Güncelleme Tarihi:
Bilgiye ulaşmak kadar kolay değil sevgiye ulaşmak günümüzde. Instagram filtreleriyle örtülemiyor hayatın bazı acıları.
Farkındalığımız artarken tahammül sınırımız azalıyor ve güzel bir dünya çok uzak bir hayal gibi görünüyor! Evet böyle düşündürüyor bazı yaşananlar ve insan ister istemez soruyor kendine: ‘Güzel bir dünya artık bir ütopya mı?’
Bu soruyu yönelttiğimiz Kişisel Dönüşüm Eğitmeni, Yazar ve Doktor Erkan Sarıyıldız, “Hayat hep olduğu gibidir ve ona güzel-çirkin olma tanımlamalarını bizler kendi baktığımız pencereden gördüklerimizle belirleriz” diyor. Yani güzel bir hayat oluşturmak için önce bakış açımızı doğru hale getirmemiz şart. Psikolog ve Enerji Terapisti Evren Gönenç ise, ‘Bugün dünyaya, aileme, kendi yaşamıma nasıl daha fazla katkı sağlayabilirim?’, ‘Kendi yaşamımı, ailemin yaşamını ve diğer insanların yaşamını iyileştirecek ve güzelleştirecek hangi adımları atabilirim?’ gibi soruları her gün kendimize sormamızı öneriyor. Buradan başlayabilir ve bugün yaşamımızı iyileştirecek, renklendirecek bir şey yapabiliriz.
Marketteki görevliye ‘günaydın’ demek, iş arkadaşımıza yardımı için teşekkür etmek, canı sıkkın bir dostumuza sarılmak, iş çıkışı eve giderken soframıza keyif katacak bir çiçek almak küçük detaylar gibi görünse de dalga etkisiyle büyük değişimlere dönüşebilir, hayatımızı ve dünyamızı güzelleştirebilir.
KENDİMİZDEN BAŞLAMALI, AMA NASIL?
Amaçlarımızla, kararlarımızla, seçimlerimizle bir yol çiziyoruz kendimize ve bu yolda pişmanlıklara takılıp kalmamız, tamamlanmamış hesaplaşmalarla mücadele etmemiz kendimize mutlu bir gelecek hazırlamamızın önünde koca bir engel gibi duruyor. Evren Gönenç, kendimizle barışmak için, geçmiş seçimlerimiz de dahil olmak üzere farkındalığımız doğrultusunda en iyisini yaptığımızı kendimize hatırlatmamızın önemli olduğunu vurguluyor. Olaylara farklı açıdan bakabilmek ve harekete geçmek için öneri listesi ise şu şekilde
- Kendinizi kurban gibi görmeyi bırakın. Bu rolden çıkmak için adım atmaya kararlı olun.
- Sizi güçlü kılan yetenek ve değerlerinizi belirleyin. Bunları kendinize sık sık hatırlatın.
- Kendine sevgi ve şefkatle yaklaşan ve kendi değerinin farkında olan biri sizin durumunuzdayken neyi seçerdi? Ne yapmayı tercih ederdi? Bu bilinç ve soru çerçevesinde seçeneklerinizi belirleyin, hangi seçenekle ilerlemek sizi daha güçlü, değerli kılar ve iyi hissettirir? Bunları değerlendirin ve adımınızı atın.
SEÇİMLERİMİZ VE BİZ
Seçimlerimizi net bir şekilde yapmakla mutluluk arasında ciddi bir bağ var. Hayatta neler bizim için daha önemli? Bu sorunun yanında kendimize sormamızı önerdiği başka sorular da var Evren Gönenç’in:
- Kimin hayatını yaşıyorum?
- Bu hayatı seçen ben miyim, yoksa annemi, babamı memnun etmek ve toplumsal statümü korumaya devam etmek için mi buna devam ediyorum?
- Yaşamda beni neler mutlu ediyor?
- Nerede ve kimlerleyken yaşam coşkusunu iliklerime kadar hissediyorum?
Bu soruların yanıtları hayatımızı değiştirebilir!
ANAHTAR KELİME: HOŞGÖRÜ
Başkalarının seçimleri konusunda hoşgörülü olmak ise belki de en önemlisi! Çünkü insanların seçimlerine saygı duymadığımız sürece hem ilişkilerimizi hem de dünyayı kaosa sürüklemekten başka bir şey geçmiyor elimize. Kimseyi olduğundan farklı biri olmak için zorlamaya hakkımız yok. Erkan Sarıyıldız bu önemli nokta için şunları söylüyor: “Kendimize herkesin muhteşem bir bütünün parçası olduğunu tekrar tekrar hatırlatmalıyız. Herkes kendi yolculuğunda ilerliyor. Bizim tek yapabileceğimiz şey bir başkasının seçimlerine ve oluşlarına saygılı olmak. Bir başkasını kendi gerçekliğimize geçirmek için zorla ikna etmek, onun varlığına en büyük saygısızlık. Yapabileceğimiz tek şey kendi alanımızda durmak ve korumak. Bir başkasını kendi isteği olmadan değiştiremezsiniz ve değiştirmeye çalışmamalısınız. Siz sadece siz olun ve kendi ışığınızla durun. Işığınızdan faydalanmak isteyen yanınıza gelecektir.”
HAYAT BİR DENEYİMLER BÜTÜNÜ
Kendi değerlerimizi bilmek ve seçimlerimizin peşinden gitmek hayatın zor ve bazen de acı olduğu gerçeğini değiştirmiyor elbette. Bu yüzden içsel barışı sağlamak kadar zorluklarla mücadele konusunda güçlü olmak da şart. Erkan Sarıyıldız, “Kendimizi tanımamız için bazen çok acı dolu süreçlerden geçmemiz gerekebiliyor. Ben dünya deneyimini komando eğitimine benzetirim. Buraya hiçbirimiz yan gelip yatmak için gelmedik, hepimiz kendi en iyimizi bulmak için buradayız. Her an, ama her an aslında kim olduğumuzu, burada neden bulunduğumuzu ve bu yaşadığımızın bize kattıklarını hatırlamalıyız” diyor. Yapmamız gereken üzüntülere takılıp kalmak değil, dersimizi alıp, yolumuza devam edebilmek aslında."
ŞŞT ŞŞT SAKİN OL!
Karşımıza çıkan insanların hırsları, yaşanan kötü olaylar, provoke eden duygular karşısında sakin kalmayı, öfkemizi bastırmayı öğrenmemiz de daha güzel bir dünya için gerekli elbette. Evren Gönenç’in böyle anlar için kısa bir egzersiz önerisi var: “Öncelikle farklı bir alana geçip, gözlerinizi kapatıp, burnunuzdan derin nefesler çekerek ve ağzınızdan bu nefesleri vererek 10 dakika kadar devam edin. Sonrasında yine gözler kapalı şekilde, ellerinizi kalbinize ve midenize koyarak ‘Şu an her şey yolunda. Ben güvendeyim. Sakinleşmeye izinliyim’ olumlamalarını kendinize yüksek sesle söyleyin.”
BU İÇERİK