Defne Samyeli'yi incelemeye alacaklar... 'Çinli bilim insanlarının başka işi yok mu'

◊ Ömür Gedik: Komik bir haber olmuş. Hangi Çinli bilim insanlarıymış bunlar? Defne’nin genetiğinin iyi olduğunun kanıtı için Çinlilere gerek yok zaten.

◊ Orkun Ün: Çinli bilim insanlarının işi gücü yok da gelip Defne Samyeli’yi mi inceleyecekler yahu! Bu kimin ‘PR’ı bilmiyorum ama işe yaradı vallahi.

◊ Onur Baştürk: Bir abartılı mevzu daha... Dünya üzerinde bin tane 50 yaş üzeri gayet iyi görünen kişi var. Neden Defne’yi özellikle seçmişler ki? 

◊ Savaş Özbey: Anladığım kadarıyla Defne üzerine değil araştırma. Çeşitli ülkelerden birer kişi seçmişler, Türkiye’den de Defne... Gidip orada bir konuşma yapacakmış. Ama Defne incelense incelenecek vaka.

Takip etmeyen sevgili olur mu?

Fenerbahçeli futbolcu Ryan Kent’in sosyal medya hesaplarından sevgilisini takip etmediği ortaya çıktı. Bu da bir tartışmayı alevlendirdi. İnsan sevgilisini takip etmez mi?

Onur Baştürk: Valla cool hareketmiş, ben sevdim. Birbirlerinin hesaplarına bakmadan duramıyorlardır ama. Böyle yapınca genelde tam tersi olur ya. 

◊ Savaş Özbey: Takip etmeyi bırak, tanıştığı andan itibaren markaja alırsın. Hakkında daha fazla bilgi edinmek istersin, söyledikleriyle daha önce yaptıklarının tutarlı olup olmadığına bakarsın. Dışarıya karşı da bir işarettir o. Like’larsın, “Bak buralar benim” mesajı verirsin.

◊ Orkun Ün: Vallahi size bir şey söyleyeyim mi, bence öyle bir zorunluluk yok. Hatta takip etmemek, bazen her detayı bilmemek çok daha iyidir. Huzurdur, keyiftir, mutluluktur. Ama bunun adı umursamazlık değildir.

◊ Ömür Gedik: Orkun sana inanamıyorum. İyi ki sevgili değiliz, o an biterdi. Sevgilisini takip etmeyen sevgili mi olur! Tam bir ilgisizlik. Böyle cool olunmuyor. Ben duyunca bu ara kavgalı olup takipten çıkmış olabilirler diye düşündüm. Ayrılmış bile olabilirler. Takip etmeyen sevgili olmaz. Nokta.

Sonradan görmelik bu

Bodrum’daki bazı teknelerin şarküteri siparişlerini gördünüz mü? Mavi ayaklı Bresse tavuğu, ayı ve kanguru eti, Avustralya köpekbalığı ve daha bir sürü ilginç ürün sipariş ediyorlarmış. Özentilik mi diyelim, ihtiyaç mı?

◊ Orkun Ün: Özentilikten öte bir şey değil. Bence o teknelerin çoğu eşine dostuna hava atmak için verdi o siparişleri. Savaş daha iyi bilir? Haksız mıyım Savaş?

◊ Savaş Özbey: Ne özentilik ne de ihtiyaç... Yaşam tarzı farkı bu. Ege sahillerimiz Türk zenginleriyle beraber dünyanın sayılı zenginlerinin lüks yatlarını da ağırlıyor. Adam evinde salçalı ekmek yiyip de gelip burada mavi havyar diye tutturmuyor. Hayatı böyle. Ve tabii istek ve talepleri de.

◊ Ömür Gedik: Ne ihtiyacı Allah aşkına, ziyan zarar ve sonradan görmelik. İyi eğitimli ve çevreci olmadıkları belli. Bu saydıklarınızın hepsi ithal yiyecekler. Buraya uçakla geliyor ve yiyenlerin karbon ayak izlerini, çevreye, hayvana, doğaya, dünyaya olan zararlarını artırıyorlar.

