Güncelleme Tarihi:
"Bir şehirde yön bulmanı sağlayan ağaçlar ve binalar yıkılınca mecaz değil gerçek anlamda yönünü şaşırıyorsun artık.
Nereden dönüp, nereye saparak evine ulaşabilirsin? Bilmiyorsun.
Ağır bir ölüm kokusu burnunda, çığlıklar hem yer altından hem yer üzerinden gelen, devam eden sarsıntılar, tabutlar, kafanın üzerinde helikopterler, radyoda korkunç haberler, sokaklarda uyumalar, ‘ne olacak’ kaygısı…
Sıcak.
Su yok.
Yemek yok."
"Dahasını anlatmayayım.
Bu fotoğrafı analog çekmiştim, depremden bir süre sonra.
Bazen yıllarla eskiyor fotoğraflar ve anılar.
Bazen de bir gecede, 45 saniyede, anı oluyor her şey.
Âni oluyor.
Yönünü kaybediyorsun.
Kalbin, 23 yıl geçse de yanıyor, söndüremiyorsun."
"İkinci fotoğraf hayatımda büyük rol oynayan ilkokul öğretmenim ile. Matematik derslerinde mandolin çalardı… Yazık ki depremde kaybettiğimiz bir çok sevdiğimizden biri.
Ne zaman bugün gelse, anarım. Bugünlerimi görsün ve gurur duysun isterdim. Ailemle konuşup ‘Ceylan kesinlikle müzik okumalı’ diyen ilk öğretmenim."