Çiler Geçici (Audiosoup) anlattı: Instagram’dan sonra her şey değişti…
Güncelleme Tarihi:
Siz onu Instagram’dan ‘Audiosoup’ olarak tanıyorsunuz. Ama o, Beyoğlu Hayal Kahvesi’nin müzik direktörü olarak çalıştığı sektörün yakından tanıdığı bir gizli kahramandı. Fotoğraf ise hep diğer aşkıydı, bunu sonradan öğrendiniz. Çiler Geçici ile müzik, fotoğraf ve sosyal medya üzerine sohbet ettik.
Instagram’ın resmi hesabının ilk takip ettiği fotoğraf sanatçılarından biri, eski ‘mekâncı’ ve müthiş bir müzik zevkine sahip olan ‘master’ Çiler Geçici’yi gözüme kestirdim. Yıllar önce kahvesini içmek için ikide bir Hayal’deki odasında belirirdim. Saatlerce müzik konuşurduk. Temel atma törenleri o odada gerçekleşmişti.
GECE HAYATINDA GÜN YÜZÜ GÖRMEDİM, EMEKLİ OLDUM
10 sene sonra Geçici, ‘Audiosoup’ adıyla Instagram’da müthiş bir başarı elde etti. Konuyu şaşkınlıkla takip ettim. Müzikle ilişkisini hiç kesmemiş, bir de üstüne diğer aşkı fotoğrafçılığı eklemişti. 10 sene sonra nihayet adam gibi buluştuğumuzda hiçbir şeyin değişmemiş olduğunu görmek harikaydı.
O yıllarda Çiler konserler sırasında arada bir nefes almak için odasına kaçar ve orada fotoğraf üzerine çalışırdı. ‘Gece hayatında çalıştığım için gün yüzü görmedim. İlk fotoğraflarım bu nedenle hep konser fotoğrafları oldu…’ diyor. Tabii Instagram’dan sonra ise her şey değişti. Sanal dünyaları sallamayan bir yapı olduğum için eşeledim. ‘Artık, gece hayatından emekliyim, gündüzlere zaman kalıyor. Zamanımı seyahat ederek, fotoğraf aşkımı ilerletmek için harcamak çok keyifli.’
NASIL ÜNLÜ OLUNACAK? ŞÖYLE…
Çiler geçen sene, Instagram’ın ‘kralı’ Mehmet Kirali (nam-ı diğer Civilking) ile evlendi. O düğünde müzik sektörü alev aldı. ‘Benim şansım, hayatımı paylaştığım insanın da aynı aşka sahip olması. İkimiz de kendimizi bu sayede yeniden keşfediyoruz’ olarak açıkladı durumu.
Konuyu, en büyük sıkıntım olan sosyal medya kullanımına getirdim. Konu kullanıcılar için ünlü olmak, para kazanmak tabii… “Eskiden gece hayatı sektörü nasıldır, derlerdi. Şimdi o soru değişti. Şimdi iş sosyal medyada nasıl ünlü olabilirim’e geldi” dedi. Neden ünlü olalım ki? Ama sordum: Nasıl? “Bu konuda verdiğim cevap hiç değişmedi. Çok çalışarak” dedi.
ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI: AY KONU KOMŞU NE DER SONRA…
Çiler ve Mehmet evde halen Radiohead, Pearl Jam, Alice in Chains dinliyormuş. Sevincimi gizleyemeyeceğim.
Tabii ki müzik konuşmaya başladık. Sordum, “Müzisyenlerin kibirli olanlarını ne yapacağız, umut var mı sence?” Cevapladı: “Umut var. Çok güzel şeyler duyuyorum. Spotify ve Apple Music’te yeni isimleri takip ediyorum. Gelişimleri çok hoşuma gidiyor. Ayrıca Sofar Sounds İstanbul bence harika oldu. Yurt dışındakileri de takip ediyorum. Şanslılar, kendilerini duyurabiliyorlar.”
KİBİR NEDİR: MÜZİKTE ARAYIŞ BİTER Mİ?
Kibir bir canavar gibi bekliyor mu pusuda adlı atağıma şu geldi: “ Müzik bir arayış ve bence bitmemeli… Örneğin Thom Yorke. (İngiliz rock grubu Radiohead’in solisti.) Şimdi ne yapacak diye hep onu merak ediyoruz. Müzisyen dediğin böyle olmalı. İnan ki bir konsere gitmek için heyecan duymayı özledim.”
Sektörün kan ağlaması hususuna değindik. “Atmosfer gergin. Hep önce konserler iptal oluyor. Ülkede ne olursa olsun herkes işine gider ama konserler iptal olur. Ama konser illa ki bir eğlence türü değildir. İnsanlar konserlere birbirlerini iyileştirmeye gider, müzisyenler bizi avutur” diyerek topu ağlara gönderdi.
BU SENEKİ FESTİVALİMİZİ BELİRLEDİK
Çiler’e önümüzdeki aylardaki planını sordum. Mart ayı rotasını şöyle belirlemiş: Dubai, Maldivler, Seyşeller, İspanya’da Endülüs turu ve oradan Marakeş… Tabii tüm yazı Yunanistan’da adadan adaya gezerek geçirme niyetleri de var.
Bana “Bu sene hangi festivale gideceksin?” diye sordu. Son dakikacılık neyi gerektiriyorsa onu, diyemedim tabii. Hemen kafa kafaya verdik. Çiler ve Mehmet’le bu yaz üçümüzün birlikte kulis arkası çekebileceği harika bir festival programı yaptık. Ve Portekiz’de karar kıldık.
Mutlu olmamak elde değil. Tıpkı Hayal’deki o efsunlu odaya destursuz daldığım günlerdeki gibi...