◊ Onur Baştürk: Delirmişler bence. Ege denizinin ortasında da bir zahmet köpek balığı yeme yani. Geldiğin yerin lokal lezzetlerini tadıver... Ama ben bu siparişlerin birkaç yabancı tekne sahibi dışında gerçek olabileceğine pek inanmadım. Abartılı ve dikkat çekmek için yapılmış. 

30 Ağustos kıyafetleri

Simge, 30 Ağustos’ta verdiği konserde 4.5 metre eninde, 3.20 metre yüksekliğinde güne özel tasarlanmış bir elbise giydi. Bülent Ersoy ise bayram konserinde herkesin aksine yeşillere büründü. Sizin favorinizi alalım?

◊ Onur Baştürk: Bülent Ersoy’un “yine yeşillendi fındık dalları” elbisesi tabii...

◊ Ömür Gedik: İkisi de ilginç kıyafetlere bürünmüş ve dikkat çekmeyi başarmışlar. Benim favorilerim, biraz klişe olacak belki ama 30 Ağustos’ta kırmızı beyaz giyinenler.

◊ Savaş Özbey: Milli bayramların konserlerle, gösterilerle, etkinliklerle bu kadar canlı geçiyor olması çok güzel. Üstüne kostümler falan da eklenince iyice festival havası oluşmaya başladı. Kıyaslamayacağım, hepsi birbirinden güzel.

◊ Orkun Ün: Bence Bülent Hanım biraz farklı olmak istemiş. Demiş ki herkes kırmızı giyer, ben farkımı ortaya koyarım. Bu kadar basit. Ayrıca Simge’nin kıyafeti çok zorlama geldi bana.

Ben böyleyim

Kalben yine sahne dansıyla gündemde. Seyrettiniz mi? Nasıl buldunuz?

◊ Ömür Gedik: Kalben bunu sık sık yapıyor. Enerjisini sahnede böyle atıyor demek ki. Değişik ve ona özgü bir dans. İzlemesi de keyifli.

◊ Orkun Ün: Ben Kalben’in kafasına göre dans ettiğini, kafasına göre konser verdiğini, keyfine göre tepkiler verdiğini düşünüyorum. O yüzden delilik falan değil onunki, ‘ben böyleyim’cilik.

◊ Onur Baştürk: Kalben bu, kendini yaşıyor, yaşamaya da devam ediyor. Kimselere aldırmamasını seviyorum.

◊ Savaş Özbey: “This is Sparta” repliğindeki tekmeyi falan atabiliyor. Ben şaşırdım çevikliğine ve enerjisine. Sanki bir şeylerden hıncını alıyordu. Seyrederken iyi ama aynı odada korkarım.

Yılın dizisi geliyor

Kanal D’nin yeni dizisi “Dilek Taşı”nın tanıtım filmi yayınlandı. Şimdi herkes bu diziden bahsediyor. Siz izlerken ne hissettiniz? Yılın işi geliyor mu?

◊ Savaş Özbey: Hem yılın işi hem de Salih Bademci’nin yılı geliyor bence. Bir sürü başka işinden zaten seviyorduk, bu sene adından daha da çok bahsedeceğiz, belli.

◊ Onur Baştürk: Dizi sezonu hızlı başladı. Bu dizi de iddialı yapımlardan biri, merakla bekliyoruz. 

◊ Ömür Gedik: Tek kelimeyle şahane bir işin geleceğinin habercisi diyebilirim. Güzel bir sezonun ayak sesleri. Heyecanla bekliyoruz.

◊ Orkun Ün: Ben bayıldım! Sistem bu kadar basit aslında dedirtiyor bana o fragman. Türk insanı budur işte. Buradan vuruluruz biz. Hassas noktamızı çok iyi yakalamış senaristler. O nedenle “Dilek Taşı” net yılın dizisi olacak!