Güncelleme Tarihi:
Önce yakın geçmiş. Cleveland Cavaliers sizin için nasıl bir deneyimdi?
- Tek kelimeyle harikaydı. NBA finallerine gittik. Dünya’nın sayılı oyuncularına, Dünya’nın en iyi oyuncusuna koçluk yaptım. Çok iyi gitti, sadece iyi sonlanmadı. Bu da hayatın bir parçası.
Bu konuyla ilgili olarak “Ben işimi yapmakta başarısız olmadım, işimi korumakta başarısız oldum” dediğinizi biliyorum.
- Evet. Aynen böyle düşünüyorum. Bu sonucu değiştirmek için bazı şeyleri daha farklı yapmam gerekiyordu. Bunu o deneyimden sonra daha net görebiliyorum. Ama bu da bir deneyim ve kendini geliştirme süreci.
Cleveland’dan önce Golden State ve Minnesota’da baş asistanlık teklifi gelmişti size. O tekliflerden birini tercih etseniz durum farklı olur muydu? İki görev de bir başantrenör kadar değerli. Golden State zaten çok ön planda. Keza Minnesota’da daha sonra aramızdan ayrılan Flip Saunders’ın görevde kalmayacağı biliniyordu. İkisinin asistanı da hemen ertesi yıl başantrenör oldu zaten.
- Evet farklı olabilirdi ama ben başantrenör olmayı istiyordum. O zaman bu seçimi yaparken de çok emindim. Şimdi geriye bakınca da tercihimi yeniden değerlendirmiyorum, benim için doğru karar oydu. Elbette NBA yolculuğum daha farklı olurdu. Ama her seçimde yolculuk değişir.
Siz Cleveland’la anlaştığınız zaman ortadaki tablo çok farklıydı. Kyrie Irving ve Andrew Wiggins gibi iki genç yeteneğin etrafına kurulmuş beklentileri daha uzun vadeli nispeten mütevazı bir takım vardı. Ama 1-2 hafta içinde her şey değişti. LeBron James geldi. Wiggins-Kevin Love takası oldu. Ve anlaştığınız takımla yöneteceğiniz takım bir anda beklentiler açısından taban tabana değişti.
Doğru, beklentiler değişti ama bir anda dünyanın en iyi oyuncusuna sahip olmayı kim istemez? Bir anda iddialı olmayı, şampiyonluk sözünü telaffuz etmeyi, çıtayı oraya koymayı kim istemez? Kendisine ve yaptığı işe güvenen her koç ister. Ben de büyük memnuniyetle karşıladım. Ve sonuçlar açısından bakarsanız ilk sezonda NBA finali oynadık, ikincisinde de ben ayrılırken Doğu birincisiydik. Bundan daha iyi ne isteyebilirim?
İlerde diplomat olabilirim
Koçluk sonrasına ilişkin planınız var mı?Tam olarak bir tarih belirlemedim ama koçluk kariyerimin ardından diplomat olmak istiyorum. Dünyada pek çok yeri görmüş, pek çok toplumla yaşamış biri olarak yeterince deneyimim olduğunu düşünüyorum. Paylaşmak ve iletişim kurmak, toplumları yakınlaştırmak, insanları daha iyiye beraber yönlendirebilmek hep beni çeken, kendimi ait hissettiğim bir alan oldu. Sonuçta hepimiz sorunun hem çözümü, hem parçasıyız. Daha çok çözüm bulmak için iletişim kurmalı ve anlaşmalıyız. Bunun bir parçası, toplumlar arası bir parçası olmak istiyorum.
Sır falan yok
Sizi çok değerli koçlar arasına koyan en öne çıkan iki özelliğinizden biri taktik beceriniz. Diğeri ise beklenmedik oyunculardan beklenmedik performanslar almanız, seviye atlatmanız. Vitaly Fridzon, Bradley Wanamaker, Tyrese Rice, Nikita Morgunov, Dairis Bertans, Arriel McDonald, Devin Smith ilk akla gelenler. Ama sizinle çalıştıktan sonra bambaşka seviyeye çıkan çok sayıda oyuncu var. Bunun bir sırrı var mı?Sır falan yok. Her şeyden önce oyuncuyu iyi tanımanız gerekiyor. Tüm oyuncularınız için geçerli bu. Tüm oyuncularımın neler yapabileceğini, yeteneklerini iyi tanımaya çalışır sonra bu grup içinde onları en verimli nasıl kullanabileceklerini bulmaya çalışırım. Sonra da onlara kendi yeteneklerine uygun görevler verir ve daha önce yapmamışlarsa da bunu yapabilecekleri güveni de aşılamaya çalışırım. Bu saydığın oyunculara da, diğerlerine de farklı bir şey yapmadım. Bazıları daha yüksek ve sürdürülebilir birer sıçrama yaptı. Ben onların, doğal olarak da onlar da benim başarılı olmama yardım etti. Koçluk yaptım, o kadar.
İstanbul’u
çok seviyorum
Bu yaz yaşanan terör olayları ve darbe kalkışması sonrası Türkiye'ye gelmekten çekindiniz mi?
- Hayır. Öncelikle ben İstanbul'u çok seviyorum. Bana çok hitap eden, çok heyecan verici, çok canlı bir şehir. Ayrıca ben zor zamanlar gördüm, zor zamanlar yaşadım. Bu tip konularda endişe duyacak belki de son kişiyim. Türkiye güçlü bir ülke. Burada endişelenmemi gerektirecek hiçbir şey yok. Şimdi her şeyin daha yatışmış olmasından da elbette memnunum ama hiç endişe duymadım. Buraya gelirken de rahattım, şimdi de rahatım. Ayrıca dünyanın her yerinde tehditler var. Sadece burada veya herhangi bir başka noktada değil.
İstanbul'un en sevdiğiniz yanını söyleyin.
Eski ve yeninin buluşması. Tarihi ve modern hayatın bütünlüğü beni büyülüyor. Farklılıkların bir araya gelmesini görmek bana ayrı bir heyecan ve yaşama enerjisi veriyor. İstanbul'da bu fazlasıyla var.
Peki sevmediğiniz? Trafik hariç.
Bir huzursuzluk seziyorum. Yanlış yorumluyor olabilirim ama insanların endişeli olduğunu hissediyorum. Herkes için bunun geçmişle ilgili ve geçici olduğunu ve gelecekle ilgili olmadığını umuyorum.
Obradoviç’le rakibiz ama aynı taraftayız
Obradoviç hakkındaki görüşünüzü sorsam.
Zeljko Obradoviç yıllardır sahada rakibim olabilir. Birbirimizi yenmek için elbette elimizden geleni yapıyoruz. Ama ben karşılıklı takımlarda olsak da aynı tarafta olduğumuzu düşünüyorum. O doğru şeylerin tarafında. Prensipleri, oyuna saygısı, oyunu yüceltmesi, doğru hareket etmesi benim çok saygı duyduğum, kendimi aynı tarafta hissettiren değerler. Neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda çok paralel görüşlerdeyiz. Bu da karşılıklı oynasak da yan yana olduğumuzu düşündürüyor.
Ona büyük saygı duyuyorum.