Güncelleme Tarihi:
Avrupa’dan Arap Yarımadası’na transferleri sıkça duyuyoruz, bu ilk değil.
Muhakkak son da olmayacak. Fakat garip...
Garipsememin nedeni ise Ronaldo’nun Al Nassr taraftarlarına tanıtıldığı anlardaki görüntüler...
Hayır hayır! Ronaldo’nun Arapça konuşturulmasına sözüm yok.
Türkiye’ye gelseydi Türkçe “Hoş buldum, merhaba, nasılsınız” falan dedirtirdik.
O yüzden onlar çok normal.
Benim kafam kız arkadaşı Georgina Rodriguez’e takıldı...
Dikkatlice baktım o anlara.
Georgina’ya odaklandım.
Mutsuz gözüküyor.
Mutsuz kadını çok uzaktan anlarım ben.
Sanki...
* Ne yapacağız buralarda...
* Yol bilmem iz bilmem...
* Gucci, Chanel, Prada tam olarak nerede...
* İstediğim gibi giyinebilecek miyim...
* Eş dost arkadaş hepsi İngiltere, Portekiz, İspanya’da kaldı....
* Ronaldo futbolu bıraksa da rahatlasak.
Gibi duruyordu o anlarda...
Yani para tabii ki önemli.
Hatta insan oldukça daha fazlasını istiyor, aksini görmedim ben.
Peki ya evdeki huzur?
Bu Arabistan macerası Ronaldo’ya para kazandırır ama muhtemelen Georgina’yı da kaçırtır.
Haydi yazın bir kenara...
Aynen aynen KÖFN kim ki?
Artık hepiniz kim olduğunu çok iyi biliyorsunuz , o yüzden isim vermeyeceğim.
Bazıları isimleri nasıl geçerse geçsin yeter ki geçsin kafasındalar çünkü.
Onlara prim vermemek lazım ama değil mi?
Bu şahıs, herkes hakkında, “Kim bunlar, adı ne, ilk defa duydum” falan diyor.
En büyük ahlak bekçiliğini kendisi yapıyor ama onu tanıyanlar biliyor ki en kötü kalpli olanı o...
Baksanıza siz şu yaman çelişkiye.
İşte o ablamız sunduğu magazin programında demiş ki, “KÖFN mü? Adları ne, kim bunlar? İlk defa duyuyorum. Kim dinler ki bunları?”
Hahahaha!
Çok kısa bir cevabım var...
◊ Senin şarkı söylediğin ülkede herkes her şeyi dinler!
◊ Senin şarkı söylemeye cüret ettiğin yerde ben doktor olmaya falan kalksam kimse “Ne yapıyorsun” demez mesela.
◊ Senin sunuculuk yaptığın şu ortamda kim ne yapsa sırıtmaz.
Siz, o ve onun gibilerin farkına varın lütfen.
Toksik kişiler bunlar.
Ayrıca KÖFN’ün “Bi Tek Ben Anlarım” şarkısını dinlediğine yemin edebilirim ama asla ispatlayamam...
Adı: Phubbing’miş
Tesadüfe bakın...
Geçtiğimiz gün köşemde “Kıl kapıyorum sürekli telefonla uğraşanlara” diye bir yazı yazdım.
Aynı gün karşıma çıktı.
Bunun bir adı varmış. “Phubbing” deniyormuş bunu yapanlara.
Hatta “Phubbing’e son” kampanyaları falan başlatılmış. Meğer herkes dertliymiş bu mevzudan.
Çünkü uzmanlar bu durumu, insan ilişkilerinin sırtındaki en büyük tehlike olarak tanımlıyor.
Sosyal hayatı derinden etkilediğini savunuyor.
Hatta kelimenin geçmişi de hayli yerinde. ‘Telefon’ ve ‘küçümseme’ kelimelerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmış bu tanım.
Bence nokta atışı...
Siz telefona bakarken karşınızdakini resmen küçümsüyorsunuz aslında.
Sosyal medyada olup bitenlere ayak uydurma ihtiyacınız tadımızı tuzumuzu kaçırıyor açıkça.
Hani insan hep en yakınındakilere hoyrat davranır ya...
İşte ‘phubbing’i de en yakın çevremize yapıyoruz.
Nasıl olsa beni böyle de kabul eder, ne yaparsam yapayım o hep yanımda düşüncesiyle ‘phubbing’liyoruz yakınımızdakileri...
Pistleri açsak mı?
Benim için Hande Yener “Siz konuşun ben işimi yapar geçerim” kadınıdır...
Tanımıyorum ama o enerjiyi alıyorum.
“Siz açılın saçılın, ben şarkılarımı söyleyip kaçarım” mesajını alıyorum sık sık.
Ve “ortaya bir şov koyulacaksa en iyisi benden gelir” özgüvenini nedense hissediyorum hep.
Hiç şaşmıyor bu...
Mesela geçtiğimiz gün demiş ki, “Rakamlara bakıldığında herkes dünya starı. Ama ortada yoklar. Neredeler?”
E çok doğru...
Algı bunun adı.
Algı yönetimi ayrı bir meslektir.
Evet, alkışlanması da gerekir. Ama bunu çok abartanlar var ortalıkta.
Onların karşısındaysa buna ihtiyaç duymayan bir tayfa var. Aralarında Hande’nin de olduğu.
Şimdi bir albüm çıkaracakmış. Tamammış hazırlıklar. Hatta ilk önce “Benden Bir Tane Daha Yok” isimli şarkısını dinleyecekmişiz.
Vallahi güzel isim seçmiş.
Hande’nin ‘şahsına münhasır’ isim seçimi olmuş.
Ben albüm haberini alınca şunları mırıldanmadan duramadım:
◊ Mekânın sahibi mi geliyor?
◊ Pistleri boşaltsak mı?
◊ Kenara mı alsak bazılarını?