geri gelmişti ve sörf yapıyordu.
Kurtaramadığınız kimse oldu mu peki?
Ramy: 24 yıllık kariyerimde böyle bir şey olmadı. Ama böyle bir şey olursa da ciddi bir yardım alıyoruz. Terapi görüyoruz. Bu yaz kariyerimdeki en yoğun ve en stresli yazdı. 9 aydır yaz yaşıyor Los Angeles, yani 9 aydır aralıksız sörf yapılıyor ve sahiller kalabalık.
KURTARILANLAR UTANIYORBaywatch dizisi, kurmaca değil gerçekmiş. Kadınlar güzel, erkekler yakışıklı...Ya siz birini kurtarırken sizin kurtarılmaya ihtiyacınız olursa?
Will: Güzel bir soru bu. Çalışırken sakatlıklar olabiliyor, engelleyemezsiniz. O yüzden genelde suya girerken yanımızda mutlaka bir ekip arkadaşımız oluyor. Sudayken kramp girerse ya da yardıma ihtiyacınız olursa zaten yanınızda size yardımcı olacak biri oluyor.
Ramy: Biz makine değiliz ama ben denizde bacağımı da kırsam yine yüzmem gereken yere yüzebilirim, ulaşmam gereken kişiye ulaşırım. Adrenaliniz zirveye çıktığında duramazsınız zaten yüzersiniz. Burada çalışan insanların tamamı böyledir.
Kurtardığınız insanlar uzun yıllar sonra size ulaşıp teşekkür ediyorlar mı?
Ramy: Bazıları yapıyor. Ama çoğu insan kurtarıldığında çok utanıyor.
Kahraman olmak nasıl bir his? Egonuzu şişiriyor mu?
Will: Bu benim işim ve iyi bir iş çıkardığımda kendimi çok iyi hissediyorum tabii ki. Ama hep bir sonrakine bakmam gerekiyor. Çok dikkatli ve mütevazı olmamız gerekiyor.
Ramy: Sürekli daha iyi olmaya çalışmaktan kahraman olma hissini düşünmeye pek firsat kalmıyor. Sadece olabileceğim en iyi cankurtaran olmaya çalışıyorum. Birini kurtarmak tabii ki harika bir his, ama havalarda uçamazsınız. Ayaklarınızı sağlam basmalısınız ki bir sonraki insana da yardım edebilesiniz. Profesyonel atlet olmak gibi bu, bir an dünyanın zirvesinde olabilirsiniz, sonraki maçta berbat oynarsınız. Ama bizim böyle bir şansımız yok, sürekli en iyi olmamız gerekiyor çünkü söz konusu olan insan hayatı.
Los Angeles’ta, 116 km’lik sahilden sorumlu 965 cankurtaran her gün yüzlerce kişiyi kurtarıyor. Sırf Venice Beach’te 40’tan fazla cankurtaran çalışıyor. Müdahale gerektiğinde helikopterler bile devreye girebiliyor.